TAPDK’nın uygulamaya koymaya hazırladığı Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik taslağı büyük tepkilere neden oldu. Tasarının bazı kesimlerce, yol kenarlarındaki tesislerde içki satılamayacağı şeklinde yorumlanması üzerine turizmciler, "Böyle olacaksa tesisleri kapatalım daha iyi" dedi.
Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB) Başkanı İlhan Açıkgöz, "Böyle bir şeye inanmak istemem. Sahil bölgelerinde 5 yıldızlı otel ve tatil köyleri, yine diğer yıldızlı oteller yol kenarlarında da olabiliyor. Sizin buralarda içki satışını yasaklamanız demek turizmi öldürmeniz demektir. O zaman turizm belgesinin ne önemi kalıyor ki? Oteller ile dinlenme tesislerinin aynı statüye sokulması büyük yanlış olur. Bir defa müktesep hak denilen bir şey var. Hadi diyelim ki bunu da kaldırdılar o zaman buralarda turizm yapılması istenmiyor demektir. Turist gelmediği zaman da bu bölgeler biter. Mutlaka buna bir çözüm getirilecektir, getirilmek zorunda. Şu anda Hollanda’da turizm fuarındayım. Türkiye’ye döndükten sonra gerekli girişimlerde bulunacağım" dedi.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Marmaris Yürütme Kurulu Başkanı İsmail Özbozdağ da bu konuya yıllar önce dikkat çektiğini söyledi. Özbozdağ, "Ben bunu yıllar önce söylemeye başlamıştım ve sonunda olacağı buydu. Kırmızı noktalı şehirler yaratılmaya çalışılıyordu. Bu çok yanlış. Turizme açık yerlerde bunun uygulanması çok zor. Bu bizim için çok büyük güncel sorun olur. Bütün turistik yerler batar. Bizim bölgemizde tüm yollar üzerinde oteller ve konaklama tesisleri mevcut. Otelleri kapatın gidin mi demek isteniyor? Bu olmazsa, sahil kesimi işletmecileri ayağa kalkar" diye konuştu.
TURİZMİN KATLİ
GETOB Denetleme Kurulu Başkanı Yakup Avcı da böyle bir uygulamanın turizmin katlinden başka bir işe yaramayacağını savundu. Avcı, "Ekonomik liberalizmi savunan hükümetin sosyal hayata bu derece müdahalesi ve sınırlayıcı fikirleri ve uygulamaları, hükümetin bundan sonraki icraatlarıyla ilgili ciddi anlamda endişe ve şüphe doğuruyor. Bunu dünyaya anlatabilmek mümkün değil. Bu uygulama kolluk kuvvetlerine verdiği yetkilerle turizme her türlü müdahaleyi meşru kılıyor. Demokrasiyi ve özgürlük alanını genişlettiğini söyleyen bir hükümetin böyle bir yönetmeliği yürürlüğe koymaya veya yasalaştırmaya kalkışması düzeni değiştirmeye yönelik bir eğilimdir. Turizmle ilgili olarak biz imajımızı düzeltmeye, kendimizi değişik ülkelerde anlatmaya, yeni pazarlar yaratmaya çalışırken, böylesi bir düşünce ve tutum turizmin belini kıracaktır" dedi.