İngiltere'ye gerçekleştirdiği ziyaretin üçüncü gününde İngiltere parlamentosunda bir grup milletvekiline hitap eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İngilizce olarak yaptığı konuşmasında, Türkiye-İngiltere ilişkileri ve Arap Baharına ilişkin değerlendirmelerde bulunduktan sonra Kıbrıs meselesiyle ilgili AB'ye mesajlar verdi. Toplantıya Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, oğlu Mehmet Emre Gül, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz'ün yanı sıra İngiltere Adalet Bakanı Jack Straw' da katıldı.
"SONUÇLARINA ER YADA GEÇ HERKES KATLANIR"
Cumhurbaşkanı Gül, ''Kıbrıs'taki yarım devletin 2012'nin ilk yarısında AB Dönem Başkanlığı yapacak olması AB'yi zayıflatır" dedi. Cumhurbaşkanı Gül konuşmasına: ''Bu şartlar altında AB'nin Kıbrıs'ın bütünlüğünü tamamen imkansız hale getirecek sürecin başlamasına sebep olacağından endişeliyim. Böyle bir sürecin sonuçlarına er ya da geç herkes katlanır.''
"ÇÖZÜMÜ RUM TARAFI ENGELLİYOR"
Ada'da çözüme ulaşılmasını Rum tarafının engellediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, AB ülkelerinin, Kıbrıs'ın tamamını temsil etmeyen Rum kesimini üyeliğe kabul ederek ilkeleriyle çeliştiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, ''Kıbrıs'taki yarım devletin 2012'nin ilk yarısında AB Dönem Başkanlığı yapacak olması, AB'yi zayıflatır. AB'nin bu durumu normal görmesi, Rum tarafını çözüm konusunda isteksizleştirdi. AB, ortaya çıkabilecek böyle bir durumu ancak siyasi irade göstererek önleyebilir. İngiliz dostlarımız AB tarafında bu niyetin sergilenmesi için kritik rol oynayabilir.''
"TÜRKİYE AVRUPA İÇİN EN GÜVENLİ ENERJİ TEDARİKÇİSİ"
Türkiye ekonomisinin son yıllarda hızla büyüdüğünü ve büyük mesafe kat edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin kendini sürekli geliştiren ve hızla büyüyen bir Avrupa ülkesi olmasına rağmen, son iki yılda tek bir müzakere faslının dahi açılmadığının altını çizdi. Türkiye'nin Avrupa için en güvenli enerji tedarikçisi olacağını, ancak buna rağmen enerji faslının açılmadığını dile getiren Gül, Türkiye'nin AB serüveninin kararlılıkla devam ettiğini vurguladı. Gül, süreç sonunda üyeliğe Avrupa ülkelerinin olduğu kadar Türk halkının da karar vereceğini söyledi.
DİPLOMATİK İLİŞKİLERİMİZ 16'NCI YÜZYILA DAYANIYOR
Bugünkü toplantının iki ülke arasındaki ilişkilerin ve tarihi dostluğun güçlenmesine katkıda bulunacağını belirten Cumhurbaşkanı Gül, ''Tarihi derken onlarca yıl ya da yüzyıldan bahsetmiyorum. Diplomatik ilişkilerimiz 16'ncı yüzyıla kadar uzanıyor'' dedi.
İngiltere ile Türkiye'nin bölgelerinde kilit rol oynadığını ve benzer görüşleri paylaştığını kaydeden Gül, iki ülke arasındaki işbirliğini 'mükemmel' olarak niteledi. Gül, işbirliğinin ikili ilişkileri de aştığını ve çok geniş coğrafyayı ilgilendirdiğini ifade etti.
TÜRKİYE VE İNGİLTERE DÜMENE GEÇMELİ
Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın tarihi bir değişimden geçtiğine dikkati çekerek, ''Yaşanan gelişmelerle başa çıkmak için seçilecek yol gelecek nesillerin yaşamını da etkileyecek'' dedi. Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Ortadoğu'ya eski düzenlerin değişmekte olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, ''Gerçekten keşfedilmemiş denizlere doğru yol alıyoruz. Türkiye ve İngiltere hepimizin içinde bulunduğu geminin doğru yolda ilerlemesi için dümenin kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Türkiye ve İngiltere G-20 bünyesinde dünya ekonomisini istikrara kavuşturmak için ortak çaba içinde, Avrupa'nın bütünüyle daha özgür ve barış içinde olması için uğraşıyor. NATO'da güvenlik için işbirliği yapıyor. Afganistan, Irak ve Libya gibi coğrafyalarda güvenlik ve istikrarı yerleştirme gayretinde, Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının dönüşüm ve demokrasi mücadelesine katkı veriyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Arap Baharı sürecinde hangi ülkede neler olacağına dair sağlıklı öngörüde bulunmak için erken olduğunu, ancak açık olan şey bölgede kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan demokrasi sürecinin başladığını söyledi. Cumhurbaşkanı Gül konuşmasına şöyle devam etti: "Tabii ki bu süreçte inişler ve çıkışlar olacaktır. Her ülke kendi dengesini kendi koşullarına göre kuracaktır. Bölgenin onyıllardır süren acılarını sona erdirmek için elimizde altın bir fırsat var. Umarız, bölge halklarının saygın bir hayat sürme hayalleri gerçekleşir. Bu yolda halkların da direksiyonda olacağına şüphe yok. Bölge ülkelerinin liderlerine gerekli reform adımları atmaları yönünde çağrılar yapmıştık, ancak bu çağrılarımız yanıt bulmayınca baskıları artırdık ve halkların yanında yer aldık. Türkiye'nin bu süreçteki değeri, mevcut rejimler yıkılıp yerine ne getirileceği zaman daha da iyi ortaya çıkacak."
"SURİYE İLE İLİŞKİLERE ÖNEM VERİYORUZ"
Cumhurbaşkanı Gül, Suriye'de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak ise Türkiye'nin Suriye ile ilişkilere çok önem verdiğini ve son dönemde Şam yönetimiyle önemli adımlar atıldığını ifade etti. Şam yönetimine halkın sesine kulak vermesi için defalarca çağrıda bulunduklarını ve olumlu yanıtlar aldıklarını belirten Gül, yine de ülkedeki durumun değişmediğini kaydetti.
Aynur TATTERSALL-Alpaslan DÜVEN/ LONDRA, (DHA)