Yapmayın, bu güzel vatana yazık etmeyin. Aklınıza gelen her sözü söylemeyin. Siyasetçiler, politikacılar, yoksul halkın yararına değil kendi çıkarlarına veya zenginlerin lehine çalışanlar, Türkiye Cumhuriyeti devletine hakarete varan söz edenler, ülkeyi bölmeye kalkanlar, yabancılarla, düşmanlarla işbirliği içinde olanlar size söylüyorum.
İşsizlerin sayısı her gün artarken, emekliler geçim sıkıntısı çekerken, işçiler güvencesiz asgari ücretle çalışırken, göçmenler ve sığınmacılar el üstünde tutulurken Ankara'dakiler neler yapıyor? Yerel seçim sonrası halk için alınan bir karar duymadık, görmedik, öğrenmedik. Enflasyon gerçek anlamda patlarken, yoksul halk nefes almaya çabalarken, TÜİK sahte rakamlarla olumlu tablo çizmeye çalışıyor. Hayat pahalılığı insanları çaresiz ve mutsuz yaparken, aldatma rakamlar vererek göz boyamanın kime ne yararı var?
4. KEZ CUMHURBAŞKANI
Anayasa değişikliği en üst perdeden seslendiriliyor. TBMM Başkanı yüksek sesle Anayasanın ilk 3 maddesini değiştirmeyi dile getiriyor. Oysa, o ilk üç maddenin Anayasamıza göre değiştirilmesi, teklif dahi edilemez. Meclis başkanı, titrek bir ses tonuyla yaptığı konuşmada, "tarafsız olma/kalma" özelliğini yitirdi. Başkan öyle bir kelime oyunu yaptı ki, herkesi şaşırttı. Türkiye binbir sorunla cebelleşirken Numan Kurtulmuş'un bu sürpriz çıkışı haklı olarak ciddiye alındı ve eleştirildi.
Anayasamız diyor ki: İlk üç madde değiştirilemez. Değiştirilmesi teklif edilemez.
Yeni bir anayasa hazırlığı yapan ve bunu her zeminde dile getiren "Cumhur ittifakı" üyelerinin gerçek amacı, Recep Tayyip Erdoğan'a 4. kez Cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunu açmaktır. DEM partisine yeni bir "açılım" veya "barış süreci" önerisi yapılması da bu operasyonun ana eksenidir.
KÜRTLERİN İSTEKLERİ
Kürt politikacıların esas hedefi Abdullah Öcalan'ın ev hapsine çıkarılması, kazandıkları belediyelere atanan kayyımların görevden alınması, PKK'nın Pişmanlık Yasasından yararlandırılması, müebbet hapis cezası alan militanlara geçici af çıkarılması ve okullarda seçmeli Kürtçe dersi okutulmasıdır. 2012 yılındaki çözüm sürecinde Öcalan'ın devletle anlaştığını, Kürt politikacılar açıkça söylüyor. Ne karşılığında bu anlaşma olacakmış? Silahlar susacak, Kürtler başkanlık sistemini destekleyecek ve Erdoğan'a oy verecekmiş. Altan Tan bu konuda çok iddialı konuşuyor, "aksini iddia eden varsa ortaya çıksın" diyerek, adeta meydan okuyor.
Düne kadar, "Abdullah Öcalan bebek katilidir" diyen MHP, bu gelişmenin neresinde, hangi noktada duruyor? Bildiğimiz ülkücülerin bugün gelinen noktada bu görüntüden uzakta olmasıdır. Oysa Devlet Bahçeli'nin uzattığı el, bugüne kadarki geleneksel milliyetçilikten/ülkücülükten çok uzaktır.
GAZETECİNİN YAZDIKLARI
Gazeteci Batuhan Çolak'ın yazdıkları, tarihi süreçte yaşanan gelişmeler açısından çok ilginçtir:
"Sırrı Sakık, 25 Eylül’de terörist başı Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasını öngören kanun teklifine imza atıyor. 1 Ekim’de Meclis açılışında, Devlet Bahçeli ve Sırrı Sakık tokalaşıp ayaküstü sohbet ediyor. Bu görüşmeden tam 1 hafta sonra (8 Ekim 2024) DEM grubu, aralarında Abdullah Öcalan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan PKK yöneticilerinin 'Şartlı salıverilmelerini' kapsayan 110 maddelik kanun tekliflerini Meclis komisyonuna sundu. Normalde ortalık ayağa kalkardı, çıt yok! Bu gelişmeler karşısında 3 maymunu oynayan Türk siyasetinde bu gece de Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’tan anayasanın 3'üncü maddesi değişebilir mesajlı açıklamalar geldi."
ANAYASA İHLALİ SUÇU
Anayasa'nın ilk 4 maddesi ile 66. madde Türk ulusu için kırmızı çizgi olarak kabul edilir, tartışması bile yapılamaz ve dokunulmazdır.
Halkın asıl sorunları gözardı edilerek gündem değiştiriliyor ve gelecekte Türkiye'nin bölünmesine evrilmesi kaçınılmaz bir sürece doğru taşınıyor. Türkiye Cumhuriyeti, milleti ve devletiyle bölünmez bir bütündür. Atatürk yolundaki Türk milliyetçileri, vatanın korunması uğrunda birlik olarak, Ankara'da haddini aşan öneriler yapanlara gereken cevabı vermek için uyanık olmak zorundadır.
Anayasa'nın 3 maddesi ile ilgili değişiklik önerisi 5237 sayılı Türkiye Türk Ceza Kanunu 309. maddesine göre, "anayasayı ihlal" suçudur. Ankara'daki siyasilere sesleniyorum. Ne olur yapmayın. Tuhaf konuşmayın, akıl almaz önerilerde bulunmayın, düşmanın hevesini kabartacak saçmalıklar yapmayın, Türkiye'yi zorlamayın, bu vatana yazık etmeyin.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |