Şarkıcı Seren Serengil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çok kırgın olduğunu söyleyerek,“Başlarda Tayyip Erdoğan'ı çok seviyordum. Sonra mesela bazı davetlerde beni hatırlamadığını düşündüm ve kırıldım. Zaten ben koşulsuz şartsız seven biri değilim, sevgi de karşılıklıdır” dedi.
Radikal gazetesinden Armağan Çağlayan’ın sorularını yanıtlayan Seren Serengil Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında görüşlerini açıkladı. Çağlayan’ın röportajının ilgili bölümü şöyle:
Sizin Cine5’teki programınız dedikodu programı değil mi? Siz yıllarca hep dediniz ya “Şu magazinden çok çektim. Benim için böyle konuşmayın. Bana şöyle demeyin.” Ama aslında ona yakın bir şeyi aslında şimdi siz yapıyorsunuz.
Ama ben eleştirilen kişilerin tarafında oluyorum. Çoğu zaman sanatçıları temsilen oluyorum ama tabi ki eleştireceğim bir durum varsa iyi veya kötü eleştiriyorum. Kendi özeleştirimi de çok yaparım. Bu dedikodu programı değil sadece. Sadece magazin yapmıyoruz. Magazin de var ama biz o gün gazeteye ne çıkarsa mesela Abdullah Gül bile varsa onu da konuşuyoruz.
Hiç çekinmiyor musunuz? Mesela arkadaşınızla ilgili bir haber geldi. Aslında düşünceniz farklıysa bile yine de söylüyor musunuz?
Maalesef olmuyor bende. Benim bu yüzden duruşum bence çok güvenilir. Çok yakın arkadaşım olsa tabi ki bir kollama isteğim oluyor. Çok insani bir şey bu çünkü sevdiğim insan için güzel şeyler söylemek istiyorum. O bir hata yapsa da korumak istiyorum. Mesela, Hülya Avşar’ı kayıtsız şartsız korurum çünkü acayip derecede yakınız. Çocuk yaşlardan itibaren, orta sonda veliliğimi yaptı. O yüzden o zamanlardan ailecek görüşmüşlüğüm var onunla. Ama yanlışını da söyleyebiliyorum çünkü bunu yapmak zorundayım. Alternatif bir kanalda program yapıyorum. Ana kanallardan biri değil. Programın tutması için natür olmam gerekiyordu. Zaten tip olarak natür değilim ama karakter olarak onu dengelemem gerekiyor. Doğruyu söylemeden edemiyorum. Kimi sevmez kimi çok doğru bulur. Bir duruşum var yani. Mesela Tayyip Erdoğan’ı çok seviyordum en başta. Herkese karşı kolluyordum. Şu bitti, bu bitti, mafya olayını bitirdi. Politikayla ilgili bir insan değilim zaten. Politikayla ilgilenmiyorum sadece TC vatandaşıyım ve ülkemin iyi idare edilmesini istiyorum. Bu kadar ilgiliyim. En başta herkesin korkuları vardı Türkiye, İran mı olacak falan filan diye. Baktım sonra korkularım olmadı. Herkes içkisini içmeye devam etti, silahlar patlamıyor artık. Daha güvenilir bir ülkede yaşamaya başladık. ‘Adam’ da bana biraz sempatik ve artistlik geldi. Hiçbir lisan bilmediği halde ‘One Minute’ demesi çok sempatik geldi. Öyle yaptı böyle yaptı adamı susturdu. Bütün bunların sonucu ben adamı sevdim; fakat sonrasında sen seni seveni sevmeye devam ediyorsun. Sonra mesela bazı davetlerde beni hatırlamadığını düşündüm. Kırgınlıklarım başladı. Sonra birkaç bir şey oldu uzaklaştık. Koşulsuz şartsız sevmiyorum ben. Ben koşullu şartlı seviyorum.
Çok egoist bir şeyden söz ediyorsunuz. Bazı sevgilerde karşılıksızdır.
Hangi sevgiler? Niye karşılıksız olsun. Ölümlü dünyada bir kere yaşayacağım. Ben onu seviyorsam o da beni sevmek zorunda yani.
Hayvanları karşılıksız sevmiyor musunuz? Ya da annenizi babanızı? Karşılıksız sevgiler var hayatta.
Hayır, onlar ben bırakmıyorlar, gitmiyorlar. Yanımdan ayrılmıyorlar, belki de o yüzden çok seviyorum. Bilemiyorum. Annemi karşılıklı seviyorum yani. Bence sevgiler karşılıklı. Karşılıksız sevgi diye bir şey yok. Romeo, Juliet falan zaten destan olmuşlar. Biz normal insanlarız ve gerçekten bütün sevgilerin karşılıklı olduğunu düşünüyorum. Beni seveni seviyorum, sevmeyeni sevmiyorum. Sende seni sevmeyen bir insanı sevmeye devam edemezsin.
Niye? İnsanlar kara sevdadan, karşılıksız aşktan intihar edip atlıyorlar. Var öyle şeyler hayatta.
Olabilir atlayabilir ama ben kendimden söz ediyorum. Ben hiçbir şeyi unutmam. Kötülükleri çabuk unutuyorum da iyilikleri unutmam. O yüzden de hatır çok önemlidir. Beni seveni seviyorum. Sen beni aradığın zaman gerçekten heyecanlanıyorum. Neden olduğunu bilmiyorum. Gerçekten sevdiğim için her halde. Sevmesem, beni ölsem kimse getiremez. Bin kişi röportaj yapmak istiyor. Hiçbir şeyi sevmiyorum, televizyona çıkmayı da sevmiyorum. Gerçekten çok enteresan bir insanım. Belki de git gide enteresanlaştım. İstemiyorum yani.
Tayyip Bey’e siz mesela Cumhurbaşkanlığı vizyon toplantısına çağırmadığı veya iftara çağırmadığından mı kırıldınız.
İftara herkes gitti. Bazı şeyler vardır. Mesela ilk gününden itibaren onu tanıyan herkes sevdi veya sever gibi yaptı çünkü kuvvetli bir yerde. Korku da saygı getiriyor. Herkes saygı duyuyor falan filan. Etrafındaki o sevgi pıtırcığı olan tipler zamanla tanıdıkça oldu. Ben ilk günden beri seviyordum onu çünkü daha ne olacağı belli değildi yani. Herkesin korktuğu bir dönemde seviyordum. O beni hiç hatırlamadı yani. Hatırlamadığı için bende onu unutmak zorunda kaldım.
Sizin onu sevdiğinizden kendisinin haberi var mı? Siz ona kırıldınız.
Tabi ki. Bazı söylemlerim olmuştur. Ben Avrupa Birliğinden sorumlu devlet bakanı Egemen Bağış’ın yanına gittim o zaman. Olmadık insanlarla da el sıkışıyor gerçi. Düşünüyorum acaba saçım sarı olduğundan veya iddialı bir tip olduğumdan dolayı mı korktu. Sonradan düşününce ben en düzgün yaşayanlardan biriyim.
Belki sevgililerinizle nikahsız yaşadığınızdandır.
Ne olacak bundan? Nasıl yani?
Biliyorsunuz nikahsız yaşıyorlar diye dizilerde bile evlendiriyorlar.
Valla 14 sene içerisinde hayatıma 4 kişi girdi. Üçüyle evlendim bir tanesi de flörtümdü. Ben zaten evlilikten yanayım. Tayyip’in beni sevmemesinin bundan kaynaklandığını düşünmüyorum. Etrafındaki insanların biraz daha duyarlı olmaları gerektiğini düşünüyorum. Çok fazla da önemsemedim aslında. Bu röportaj da bundan bahsetmemin sebebi çok önemsemem değil. O kadar uzatacak değilim ama seviyordum şimdi nötr vaziyetteyim.