Antalya Tenis İhtisas ve Spor Kulübü'nde (ATİK) gerçekleştirilen buluşmada Türkiye gündemine ilişkin tespitlerde bulunan Şen, Ermeni soykırımı iddiaları, başkanlık sistemi Balyoz ve Fenerbahçe Spor Kulübü'nün de içinde bulunduğu şike davalarını hukuki olarak yorumladı
TOPRAK TALEBİ GELEBİLİR
Salı Grubu Başkanı işadamı Muharrem Koç'un ev sahipliğinde yapılan toplantının giriş bölümünde Avrupa devletlerinin Ermeni soykırımı iddialarını ve hukuki yaptırım tartışmalarını değerlendiren Şen, “Birtakım siyasi etkileşimler üzerinden gidilerek Türkiye soykırımla suçlanıyor. Bu iddiaların öncelikli olarak tarihçiler tarafından yorumlanması çok önemli. Tabi ilerde yine birtakım siyasi baskı ve girişimlerle toprak talepleri karşımıza çıkabilir. Ancak olaya hukuki olarak bakıldığında Türkiye'yi bağlayıcı bir yapı şu an için gözükmüyor" dedi.
FEDERATİF YAPI BİZE UYMAZ
Yeni Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarının daha önce de gündeme taşındığını belirten Prof. Dr. Şen, “Türkiye kanun değiştirmeye, anayasa düzenlemeye bayılır. Ancak şu unutulmamalı; anayasayı, kanunları yenileyerek dertleri çözemeyiz. Önce insan kalitemizi artırmamız lazım. Anayasa'nın ilk 3 maddesine dokunmamak kaydı ile sistem değiştirebilirsiniz. Fakat federatif yapı Türkiye'ye uymaz. Bu yapılırsa bayrağı çeken birbirine saldırır" diye konuştu.
SEÇİM YENİLENMELİ
Yeni anayasa çalışmalarının nihayete erdirilip başkanlık sistemine geçilmesi halinde hukuki olarak yeniden seçime gidilmesi gerektiğini savunan Şen, “Eğer yeni anayasa çalışması yapılır ve Türkiye sırf merakından rejim değişikliğine giderse mevcut cumhurbaşkanının tekrar seçime girmesi gerekiyor. Hukuken başka çaresi yok. Yani yeni anayasaya göre seçim yapılması şart. Bunu 'Şu tarihte cumhurbaşkanı seçilen kişi başkan olarak görevine devam eder' diyerek hazırlanan geçici bir madde ile çözemezsiniz" dedi.
FİDAN MÜSTEŞAR OLAMAZ
Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan'ın Ak Parti'den milletvekili aday adayı olduktan sonra görevine geri dönmesi ile ilgili tespit yapan Şen, şöyle dedi:
“Sayın müsteşar görevinden ayrılıp bir siyasi partiye üye oldu, temayül yoklamasına girip birinci çıktı. Hakan Fidan'ın Seçim Kanunu'na göre müsteşar olabilmesi mümkün değil. Üçlü kararname ile ataması yapıldı mı bilemiyorum ama bu mümkün değil. Eğer olacaksa Milli Güvenlik Kurulu'nun önerisi ile olabilir. Böyle bir uygulama göz ardı edilmemeli, kişiye göre kural değiştirilmemelidir. Kurumların DNA'sı ile oynayarak sorun çözemezsiniz Bu gibi şeyler toplum inancını bozar, hukuk devleti ilkesini öldürür."
HERKES YENİLEME PEŞİNDE
Balyoz ve şike yargılamalarını da değerlendiren Prof. Dr. Şen, şöyle devam etti:
“Balyoz davasına bakın; o insanları niye mahkûm ettin, niye bıraktın? O mu doğru, yoksa bu mu doğru? Şimdi herkes bu tip davalardan sonra yargılanmanın yenilenmesi yolunu başlatmak istiyor. Bazı isimlerse adli sicil kayıtlarını sildirmeye çalışıyor. Geç gelen adalet adalet değildir. Ama Türkiye'de bu iş rayından çıktı. İnsanlar yeniden yargılanmanın peşinden gidiyor. Diğer bir konu şike yargılamaları. Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticileri müsabakalara şike veya teşvik primi vererek müdahale ettikleri iddiası ile yargılandı. Cebir ve şiddet yoktu, tehdit yoktu. Bunlar iddianamede de yer almadı. Ama kulüp yöneticileri özel yetkili ağır ceza mahkemesinde soluğu aldı. O dönem kanun değişmeseydi ve ciddi bir kamuoyu baskısı olmasaydı Aziz Yıldırım ve diğerlerinin içerden çıkabileceklerini düşünmüyordum. Çünkü doğru dürüst bir yargılama süreci geçirmediler. Ve o dönemde şöyle bir algı vardı; 'Aziz Yıldırım'ı başka bir mahkemenin (Ağır ceza) yargılamaya gücü yetmez.' Bu kayıtlara geçmeyen bir görüştü."
ANTALYA, (DHA) -