Kemer'in bazı zenginleri TOKİ sırasında

İnanılmaz bir Ocak ayı yaşadığımızı hepimiz farkındayız da ne olacak halimiz onu bilemiyoruz? Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin çok üstünde, güneyde yabancılar sahillerde, denizde İstanbul’da tam bir bahar...

Bu aralar İstanbul'dayım inanın Nisan ayı yaşıyor gibiyiz. Geçen sene de bu zamanlar İstanbul’daydım ve kar vardı. Kemer'den gelirken valizimi bol bol kazak, kalın mont, bere atkı ve bot şeklinde hazırlamıştım ne yazık ki getirdiklerimin hiç biri işime yaramadı boşuna hamallık yapmışım, dediğim gibi resmen bahar...

Evden çıkıyorum montla, eee İstanbul ya, eve dönüyorum kan ter içinde! Sırtımdan, saç diplerimden ter akıyor... Sonrası mı? O ter üstte kuruyor ve buyurun şifa kapılıyor. Ardından burun akıntısı, geniz ve boğaz yanığı, kuru öksürük...

Herkesler hasta, adına grip diyoruz, boğaz enfeksiyonu diyoruz ama ne olduğuna tam belli olmayan bir virüs dolaşıp duruyor ortalıkta...

Kardelenler, normalde kar yağışından sonra açarlar, ilkbaharın müjdecisi olarak bilinen kardelenler sıcağı görünce bahar gelmiş gibi açıverdi! Yine baharın müjdecisi olarak bilinen leylekler de sıcakları görünce mevsimleri karıştırıp kış ortasında İzmire geliverdiler...

En büyük sorunumuz ise su... Barajlar boşaldı... Eskilerde olduğu gibi topluca yağmur duasına çıkmalı başka çare kalmadı gibi…

Okullar yarı yıl tatiline girdi, çocuklarımız karnelerini aldı hepsini kutluyorum... Eskiden sömestr zamanı gelince çoğu aileler çocukları için tatil gezme programları yaparlardı. Bu programların başında da kar olan yerler tercih edilirdi. Uludağ, Kartalkaya gibi... Şimdilerde nerdeeee? Zaten kar yok o ayrı da fiyatlar! Aman aman el yakıyor demeyeceğim, akıl yakıyor...

İki çocuklu bir aileyi düşünün çocukları kar havası alsın istediler, eskilerde şimdi ödenecek 3 günlük tatil parası ile araba alınırdı!

Bırakın tatili, AVM lerin içindeki oyun parklarına götürürler ki biz de geçen gün benim küçüğü (daha 27 aylık oyun sınıfından karne aldı) Kadıköy tarafında ki bir oyun alanına götürdük, fiyatlara inanamadım. Bir araba jeton atıyorsun (süre 1 dakika bile değil) bir ileri iki geri sallanıyor jeton 20 TL.  Bir araba ile kalınıyor mu? Tabi hayır çocuk bu ondan inip ötekine koşuyor... Allah ailelere yardım etsin çok zor.

Karnelerin alındığı günün ertesi çıkan bir haber içimi yaktı, “annen karne hediyesi et aldı “ haberin doğruluğu var mı yok mu bilmiyorum, sonrasında bir takım açıklamalar yapıldı ama bunu yaşayan bir çok vatandaşımız var. Yani evine et götürmeyen bırakın eti, peynir almakta zorlanan... Simit 7 TL oldu... Bir simit çay ile karın doyurmak bile artık lüks. Tamam her şeye zam anladık da gelire neden zam yaparken bu kadar ince eleyip sık dokunuyor... Emeklilerin hali ortada nasıl geçinecekler, kiralar öyle, doğalgaz, elektrik uçmuş faturalar ödenemiyor, tüm bunlarla insanlar mücadele ederken, maliye bakanının çizdiği hayal dünyası, enflasyon oranları... Onların bu ülke vatandaşı olmadığını düşündürüyor, aksi takdirde bu yaşananları bile bile yok saymak?

Keşke maaşlara zam yapılacağına, elektrik, doğalgaz, benzin, gıda, et fiyatlarında geri çekilme olsaydı. Zincir marketlerden geçen yıl 60 TL’ye aldığımız ürünleri bu yıl 200 TL’ye zor alıyoruz... Her hafta etiket değişiyor ama hala emekliye yüzde 30 lütfen veriliyor. Kimi kime anlatacağız bilemedim...

Gelelim TOKİ rezaletine... Kemer’deki tüm zenginler toprağı olanlar maşallah TOKİ’ye kaydolmuş… Şaşırdık mı? HAYIR! Ne bekliyordunuz ki? Kemer’de fakir var mı? Varsa da Kemer’li değil, Kemer’li  olmayana da TOKİ şansı YOOOKKK…

Bu TOKİ meselesini bir sonraki yazımda daha detaylandırarak, belki de isim isim vererek siz okuyucularıma zengin ama kendini fakir hisseden bu kişileri teker teker açıklayacağım.

Bugünde benden bu kadar.

Sağlıkla,sevgiyle kalın...