“6360 HAKSIZLIĞA VE ZULME YOL AÇMIŞ, KENTİ VE İNSANI İLERİ GÖTÜRMEMİŞTİR”
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Anayasamızın değiştirilemez maddesi olan 2. Maddesi aynen böyle söylüyor. Hukuk Devleti olmak için hukuka saygılı olmak gerekir. Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır.
6360 sayılı kanun kimseye fayda sağlamadı. Kanun çıkmadan evvel birçok yerde 6360’ın vatana-millete bir katkısı olmayacağını birçok yerde seminerler düzenlemek suretiyle dile getirdik, İşçiye-Köylüye vereceği zararları halkımıza ve üyelerimize anlattık, karşı duruş gerekçelerimizi ifade ettik, kimse bizi dinlemedi.
Bundan sonra, kanunun insanımıza-ülkemize kaybettirdiklerini anlatacağım. 6360 sayılı kanunu gündeme taşımanın-tartışmanın zamanı geldi sanırım. Çünkü Kanun 8 aydan beri yürürlükte. Fakat köylerimiz hala şehir olamadı, kimse zenginleşmedi, her köylü büyükşehirli oldu ama daha refah yaşamıyoruz, sorunlarımız azalmadı, hizmetler aksadı, çalışanlar sıkıntıda, halkımız sıkıntıda, kimsenin başı göğe ermedi.İlçelerde, kargaşa ve kaos yaşanıyor.
Büyükşehir Belediyesinde yönetime gelenler koltuğa oturur oturmaz, hizmet etmek yerine 6360 sayılı yasaya dayanarak, bir kısım çalışanı yerinden-işinden-yuvasından-sosyal hayatından kopardılar. 1. Sürgün dalgası Siyasi-Sendikal ve Fişleme nedeniyle zaten gelir gelmez yapılmıştı. Takiben bir kısım taşeron çalışan da işten atıldı.
Bitmedi, 6360 sayılı yasaya dayanarak, Özel İdarelerden ve kapanan belediyelerden gelen personel ile devrolan hizmetlerle birlikte Büyükşehirlere devredilen alt belediye personelinin büyük bölümü Hesapsız –kitapsız havuza atıldı. Daha, Personeli tanımadan “öteki” olarak görüldü. NORM KADRO BULUNDUĞU HALDE, “öteki” diye istenmeyerek havuza atıldı. Bir kısmının “öteki” sayılmasını dikkate alırsak, burada da fişlemenin etkisi hissediliyor.
Havuza atılan personel sosyal çevresinden-evinden-yuvasından edildi. Maaşları azaldı, Binlerce insan işten ayrılmaya, emekliliğe zorlandı. Emekçilere yapılan bu haksızlığın hesabı mutlaka sorulacaktır.
Akseki’de-Gündoğmuş’ta-Kaş’ta görev yapan tecrübeli insanlar havuz tabir edilen yöntemle Aydın’a- Isparta’ya ya da ilgisi olmayan şehirlere veya ilgisi olmayan kurumlara sürgün edilince, bunların boşalttığı yerlere Büyükşehir çalışanları sürgün edilmeye başlandı. Bu 2. Sürgün dalgasıdır. Çünkü işler yürümez hale gelince 2. Sürgün dalgası başladı. 20-25 yıllık tecrübeli çalışanlar sağda solda sürgünde, ya da norm kadro fazlası diye dışlanmışlardı. Bu arada sürgün edilen personele 6360 sayılı yasanın eksikliğinden dolayı harcırah dahi verilmedi. Halbu ki angarya Anayasamızla yasaklanmıştır. Görev veriyorsan haklarını ödemeye mecbursun. Sen personelini AKSEKİ’ ye, KAŞ’ a göreve göndereceksin, sonra yolluğunu-harcırahını vermeyeceksin. Böyle kanun olur mu?
Bu uygulama, vicdansız-haksız- açıkça Angarya olduğu için; 6552 sayılı kanunun 89. Maddesiyle mücavir alan tanımı değiştirildi. 6360 nedeniyle mağdur olan çalışanlara 31.Mart.2014 tarihinden itibaren harcırah verilmesinin yolu açıldı. Harcırah verileceğini anlamayanlar için, Maliye Bakanlığı 81 İl Valiliği aracılığıyla, harcırahın ödenmesi için yazı gönderdi. Harcırah artık ödenecekti. Fakat; Bazı Büyükşehir Belediyeleri Harcırah vermemekte direniyor. Neden? Çalışanların hakkını gasp etmek, kime keyif veriyor?
Sürgün edilen personele yapılan işlem, zalimcedir, keyfidir, kamu yararı yoktur, kanunsuz- Haksız-Hukuksuzdur. 6360 gerekçe gösterilerek, hukuka aykırı biçimde İlçelere gönderilen çalışanlar yargı yoluyla geri dönmeye başladılar. Tavsiyem, kararları dikkate alarak bu uygulamadan vazgeçilmesi, tüm çalışanların görevlerine iade edilmesidir.
Kanunlar, yaşamı düzenlemeli, Ülkeyi öncelikle İnsanı ileri götürmelidir. 6360 haksızlığa ve zulme yol açmış, kenti ve insanı ileri götürmemiştir, hatalarla doludur. Türkiye’nin Coğrafi-Fiziki-Siyasi ve İnsani şartlarına uymamaktadır. Onlarca maddesinde değişiklik yapılmaya mahkumdur.
Cengiz GÜLEBAY / 19 Kasım 2014