Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker’in danışmanlığında yürütülen çalışmalarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek sıcaklık, kuraklığa ve yaprak galeri sineği ve tohum böceklerine dayanıklı bir nohut türü bulundu. Türe, Cumhuriyetin 100’üncü yılına ithafen Cicer Turcicum Toker, J. Berger & Göktürk ismi verildi. Yeni keşfedilen tür, bitki bilimi alanında dünyanın en önemli dergilerinden biri olan Frontiers in Plant Science dergisinde bilim dünyası ile paylaşıldı.
MELEZLEME ÇALIŞMALARI BAŞARIYA ULAŞTI
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker danışmanlığında Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Tuba Eker tarafından yürütülen çalışmalarda yeni tür, tarımı yapılan tür ve diğer yakın akraba türler ile melezlenmiş ve sağlıklı F1 bitkiler elde edildi. Yüksek sıcaklık ve kuraklık başta olmak üzere canlı ve cansız streslere dayanıklı olan bu nohut türünün, yoğun olarak üretilen ticari nohut türleriyle melezleme çalışmalarında ilk aşama başarıyla sonuçlandı.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN YÜZÜNCÜ YILINA ARMAĞAN
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Cengiz Toker, tescil edilen türe Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına ithafen Cicer turcicum isminin verildiğini belirterek, “Türümüz uluslararası literatüre endemik bir tür olarak girdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüzüncü Yılına armağan olsun.” dedi. Kalp şekliyle de dikkat çeken yeni türün yurt dışında nohut üzerine araştırma yapan bilim insanları tarafından da çok yoğun ilgi gördüğünü belirten Prof. Dr. Toker, “Avusturalya, ABD, Kanada ve Avrupa’dan birkaç ülkeden nohut türünü incelemek için talep oldu. Melezleme çalışmalarını ya da buradan bulunabilecek izole edilecek genlerle ilgili patent hakkına ilk biz sahip olalım diye vermedik.” diye konuştu.
ZOR ŞARTLARA DAYANABİLİYOR
Yeni keşfedilen Cicer Turcicum türünün özellikle yüksek sıcaklık ve kuraklığa dayanıklılığı ile umut vadettiğini anlatan Prof. Dr. Cengiz Toker, “Tarımını yaptığımız nohut çeşitleriyle melezleme çalışmalarımızın ilk etabı başarıyla tamamlandı. Deneme seralarında, normal nohut türlerinin yüksek sıcaklık nedeniyle kuruduğu ortamda, yeni türümüz ve melez türler çiçek dökmeden yeşil kaldı. Bu genleri tarımı yapılan nohut çeşitlerine aktarabilirsek, tarımı yapılan nohut çeşitlerine çok önemli birkaç özellik kazandırmış olacağız.” diye konuştu.
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ BİLİME AÇILDI
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin dünyada tarımın ilk yapıldığı bölgelerden olduğunu ve buğday, arpa, bezelye, nohut, mercimek gibi birçok türün köken merkezi olduğunu belirten Prof. Dr. Cengiz Toker, terör sorunu nedeniyle bölgenin bilimsel anlamda yeterince incelenemediğini kaydetti. Son yıllarda terörün sona ermesiyle bölgede bilimsel çalışmaların arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Toker, “Terörün olduğu yıllarda Güneydoğu da çalışma yapmak için her türlü izin almanız gerekiyordu. Tehlikeli olduğu için birçok araştırmacı buraya gitmekten imtina ediyordu. Günümüzde sorun ortadan kalktığı için bütün bilim insanlarına açık bir yer. Bu bölge bu anlamda genetik kaynaklar bakımından çok önemli. Dolayısıyla son zamanlarda bu bölgenin daha çok ziyaret edilip o bölgenin potansiyelinin ortaya çıkarılabileceğini düşünüyorum.” açıklamasında bulundu. Cengiz Toker, konuyla ilgili bilimsel çalışmaların bitki bilimi alanında dünyanın en önemli dergilerinden biri olan Frontiers in Plant Science (IF = 6.627) dergisinde yayınlandığını belirterek, bu tür dergilerde yapılan bilimsel çalışmaların dünya üniversite sıralamalarında çok etkili rol oynadığını sözlerine ekledi.
ZARARLI BÖCEKLERE KARŞI DA DAYANIKLI
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Tuba Eker de melezleme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yeni bulunan türün tarıma kazandırılması için deneme üretimlerinin sürdüğünü anlatan Tuba Eker, “Yaptığımız çalışmalar sonucunda bazı zararlı böceklere de yüzde yüz dayanıklı olduğunu da tespit ettik. Ayrıca oldukça yüksek bir sıcaklık dayanımı var. Serada 45-55 dereceye kadar ulaşan sıcaklıklarda hala çiçeklenip dane verdiğini gördük. Yaptığımız saksı denemelerinde toprakta su kapasitesi kalmayıp artık yarılmaya başladığında dahi hayatta kalabiliyor. Bu özelliklerin tüketimde olan kültür nohutlarına aktarılması en önemli mesele. Tarımını yaptığımız nohutlarla melezleme yaparak Cicer Turcicum türünden güçlü yani arzu ettiğimiz özellikleri aktarmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Küresel ısınmanın 2100 yılına kadar 3-4 santigrat derece artacağı bildiriliyor. Bu da türümüzün tarımsal üretim için önemini artırıyor.” şeklinde konuştu. Tuba Eker, melezleme çalışmaları sonucunda elde edilecek ticari ürünün danelerinin, Cicer Turcicum gibi kalp şeklinde olabileceğini de sözlerine ekledi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |