“Değerli meslektaşlarım;
Yaklaşık bir ay önce elimize ulaşan bir belge üzerine, CHP Antalya Milletvekili adayı Yıldıray Sapan aleyhinde yaptığımız haberler malumdur. O haberler sonrası Sapan, Antalya 7.Asliye ve ardından Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemelerine başvurularda bulunup, “Yayınların durdurulmasına yönelik ihtiyati tebdir kararı” talebinde bulunmuştur. Ancak yargı bu talepleri red etmiştir. Gerekçesi bana göre ders niteliğindedir. Mahkeme kararında, Sapan'ın bir siyasi partinin milletvekili adayı olduğuna dikkat çekilmiş, önümüzde bir genel seçim bulunduğu gerçeğine işaret edilmiş ve basının asli görevlerinden birinin de seçimler öncesi adayları halka tanıtmak olduğu kararını vermiştir. Yani işimizin gereğini yerine getirdiğimiz, halkı bir aday ile ilgili bilgilendirmekten başka bir amacımızın olmadığı bu mahkeme kararlarıyla da teyit edilmiştir.
Bu süreçte Sapan ve eşinin yaptığı açıklamalara da yer verilmiş, söz hakkı tanınmıştır. Bize göre bu haberlerin özel hayat ile hiçbir ilgisi yoktu. Mahkeme kararları da aynı sonucu göstermiştir. Amacımız “Özel hayat haberleri” yapmak olsa, günlerdir hakkında bize ulaşan bilgiler haber yapılmaya kalkılsa, emin olun CHP Antalya Milletvekili adayı Yıldıray Sapan'ın sokağa çıkmaya yüzü olmazdı. Ancak bu bize yakışan bir durum olmazdı. Bize yakışan, yakında kamuoyu ile paylaşacağımız belgeli haberlerdir. Bunların tümü tek tek kamuoyuna açıklanacaktır. Sapan'ın ve onu kullananların asıl amacı, bizleri susturma gayretidir. Ancak bunu başarmaları imkansızdır. Çünkü; Hayatımızın hiçbir döneminde utanılacak bir iş yapmadık. Ne ondan nede onun gibilerden çekinecek hiçbir meselemiz yoktur.
Bizim haberlerimizin ardından maalesef Yıldıray Sapan, ancak kendisine yakışır bir yol seçip, saçma, sapan, iftira, yalan ve “kuyruk acısı” ile dolu olduğu her halinden belli basın toplantıları düzenlemeye başlamış, hedefe de sanki hiçbir siyasi rakibi yokmuş gibi, gazetemizi, gazetemizin sahibi olan şirketi ve beni koymuştur.
Değerli basın mensupları;
O Sapan'ın bugün bir basın toplantısı düzenleyip, 2008 ve 2009 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve bir kısmı gazetemizin de sahibi olan şirket tarafından düzenlenen etkinlikler ile ilgili bazı açıklamalar yaptığını öğrendim. İlk toplantısından sonra Hukuk büromuz, Sapan'ın yalanları, iftiraları ve hakaretleri nedeniyle 50 bin liralık tazminat davası açmak için dosyayı hazırlamıştır. Bu toplantıdan sonra bir tazminat davası daha açacağımızı duyurmak istiyorum. Hiç kuşkusuz bugün düzenlediği toplantıda sarf ettiği sözler de yargıya taşınacak ve yüce yargı önünde kendisiyle hesaplaşılacaktır.
Sapan'ın bugünkü açıklamalarına gelince.. Aslında cevap vermeye bile değmez sözlerini, olur da, yanlış anlayanlar çıkabilir diye sizlere 2008 yılında düzenlenen Sünnet Şenliği'nden elimizde bulunan onlarca ayrı video, haber kaydı ve binlerce fotoğraf içerisinden sadece dört tanesini gönderiyorum. Fotoğraflar o kadar açıktırki; Fazla söz söylemeye gerek yoktur.
Değerli meslektaşlarım;
Belediye iki yıldır tüm işi gücü bir yana bırakıp Türel dönemine ait binlerce evrak ve dosyayı incelemekle uğraşmış, ancak görüldüğü kadarıyla herhangi bir yasadışı iş ve işlem bulunamamıştır. Çünkü bugüne kadar açılmış herhangi bir dava söz konusu olmamıştır. Tamamen zorlama yöntemlerle ve siyaseten kullanma amacıyla (Sapan'ın dile getirdiği iddialar ile ilgili) Cumhuriyet Savcılığı'na üç ayrı suç duyurusu yapılmıştır. Bunlardan hiçbirisinden bugüne kadar hiçbir sonuç çıkmamıştır. Bu dosyaların ilki Sapan'ın bu gün dile getirdiği 2009 yılı içerisinde yapılan işlere ait dosyadır. Buna ait uydurma iddiaları içeren suç duyurusu 2009 yılının TEMMUZ ayı’nda yapılmıştır. O suç duyurularında yer alan yalanların, iftiraların tümü belgeleriyle, bilgileriyle, tartışmasız bir biçimde çürütülmüştür. Nitekim C.Başsavcılığı 10.03.2010 tarihinde; “ yapılan detaylı inceleme sonucunda iddia edilen suçlamaların ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturmadığı “ gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dosya bakanlığa gönderilmiş yapılan başmüfettiş incelemesi sonucunda da işlemlerde bir hukuka aykırılık olmadığı anlaşıldığından soruşturma izni verilmediği görülmüştür. Buna da şikayetçiler itiraz etmiş, itirazı inceleyen Danıştay’da 30.12.2010 tarihinde soruşturma izni verilmesi yönünde bir karar tesis etmemiştir. İşte Sapan 2009 yılında atılan bu iftiraları BUGÜN SANKİ YENİ BİR ŞEY BULMUŞ GİBİ basın toplantısıyla AÇIKLAMA OYUNU OYNAMIŞTIR.
Bu suç duyurularından sonuncusu da Savcılık makamına yeni teslim edildiğinden, içeriğinde yeralan tüm iftira niteliğindeki iddiaları çürütecek belge, bilgilerin sunulması için davet (Savcılık makamanın gerek görüp çağırması halinde) beklenmektedir.
Değerli basın mensupları;
Bana göre Sapan'ın tek derdi “Kuyruk acısı”dır. Dile getirdikleri de, aynı zamanda bir gazete sahibi olan şirketimizin organizasyon anlamında geldiği önemli noktayı çekemiyor olmasıdır. Çünkü; Sapan biliyorki; Ekonomik bağımsızlığını kazanmış medyanın susturulması mümkün değildir. Bu amacına ulaşamayacaktır.
O açıklamada Sapan o kadar ileri gitmiştirki; Bir kez daha CHP'nin Antalya'da nasıl bir adamı aday gösterdiği ile ilgili ağzımız açık kalmıştır. Değerli meslektaşlarım, Yıldıray Sapan yerel seçimlerden önce bildiğimiz bir taktiği bugün itibariyle hayata geçirmiş, kamuoyunun kafasını karıştırmak için “çamur at izi kalsın” maksadıyla Kıbrıs'ta bir otele, 14 milyon lira ödeyip, yüzde 25 hissesini satın aldığımızı bile iddia edebilmiştir.
Değerli meslektaşlarım;
Bu komik adama, bu iftiracıya veya onu gibi sağda, solda uzun zamandır konuşanlara sesleniyorum.
Benim, 12 kardeşimden herhangi birinin, birinci derecede bir akrabamın veya herhangi bir akrabamın Kıbrıs'ta veya başka bir yerde otel sahibi olduğunu, hissesi bulunduğunu İSPAT ETMEYEN ŞEREFSİZ, AHLAKSIZ VE NAMUSSUZDUR.
Murat ÇİÇEK”