Olay, 8 Aralık 2018'de, Çamkule Mahallesi 4709'uncu Sokak meydana geldi. Futbol sahası yakınında hareketsiz yatan biri olduğu görenler polise haber verdi. Bölgeye giden polis, kadın cesediyle karşılaştı. İleri derecede yanıklar olan ceset, İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Yapılan otopside kadının, boğularak öldürüldüğü ardından da yakıldığı ortaya çıktı. Kimlik tespiti yapılamayınca ceset, kimsesizler mezarlığında defnedildi. Polis olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, kimlik tespiti için mezar açılıp, ceset üzerinden 'yeniden yüzlendirme' yapılarak robot resim elde edildi. Bu resimden yola çıkan polis, cesedin bulunduğu dönemde yabancı uyruklu kadınlar da dahil olmak üzere 796 kayıp dosyasını inceledi. Cesede uygun kriterleri eşleştirerek, kayıp kişilerin yakınlarından DNA örnekleri aldı. Yapılan çalışmalar sonucu cesedin Özler Yörük'e ait olduğu saptandı.
4 ZANLI TUTUKLANDI
Cinayetle ilgili yürütülen soruşturmada gözaltına alınan şüphelilerden, Yörük'ün dini nikahla birlikte yaşadığı Olcay Altundağ, Bülent Özmen (45), Umut Balbey (30) ve Hülya Balbey (56) tutuklanırken, Ülkü Altundağ (39), Cansu Zorba (32) ve Melek Tüngür (29), adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Hazırlanan iddianamede, Olcay Altundağ, Bülent Özmen, Umut Balbey ve Hülya Balbey hakkında 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek', 'cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından; Cansu Zorba ve Melek Tüngür hakkında 'suçu bildirmeme', Ülkü Altundağ ile suça sürüklenen çocuk M.M.A hakkında ise 'yardım etme' suçlarından dava açıldı.
SAVCI TUTUKLU SANIKLAR İÇİN CEZA İSTEDİ
Sanıkların yargılanmasına, İzmir 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar Olcay Altundağ, Bülent Özmen, Umut Balbey ve Hülya Balbey SEGBİS ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Celsede iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcı, Olcay Altundağ ve Umut Balbey’in için ‘fikir birliği içerisinde hareket ederek zincirleme bir şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, 'bir kimseyi fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek' ve ‘canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçlarından cezalandırılmalarını istedi. Esas hakkında mütalaada Bülent Özmen ve Hülya Balbey’in, Olcay ve Umut ile birlikte hareket ettikleri belirtilerek yardım eden sıfatıyla ‘canavarca eziyet çektirerek kasten öldürme suçundan’ cezalandırılmaları istendi. İddia makamı ayrıca Bülent Özmen için zincirleme olarak ‘fuhşa teşvik etmek’, Hülya Balbey için ise ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından da ceza istedi. Savcı, diğer tutuksuz sanıklar için ise beraat talebinde bulundu. Sanık avukatları, esas hakkında mütalaaya savunma hazırlamak için süre istedi.
'SAKIZ BİLE ÇALIŞMIŞLIĞIM YOK’
Celsede söz verilen tutuklu sanık Olcay Altundağ, 'cani' biri olmadığını söyleyerek, "Hayatım boyunca sakız dahi çalmadım ama nelerden yargılanıyorum. Başından beri samimi ikrar yapıyorum. Bırakın ölmesini yaralanmasını bile istemezdim. Özler’in beni aldattığını öğrenince sadece birkaç kez vurdum. Bayıldı sandım ve üzerine su döktüm. Ben böyle bir cani değilim. Evet götürüp yaktım çünkü başıma ilk kez böyle bir şey geldi. Ne yapacağımı bilemedim. Olay bir anda oldu. Diğerlerini de silah zoruyla tehdit edip bu işin içine soktum" diye konuştu.
Konuşmaların ardından heyet ara kararını açıkladı. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren heyet, avukatların savunma için süre talebini kabul ederek duruşmayı 6 Aralık’a erteledi.
Tolga TAHÇI/İZMİR,(DHA)