Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Akca, üst üste iki ayrı bina izlenimi veren ve sonrasında imar affından yararlandığı öğrenilen yapılar hakkında, "Yapı Kayıt Belgesi almış olması demek bunların risk durumunun olmadığı anlamına gelmiyor. Bu katlar çıkılırken ilk başta binaya belli bir ağırlık oluşturuyor. Bu da 200 metre karelik bir bina için 50 tondan aşağı değildir, ilave kat başına ciddi bir rakam. Yalnızca kaçak bina özelinde de değil, komşu binadan mütevellit zarar gören binaları biz deprem bölgesinde gördük" dedi.
İstanbul'un en eski ve yoğun yerleşim alanlarından olan Fatih'te birçok bina üzerindeki kaçak yapılar dikkat çekiyor. Hastane girişine çok yakın bir noktada bulunan ve üst üste inşa edilmiş iki ayrı yapı izlenimi veren kaçak katlar ise görenleri şaşırtıyor. Bölge esnafı ve Fatih Belediyesi'nden edinilen bilgiye göre; 25-30 yaşlarında olan binaya çıkılan kaçak katlar, yapı kayıt belgesi alabiliyor ancak uzmanlar bu yapıların binanın taşıyıcılığına zarar vererek yıkım riskini artırdığına dikkat çekiyor.
'RİSK DEVAM EDİYOR'
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Akca, "Genelde insanların sokaklarda gördüğü kaçak kat çıkmış yapılardan, bunlar dış kaplamasından kendini gösteriyor, belli ediyor, insanlar çekiniyor. Son dönemde, 2018'de çıkan imar barışında çoğu yapı kayıt belgesi aldı. Tabii yapı kayıt belgesi almış olması demek, bunların risk durumunun olmadığı anlamına gelmiyor. Risk durumları devam ediyor ve buradaki risk aslında şunlardan kaynaklanıyor; bu katlar çıkılırken ilk başta binaya belli bir ağırlık oluşturuyor. Bu da 200 metrekarelik bir bina için, 50 tondan aşağı değildir ilave kat başına, ciddi bir rakam" dedi.
'STANDARTLARA UYMAMANIN SORUMLUSU TABİİ Kİ VATANDAŞTIR'
Akca, "Bunun haricinde bu katlara tabii içerden çıkılırken bazen binanın kendi merdivenleri değil de döşemeler kesilerek, daire içlerinden merdiven kısımları yapılıyor. Bu da tabii ki taşıyıcı elemanların, kirişlerin belki, döşemenin kesilerek binaya zarar vermesine sebep oluyor. O kirişleri daha da yumuşatıyor, taşıma kapasitesini azaltıyor. Bunlar tabii ki risk. Bu risklere bu kanun diyor ki; bunların sorumlusu tamamen vatandaştır. Evet yapı kayıt belgesi verdik ama olabilecek sıkıntıların sorumlusu, standartlara uymamanın sorumlusu tabii ki vatandaştır diyor. Bununla ilgili problemleri biz son depremde oluşan hasarlarla bize gelen bilirkişi dosyalarında görüyoruz. Orada da kolon kesmelerle ilgili durumlar görüyoruz, standarda uygun olmayan davranışlar, kat çıkmalar görüyoruz. Bunlar yapı kayıt belgesi almış bile olsa, sorumluk sahibi olarak dosyalara işleniyor. Bu işlemleri yapanlar, kaçak kat çıkanlar veya yapısal elemanlara zarar verenler sorumlu durumda olarak dava dosyalarında yer alıyor" ifadelerini kullandı.
'KOMŞU BİNADAN MÜTEVELLİT ZARAR GÖREN BİNALARI BİZ DEPREM BÖLGESİNDE GÖRDÜK'
Riskin komşu binalar için de var olduğuna dikkat çeken Akca, "Bunlar zaten pek mühendislik hizmeti alınarak yapılmıyor. Vatandaşın kendi bulduğu ustalarla yaptığı kısımlar oluyor ve bunlar daha ciddiyetsiz daha dikkat edilmeden yapılıyor. Bundan sebep bir yük var, statik yapıyı kuvvetlendirmiyor. Aksine keserek, parçalayarak zarar da vermiş oluyor. Dolayısıyla riski büyütüyor. Olası deprem durumunda bunların riski, normal projesine göre yapılmış bir binaya göre tabii ki daha fazla. Yalnızca kaçak bina özelinde de değil, sizin bitişiğinizde diyelim kaçak kat yapılmış bir bina var ki; İstanbul bitişik nizam zaten biliyorsunuz, çoğu yer sıkışık. Kaçak katlı bina yıkıldığı zaman, o yıkıldığında gelen yapısal parçalar sizin binanıza da vurduğu zaman, sizin binanızın hiç suçu yokken belki depremde ayakta bile kalabilecekken, birkaç kolonu hasar görünce o da yıkılabiliyor. Veya bina diğerinin üzerine yıkılıyor gibi, komşu binadan mütevellit zarar gören binaları biz deprem bölgesinde gördük. Zaten vatandaş da bunu o bölgedeki görsellere bakarsa görür. Birbirinin üzerine yatmış binaların bir diğerine çarpıp devrilmiş binaları. Yanınızdaki binada sıkıntı varsa ve siz bunu biliyorsanız, zamanında vatandaş bunları ihbar etti mi bilmiyorum ama yapı kayıt belgesi almadan bunlar yapılsaydı, gerekli düzenlemeler yapılsaydı komşu da riskini azaltmış olacaktı" şeklinde konuştu.
'GÖRÜNTÜ OLARAK DA ZATEN ÇİRKİN DURUYOR'
Binanın görüntüsünün uygun olmadığını belirten çevre sakini İnci Çetinbaş, "Benim oturduğum binada böyle bir şey yapıldığını görürsem, hissedersem, ben direkt yetkililere şikâyet ederim. Çünkü gereksiz bence. Bir kere riskli, hiç gerek yok. Ben kendi çocuğumu düşündüğümde direkt şikayet ederim. Gerçekten çok güvensiz ve tehlikeli hissettiriyor. Benim çocuğum var, ben çocuğumun oturduğu dairede güvende olmasını isterim. Eğer güvensiz hissettiriyorsa şikayet ederim. Görüntü olarak da şehrin yapısını bozuyor. Çirkin, kötü duruyor yani. Risk zaten çok büyük, ön planda tutulması gerekiyor. Ama görüntü olarak da zaten çirkin duruyor" diye konuştu.
'HEPSİ 40-50 SENENİN ÜSTÜNDE OLAN BİNALAR'
Uzun yıllardır bölgede esnaflık yapan Cemal Sunay ise, "Ben burada 30 senedir esnafım, emlakçılık yapıyorum. Hepsi 40-50 senenin üstünde olan binalar. Ben şu arkada oturuyorum 30 senedir buradayım, benim yanımdaki otelin binası da mesela çatlamış. O bina zaten çok eski bir bina, onu da biliyorum. İçine zaten girdiğiniz zaman harabe olduğunu anlarsınız, eski bina olduğunu anlarsınız zaten" dedi.
Kübra SONKAYA- Emir BENLİOĞLU- Hadican EROL/İSTANBUL, (DHA)-
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|