‘Anılarda Antalya’nın imza günü ve söyleşisinde konuşan Antalyalı ressam Erkan Gürkan, “Ben şanslıyım. Çünkü Antalya’yı Antalya iken gördüm, Antalya’yı cennetken yaşadım” dedi.
Antalyalı ressam Erkan Gürkan’ın ‘Anılarda Antalya’ adlı ilk kitabının imza günü ve söyleşisi Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şubesi Gazetecievi’nde gerçekleştirildi. İmza günü ve söyleşisinde okurlarla sohbet eden Erkan Gürkan, Antalya’nın 1950’li yıllardan günümüze nasıl değişip bozulduğunu anlattı. Kitabı üzerine sohbet edip, Antalya’ya ilişkin gözlemlerini konuklarla paylaşan Erkan Gürkan, “Antalya böyle değildi. Benim hatırladığım Antalya’nın Kepez girişinde nüfus ve rakımının yazılı olduğu bir tabelası vardı. Tabelada nüfus 17 bin 642 olarak yazıyordu. Ancak bu tabela eskiden kalma bir tabela olabilirdi. Ama 17 bin nüfus ne demek; bugün bir köy nüfusu demek” dedi.
BEN ŞANSLIYIM ÇÜNKÜ…
Bugün Antalya’da bozulmayan bir tek Saat Kulesi’nin kaldığını ifade eden Erkan Gürkan, “Hadrianus, yani Üçkapılar da büyük değişim geçirdi. Hadrianus bugüne kadar 4 restorasyondan geçti. Eskiden merdivenler yoktu. Son yapılan restorasyonda Hadrianus’a cam konuldu. Bence çok sakil duruyor. Eskiden çok daha güzel bir görüntüsü vardı. Her yerinden akarsular ve şelaleler akardı. Eskiden Antalya’nın her yeri doğal ve güzeldi. Ve ben şanslıyım. Çünkü Antalya’yı Antalya iken gördüm, Antalya’yı cennetken yaşadım” diye konuştu.
BANA ‘APTALSIN’ DEDİLER; EVET BEN APTALIM AMA ONURSUZ DEĞİLİM
Antalya’da 1960’lı yıllarda dönemin belediyesi tarafından bir imar planı yapıldığını anlatan Erkan Gürkan, “O zaman Antalya’da ben imardan sorumlu tek kişiydim. Hem Avni Tolunay hem de Teomanpaşa döneminde Antalya’da parselasyon, şehircilik, çap ve ruhsattan ben sorumluydum. Sonra bir yardımcım oldu. Benim yardımcım yıllar içinde çok zengin oldu. Antalya’da o dönemde bütün parselasyon çalışmalarını ben yaptım. Bana ‘Birkaç parsel al’ dediler. Almadım. ‘Sen aptalsın’ dediler. Evet ben aptalım ama onursuz değilim” diye konuştu.
Erkan Gürkan, bir dinleyicinin, “Şu anda 100 evi olan o yardımcınız mı zengin, yoksa siz mi zenginsiniz?” sorusu üzerine konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Ben zenginim. Çünkü her şey ekonomi demek değildir. Ailem o kadar fakir olmasına rağmen bu tür şeylere hiç tenezzül etmedim. Ailem o kadar fakirdi ki beni okutamadı ya da okutmadı. Ben de o kadar haylazdım ki okudum. 13 yaşında hayatla mücadelem başladı, hem çalıştım hem okudum.”
Erkan Gürkan, söyleşinin ardından kitaplarını imzaladı.