'Her 4 kişiden 1'i horluyor

"Apne, soluğumuzun tam ya da tama yakın olarak en az 10 saniye süreyle durmasıdır" diyen Dr. Çörtük, en az 10 saniye süren ve kanda oksijen düşmesinin yaşandığı apnenin daha hafif haline 'hipopne', bu apne ve hipopnelerin uyku sırasında oluşmasına da 'uyku apne sendromu' denildiğini söyledi. Bu apne ve hipopnelerin toplam sayısının uyku süresine bölünmesi ile Apne-Hipopne İndeksi'ni (AHİ) saptandığını kaydeden Dr. Çörtük, "Uluslararası Uyku Hastalıkları Rehberi'ne (AASM-2) göre, AHİ'nin 5'in altında olması kabul edilebilir. Ama 5- 15 arasında ise hafif, 15- 30 arasında orta dereceli, 30'un üzerinde ise ağır dereceli hastalık var demektir" diye konuştu.

'BAZI HASTALIKLAR APNEDEN KAYNAKLANABİLİR'

Uyku apne sendromuna karşı erken tanı ve tedavinin önemini anlatan Dr. Mustafa Çörtük, şöyle konuştu:

"Tanı koymak için altın standart, apneye karşı uygulanan bir tedavi yöntemi olan polisomnografidir. Polisomnogafi sırasında hasta gece boyunca hastanede uyur. Hastayı uyutmak için herhangi bir ilaç verilmez. Vücuda 40 civarında elektrod takılarak gece solunum, bacak hareketleri, kan oksijen düzeyi, vücut pozisyonu, karın ve göğüs kafesi hareketleri kayıt edilir. Dolayısıyla polisomnografi sırasında sadece solunum durması değil, vücutta gelişebilecek kalp ritmi bozukluğu gibi birçok parametre kayıt altına alınır. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 25'inin horladığı ve yine yetişkinlerin yüzde 2- 4'ünün uyku apne sendromu olduğu bilinmektedir. Kalitesiz uyku birçok şekillerde diğer hastalıkları tetikleyebilir.

Mesela hasta cinsel isteksizlikle üroloji bölümüne gidebilir, kalp problemleri ile kardiyolojiye, depresyon ya da uykusuzluk nedeniyle psikiyatriye, kilo verememek nedeniyle diyetisyene gidebilir. Ama bu problemleri tetikleyenin bir uyku problemi olabileceği aklımıza gelmez ya da bunu dikkate almazsak sonuçlardan ne hastalar, ne de biz doktorlar memnun oluruz. Polisomnografi ağrısız, zahmetsiz ve kesin sonuçlar veren bir yöntemdir."

ADANA, (DHA)