Hurda Fiyatları Yükseliyor mu? Uzmanlar Ne Diyor?

Küresel piyasalardaki dalgalanmalar ve ham madde arzındaki daralma, hurda fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor. Uzmanlar, talep artışı sebebiyle demir ve çelik hurdası ücretlerinin yükselme eğiliminde olduğunu dile getiriyor. İnşaat ve otomotiv sektöründeki canlanmanın yanı sıra geri dönüşümün önem kazanması da artışı tetikleyen faktörler arasında.

Atıl ürün fiyatlarının önümüzdeki aylarda dalgalı bir seyir izleyebileceğini ifade eden piyasa analistleri, genel trendin yukarı yönlü olacağını söylüyor. Bu noktada Çin ve ABD’deki sanayi üretimi faaliyetlerinin hurda talebini artıracağına dair tahminler yapılıyor. Yerli üreticiler ise maliyetleri kontrol altında tutmak için stok yönetimine ağırlık veriyor.

Hurda Bakır Fiyatları Ne Durumda?

Uluslararası piyasalardaki hareketlilik ve enerji maliyetlerindeki artış, hurda bakır fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Uzmanlar, özellikle elektrik ve inşaat sektörlerindeki talep artışının hurda bakırın değerini yukarı çektiğini dile getiriyor. Aynı zamanda Latin Amerika’daki üretim tesislerinde yaşanan arz kesintileri ve Çin’in bakır stoklarını artırma politikası, fiyatlar üzerinde ek baskı oluşturuyor.

Yerli piyasada faaliyet gösteren geri dönüşüm firmaları, döviz kurundaki hareketlilik ve enerji maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle tedbirli alım stratejisi izliyor. Bu çerçevede hurda bakır fiyatları, uluslararası borsalardaki gelişmelere paralel olarak değişiyor ve ilgili durumu dikkate alan uzmanlar, talebin önümüzdeki dönemde artacağını öngörüyor. Söz konusu tahmin, küçük ölçekli tesisler için stok yönetimini daha kritik hale getiriyor.

Son dönemde navlun ücretlerinin artması ve küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar, hurda bakırın maliyetini önemli ölçüde etkiliyor. Özellikle Avrupa limanlarındaki yükleme-boşaltma

sorunları ve Asya’ya yönelik konteyner arzındaki darlık, atık bakırın taşınmasını zorlaştırıyor. İlgili durum aynı zamanda hurdacı maliyetlerini de yukarı çekiyor. Ayrıca düşük tenörlü bakır cevheri üretiminin azalması, geri dönüşüm hurdasına olan talebi daha da artırıyor.

Belirsizlik ortamının farkında olan yerli tesisler, stoklarını dengeli tutmaya çalışıyor. Bazı büyük ölçekli geri dönüşüm tesisleri ise uzun vadeli kontratlarla ham madde teminini garanti altına alıyor. Uzmanlar ise yeşil enerji yatırımlarının hız kazanmasıyla birlikte bakır hurdası talebinin önümüzdeki dönemde daha da artacağını söylüyor.

Hurda Fiyatları Üzerinde Etkili Olan Faktörler

Hurda fiyatları, arz ve talep dengesi dışında farklı faktörlerden de etkileniyor. Uzmanlar, söz konusu ücretleri doğrudan etkileyen sıra dışı etkenleri aşağıdaki gibi sıraladı:

• Güneydoğu Asya’daki alüminyum atık eritme tesislerinde yaşanan elektrik kesintileri, işlenmiş atıl ürün arzını kısıtlıyor. Avrupa’daki otomotiv üreticilerini bile etkileyen bu durum, domino etkisi yaratıyor.

• Brezilya’daki aşırı yağışlar, demir atıl ürün taşıyan nehir gemilerinin seferlerini aksatıyor. Avustralya’daki kuraklık ise atıl demir raylı taşımacılığını sekteye uğratıyor.

• Yüksek performanslı bilgisayarlar için gereken bakır kablolar, elektronik atık materyal talebini patlattı. Dolayısıyla bazı tesisler, NFT çöplükleri olarak adlandırılan atık depolarına yöneldi.

• Ukrayna’da savaş dolayısıyla tahliye edilen tank ve askeri araç enkazları, Avrupa atıl ürün piyasasına beklenmedik bir çelik arzı sağladı. Ancak radyoaktif kontaminasyon şüpheleri, söz konusu hurdaların işlenmesi sırasında ek maliyetlere yol açıyor.

• Başta SpaceX olmak üzere çeşitli şirketlerin düşen uydu ve roket enkazları, uzay hurdası kavramını gündeme getirdi. Önümüzdeki dönemde bazı yatırımcıların atmosfere giren titanyum parçalarını toplamak için özel ekipler kuracağı tahmin ediliyor.

Piyasalarda alışılmadık dalgalanmalara sebebiyet veren bu durumun hurda fiyatları üzerinde etkili olacağına dair yorumlar yapılıyor. Örneğin; geçtiğimiz yıllarda Endonezya’da gerçekleşen bir volkanik patlama, paslanmaz çelik hurda nakliyesini durma noktasına getirdi. Konunun ciddiyetinin farkında olan uzmanlar, geleneksel analizlerin yetmediğini ve herkesin yeni küresel risklere hazırlanması gerektiğini belirtiyor.