CHP Genel Merkezi’ni telefonla arayarak, özel kalem görevlisi Fatma İnan'a Kılıçdaroğlu ile görüşme talebimizi ilettik. Bir süre sonra telefonla arayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İletişim Koordinatörü Baki Ozilhan, Özer Ülken'in sözlerine ilişkin Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun açıklama yapma gereği dahi duymadığım bildirdi.
Özilhan, genel başkanın kesinlikle bundan haberi olmadığını, bu üslubun da genel başkanın üslubu olmadığını belirterek, "Kemal Kılıçdaroğlu beyin ağzından çıkmış böyle bir söz olmadığını size genel başkanım adına söyleyebilirim" diyerek Özer Ülken'in Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun kendisine söylediğini iddia ettiği "Ne İdiğü meçhul eller" sözlerini de yalanladı.
Daha sonra görüştüğümüz eski Antalya Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Emek de, bütün danışmanların, aldıkları tüm bilgileri anında Genel Başkan'a ilettiklerini, bizim sorduğumuz soruyu da Baki Özilhan'ın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştükten sonra açıkladığını vurguladı.
CHP'li Emek, Antalya’nın hiçbir kongresiyle ilgilenecek zaman bulamadığını belirtirken, Ülken'in bu ifadesinin Genel Başkanı üzdüğünü söylemekle yetindi.
Gazeteci Ahmet Dökdök, bu haberi köşesinde şöyle yorumladı:
“Antalya CHP'deki gelişmelerle çalkalanıyor. Belediye Başkanları ve meclis üyelerinin kavgası bile gölgede kaldı.
Dün İl Başkanı Özer Ülken öyle bir açıklama yaptı ki, destekçilerinin bile ağzı açık kaldı. Dedi ki: Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüm. Bana, 'Elbette aday olacaksın Özer, partimizi ne idüğü meçhul ellere teslim edilmesine imkan veremezsin dedi..."
İşte bu sözler dün CHP'yi de, sokaktaki halkı da rahatsız etti. Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir Genel Başkanın bu sözleri söylemeyeceği hakimdi tartışmalarda. Ben de bunun doğruluğunu öğrenmek için CHP Genel Merkezini aradım. Karşıma Genel Başkanlık Özel Kalemi’nden Fatma İnan Hanım çıktı. Özer Ülken Beyin sözlerini aynen aktardım ve bu konuda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek istediğimi bildirdim.
Özel Kalem görevlisi Fatma İnan beni yaklaşık 15 dakika sonra arayıp, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Yardımcısı Atilla Emek ve diğer yöneticilerle üst katta bir sunum izlediğini bildirdi. Beni Kılıçdaroğlu'nun İletişim Koordinatörü Baki Özilhan ile görüştüreceğini söyleyip bağladı. Baki Beyi eskiden tanıdığım için sıcak bir girişten sonra Baki Bey aynen şunları söyledi: "Ahmet Bey bizim Genel Başkanımız, bu konuya açıklama getirmeye gerek görmüyor. Ancak ben Genel Başkanım adına bu üslubun bizim üslubumuz olmadığını söyleyebilirim. Ve Genel Başkanımızın ağzından bu tür hiçbir sözün çıkmadığını da açık yüreklilikle size aktarıyorum..."
Bu görüşmeden hemen sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı, eski Antalya Milletvekili, Manavgatlı hemşehrimiz Atilla Emek aradı. Hoş sohbetten sonra, konuyu Genel Başkan'ın yanındayken duyduğunu, yani aradığımı, bundan dolayı da hatır sormak istediğini beyan etti.
Ben daha öncesinde Sayın Atilla Emek'i aramıştım. Bunun üzerine gelişen sohbette, Atilla Emek, iki noktanın altını çizdi. Aslında çok şey anlattı da Antalya için iki noktanın altını çizdi. Bugüne kadar kesinlikle Antalya değil, Türkiye'nin hiçbir ilinin ilçesinin kongresiyle ilgilenmediğini aktardı. Antalya'da asla taraf olmadığını vurguladı, bütün adaylara başarı diledi.
Ve son cümle olarak Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Özer Ülken'in söylediği ne idüğü belirsiz cümlesinden üzüntü duyduğunu anlattı. Ben hazır yakalamışken Atilla Emek'i, Genel Başkan'ın haberi olup olmadığını sordum. Dedi ki, "Ahmet Bey burada kimse Genel Başkan adına konuşmadan, görüşmeden açıklama yapamaz. Baki Özilhan size bir açıklama yapmış ise üstelik Genel Başkanın ağzından bu Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşüp yaptığı anlamı taşır...”
Evet, konu Genel Merkezde. Kim nasıl yorum yapar bilemem ama Genel Merkezin bu sözlerden rahatsız olduğu ortada. Bunun sonu nereye varır onu bilmek elbette mümkün değil. Ama sızan bilgilere göre CHP İl Başkanlığına aday olanların ortak bir basın toplantısı yapmayı hedefledikleri veya protesto etmeyi planladıkları yolunda iddialar konuşuluyor. İnşallah bugüne kadar CHP'ye verilen zarar gibi partiye zarar verecek bir harekete dönüşmez. Çünkü zarar gören şahıslar değil, parti olduğu ortadadır.”