Kapusuz: Dünyanın en büyük partisiyiz

AK Parti Antalya İl Başkanlığı toplantı salonunda İl Başkanı Mustafa Köse, İl teşkilatı, İlçe başkanları ve partililere konuşan Kapusuz, dünyanın en büyük siyasi örgütünün AK Parti olduğunu söyledi.

Hiçbir ülkenin siyasi yapılanmasının AK Parti kadar yaygın, derin ve en ücra noktalarda bile mekanizmayı çalıştıran bir siyasi yapıya sahip olmadığını belirten Kapusuz, bu nedenle dünyanın çeşitli yerlerinden siyasi heyetlerin AK Parti'nin başarısındaki sırrı anlamak amacıyla AK Parti Genel Merkezi’ne gelerek incelemelerde bulunduğunu ifade etti.

AK Parti'nin medya destekli siyasi hareket olarak ortaya çıkmadığını vurgulayan Kapusuz, AK Parti'nin teşkilat odaklı bir siyasi parti olduğunu söyledi. Kapusuz, AK Parti'nin 7 defa milletin karşısına çıktığını ve her seferinde milletin desteği ile seçim ve referandumlardan başarıyla çıktıklarını dile getirdi.

28 Şubat'la ilgili yargılamaların başladığını da hatırlatan Kapusuz, o dönemde grup başkanvekili olduğunu ve o günün şartlarında tehdit, şantaj ve silahla nelerin yapıldığını iyi bildiğini söyledi. Kapusuz sözlerini şöyle sürdürdü; “Aradan 15 yıl geçti. Türkiye az gitti, uz gitti, bir arpa boyu yol gitmedi. Bu millet feraset gösterdi. 2002 seçimlerinde doğru bir tercihle bu millet bir karar verdi. O karar Türkiye’yi bölünmekten, yerde sürünmekten, Yunanistan Polonya, İspanya ve İrlanda’da yaşanan sıkıntılar olmamışsa, sebebi asil milletin 2002’de gösterdiği ferasettir” dedi.

Türkiye’nin iki önemli problemi

Türkiye’nin en büyük problemlerinden birinin ‘Eğtim’ diğerinin ise, ‘Muhalefet’ olduğunu belirten Kapusuz, “Eğitim probleminin çözümü için geçtiğimiz günlerde çok önemli adımlar attık. 4+4+4 ile eğitimli, donanımlı insanlar yetiştirerek ülkemiz daha iyi yerlere gelir. Türkiye bugün rekabet etmeye, koşmaya hazır bir ülke, dünyada ülkemizi duyurmamız gerekiyor. İkinci problemimiz ise, ‘Muhalefet’. Türkiye’nin iktidar problemi yok, muhalefet problemi var. Projesi olan, çalışan gayret eden ve bu halkı anlamaya çalışan bir muhalefet olsa daha güçlü oluruz. Güçlü bir muhalefet bize katkı verir, yol gösterir, yön gösterir, doğru analizler yapar. Siz de ondan istifade edersiniz, zayıf olan sizi tembelleştirir, biz bu oyunlara gelmeyiz” diye konuştu.

DEMİREL SİYASETİN YÜZ KARASI

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e yönelik, siyasette '6 kez gittim 7 geldim' diye övünenlere siyasetin yüzkarası denildiğini söyledi. Bekir Coşkun'a da 'Dili uzun, ağzından lağım akan biri' diye benzetmede bulunan Kapusuz, 28 Şubat’ta Sincan’da tank yürütenlerin bugün Sincan’da misafir olduklarını da söyleyerek, “Keser döner sap döner, bir gün olur hesap döner” diye yorumladı.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Ak Parti Antalya İl Başkanlığı’nın ‘Lider Ülke Türkiye-II’ başlıklı siyaset akademisinin konuşmacı olarak katıldı. AESOB Toplantı Salonu’nda partililere seslenen Salih Kapusuz, eskiden yurtdışında ‘Türkiye’ denildiğinde Hakan Şükür, Hasan Şaş gibi isimler akla gelirken bugün dünyada her 5 kişiden birinin aklına Recep Tayyip Erdoğan’ın geldiğini söyledi. Kuvvet komutanlarının yargılanmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Salih Kapusuz, suçu ispat edilinceye kadar herkesin suçsuz olduğunu ve kendisinin de yargılaması sürenleri suçlu ilan eder pozisyonda olmadığını söyledi. Bilinmesi gereken bir hususun da olduğuna işaret eden Kapusuz, bugün kuvvet komutanları, genelkurmay başkanı bile yargılanabiliyorsa bunun Türkiye’nin normalleşmesi, demokratik, bir ülke, hukuk devleti olmasının gerekçesi olduğunu söyledi.

Önceden Cumhurbaşkanı, bakanlar yüce divanda yargılanabilirken, genelkurmay başkanının yargılanacağı merci belli olmadığını dile getiren Salih Kapusuz, demokratik ülkelerde böyle olayların olmaması gerektiğini ve bu olaylar yüzünden bugün hala birçok sıkıntıyla yüzleştikleri ve boğuştuklarını kaydetti.

SİNCAN’DA TANK YÜRÜTENLER SİNCAN’DA MİSAFİR

28 Şubat döneminde Sincan’da tank yürütüldüğünü hatırlatan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Kapusuz, izleyicilere şöyle seslendi, “Nerede yürütülmüştü? Sincan’da. Peki o tankı yürütülenler şimdi nerede misafirler? Sincan’da. Keser döner sap döner, arkadaşlar bir gün olur hesap döner. Siyasette şunu unutmayacaksınız. Siyasetçi hesap verebileceği dirayete, inanç varsa sahipse başkasından bu hesabı sorar. İşte Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği burada.”

DARBECİLER İTTİHAK VE TERAKKİCİLERDEN BUGÜNE YANSIYAN CUNTACILAR

1980 darbesi sonrasında bir diplomatın ABD başkanına ‘bizim çocuklar el koydu’ dediğini belirten Salih Kapusuz, “TSK’ya yakıştırılabilir mi böyle bir şey? Bu cesareti bunlar nereden buluyor? TSK’nın bünyesine, içine yerleşmiş, yerleştirilmiş, Osmanlı’nın son dönemi İttihak ve Terakkicilerden bugüne yansıyan cuntacılar bu hale düşürüyor. Darbeciler bu hale düşürüyor. Yoksa TSK bizim evlatlarımızın ve inancımızın gereği Muhammed demek yerine Mehmetçik tabirini kullanan bu milletin ocağıdır. Asla yanlış anlaşılmasın burada konuştuğumuz TSK’nın kendisi değil, içindeki darbeciler, hainlerdir. Bu kadar net konuşuyorum. Bu millete bu kadar kötülük yapanları elbette bu millet geçmişte de affetmedi şimdide affetmeyecek” dedi.

Siyasetçilerin görevlerine samimi olarak dört elle sarılır, milletin verdiği yetkiyi doğru kullanırlarsa o ülkede sıkıntıların azalacağından bahseden Salih Kapusuz, yoksa birileri gibi ‘6 kez gittim 7 kez geldim’ diye övünürlerse onlar içinde işte siyasetin yüzkarası denildiğini kaydetti.

Kapusuz, “Hani demişler ya hırsızın hiç mi suçu yok. Peki bu müdahaleleri edenler suçludur da o müdahalelere tepki koyamayan, cesaret koyamayan, bunun önüne engel çıkartamayan bunların hiç mi suçu yok Allah aşkına. 2002’den sonra her türlü şantaj, tehdit, suikast girişimleri, baskı, dayatma hepsini yaşadık” dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA, ‘ŞİMDİYE KADAR NEREDEYDİN?’

27 Nisan bildirisi ve Cumhurbaşkanlığı seçim dönemini anlatan Salih Kapusuz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik şunları söyledi, “Kılıçdaroğlu’nun dün çok meşhur müthiş açıklaması oldu. Ne diyor beyefendi. Sabah olmuş uyanmış, ‘bundan sonra darbelerden vazgeçtik, siz bildiri yayınlarsanız biz bundan sonra karşı çıkacağız.’ Şimdiye kadar neredeydin? 27 Nisan'da da mecliste CHP ana muhalefet partisiydi. Alkış tutuyordunuz.”

BEKİR COŞKUN’A ‘DİLİ UZUN, AĞZINDAN LAĞIM AKAN BİRİ’

Yine muhtıra dönemine ilişkin bazı köşe yazarlarının yazılarından da örnekler veren Salih Kapusuz, Yılmaz Özdil, Yazgülü Aldoğan, Mustafa Balbay ve Bekir Coşkun’dan örnekler verdi. Kapusuz şunları söyledi, “Örnek vereyim 27 Nisan muhtırası ile ilgi yazılar var. ‘Bundan sonraki adım ne olur. Bundan sonraki adım tank olur.’ Yılmaz Özdil, Ak Parti’ye söylüyor. Ne yapmış Ak Parti anayasaya uygun Cumhurbaşkanı seçmek istemiş. Hangi dünyada yaşıyorsunuz. Ama darbeci bunlar, kafası darbeci bunu iddia ediyorlar. Yazgülü Aldoğan, ‘yalnız bundan sonraki mesaj internetten gelmez, kapıya iki subay gelir üstrütbeli subayda olmayabilir.’ Neyle tehdit ediyor bizi hanımefendi. Bizim gelip kafamıza silah dayarlar. Yapsalardı ya. Geldiler mi? Başka biri şuanda içeride milletvekili seçildi. Mustafa Balbay, ‘Ak Parti’nin yanında sadece AB, ABD’nin Türkiye’den sorumlu komiserleri kalmıştır.’ 27 nisan bildirisi ile herkes Ak Parti’yi terketmiş, sadece bizim yanımızda AB ve ABD’nin komiserleri kalmış. Ey Balbay duy ki bizim yanımızda millet oldu. Şu dili uzun ağzından lağım akan birisi daha var, Bekir Coşkun. O ne demiş, ‘Çankaya’yı asla dincilere bırakmayacağız.’ Çünkü orayı Atatürk’ün makamı ve başkomutanlık sayıyor. Ee sayın Bekir Coşkun bugün Cumhurbaşkanı kim? O gün karşı çıktığınız, seçtirtmediğiniz el birliği yaptığınız, cumhuriyet mitingleri yaptığınız, silahınızla topunuzla var gücünüzle saldırdığınız, yaptırmadığınız Cumhurbaşkanı bugün bu makamda oturuyor. Abdulllah Gül. Millete rağmen dayatamazsınız.”

Program katılımcıların düşüncelerini aktarmalarının ardından son buldu.