"Bugün birçok açılışta ‘’Ben hükümetin Valisiyim’’ demekten
çekinmeyen Antalya Valisi’nin CHP’li bir meclis üyesinin başkan
olduğu, iktidar partisinin muhalefette kaldığı İl Genel Meclisi’ne
yönelik tavrını, engellemelerini konuşmak üzere burada bulunuyoruz.
Sayın Valimiz devletin değil, AKP’nin Valisi gibi davranıyor.
Hatta Manavgat İlçesi’ndeki şu meşhur Alara Köprüsü’nün açılışında
da duyduğumuza göre ‘’Ben hükümetin Valisiyim’’ demiştir. Kaldı ki
birçok açıklamasında da AKP Hükümeti’ne övgüler yağdırmaktadır.
Sevgili basın mensubu arkadaşlarım, Alara Köprüsü demişken,
basına da yansıyan bir takım sıkıntıları burada sizlerle paylaşmak
istiyorum. Sayın Valimiz, İl Genel Meclisi’nin kararlarıyla ve ayırdığı
bütçeyle hayata geçirilen yatırımlardan sadece biri olan Alara
Köprüsü’nün, İl Genel Meclisi Başkanı ve meclis üyelerinin bölgeye
ziyaretinde haber yapılmasının hemen sonrasında köprünün kocaman
bir kaya parçasıyla kapatılmasını neyle açıklayabilir?
Ya köprünün açılışına sadece AKP’li meclis üyelerinin ve
bürokratların davet edilmesini?
Valilik makamı siyasi bir makam değildir. Valilerin siyaset
yapmaya hakkı yoktur. Ama bakıyorsunuz ki İl Genel Meclisi’nin
bütçesini ayırdığı, yatırım kararını aldığı yatırımlar AKP’li yöneticiler
ve meclis üyeleriyle birlikte açılıyor. Ne meclis başkanına, ne mecliste
grubu bulunan CHP ve MHP üyelerine haber veriliyor. Ama AKP
yöneticileriyle kurdele kesiliyor. CHP’li ve MHP’li yöneticiler ise tıpkı
meclis üyeleri gibi açılış haberlerini basından takip ediyor.
Böyle valilik olmaz. Bu resmen siyasi davranmaktır. Tabii,
Vali siyasi davranırsa bürokratların da öyle yapması doğal oluyor.
Şimdilerde duyuyoruz ki çok sayıda bürokrat AKP’nin Siyaset
Akademisi’ne katılıyor. Merak edenler, haber fotoğrafları ve
görüntülerden kimlerin katıldığını öğrenebilir.
Valiler, tarafsızlıklarını korumak zorundadır. AKP’nin değil,
devletin valileri olduklarını hatırlatmaya gerek yok. Yine bürokratlar
da AKP’nin bürokratı değillerdir. Bugün AKP var, yarın gider. Ama
görevini tarafsızlıkla yürütenler koltuklarında her zaman kalır.
Valinin iktidar partisinin muhalefette kaldığı Antalya İl Genel
Meclisi’ne yönelik basına da yansıyan vetoları da ayrı bir sorun. Bu
durum halkın mağduriyetine yol açmaktadır. Hiçbir hukuki dayanağı
olmayan, geçmişte emsalleri olmasına rağmen veto edilen Meclis
kararları, yapılacak yatırımları aksatmaktadır. Ya da son Organize
Sanayi Bölgeleriyle ilgili müteşebbis heyete temsilci seçimlerinde
görüldüğü gibi paydaşı olduğumuz kurumların çalışmalarını
aksatmaktadır. Halkın oylarıyla göreve gelen meclis üyelerinin
iradesine, halkın iradesine kimse siyasi kaygılarla zincir vuramaz…
Geçtiğimiz gün İl Genel Meclisi, Antalya OSB için ikinci, Kumluca
Gıda OSB için de üçüncü kez seçim yapmıştır. Oysa meclis, görevini
yapmıştır. Valilik makamından gelen konuyu gündeme almış ve
temsilcileri özgür iradesiyle seçmiştir. Ama sanıyoruz ki iktidar partili
meclis üyelerinin seçilememesi ya da Vali’nin işaret ettiği isimlerin
seçilmemesi rahatsızlık yarattı.
Hiç kimse rahatsız olmasın. Antalya İl Genel Meclisi, Antalya’nın
oylarıyla seçilen bir meclistir. Meclisi engellemeye çalışan Valinin
bunu iyi görmeye ve başı olduğu kurumu yıpratmamaya özen
göstermesi gerektiği açıktır.
Biz siyasi kaygılarla hizmetlerin engellenmesine karşı her zaman
tepkimizi göstereceğiz. Meclis yatırımlarının AKP mitingi havasında
açılmasını her platformda eleştireceğiz. Hiçkimse hemşehrilerimizi
mağdur edemez. Ettirmeyiz… Ya vali, tarafsız davranacak ya da biz her
taraf olduğu durumu sizlerle ve Antalyalıyla paylaşacağız.
Belediyelerden sonra da artık İl Genel Meclisimizin de
engellenmesine izin vermeyiz. 09.05.2012
Özer Ahmet Ülken
CHP Antalya İl Başkanı"