CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay arasındaki “yolsuzluk” polemiği bugün de sürdü.
“BİR YILDA 818 BİN YOKSUL ARTTI”
AKP’nin, 3Y (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele) ile mücadele etmek vaadiyle iktidara geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, AKP’nin sınıfta kaldığını söyledi.
TÜİK’in yoksulluk araştırmasını örnek veren CHP Genel Başkanı, “2008’den 2009’a 818 bin kişi yoksul sayısı arttı. Hani bir vazo var ya. Pırıl pırıl parlayan ama cilaları dökülünce gerçeği görülen. İşte o vazo kırıldı” dedi.
BAŞBAKAN’DAN YANIT İSTEDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarında Türkiye’nin büyümesinden söz ettiğini belirten CHP Genel Başkanı, “Yoksul sayısı 2008 yılında 11 milyon 900 bin iken bu sayı 2009’da 12 milyon 751 bine çıktı. Sayın Başbakan buna nasıl yanıt verecek. Türkiye büyüyordu. Nasıl oluyor da yoksul sayısı artıyor” dedi.
“AKP’Lİ BİR YÖNETİCİNİN YOKSULLAŞTIĞINI DUYDUNUZ MU?”
Ortaya çıkan tablodan AKP’nin sorumlu olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, “Siz AKP’li bir yöneticinin 'cebimden harcadım, yoksullaştım' dediğini duydunuz mu? Hepsi köşeyi döndüler. Fatura kime çıktı? Halka çıktı. AKP’nin yarattığı tablodur. Bunlar sadece kendilerini düşünüyorlar. Yandaşlarını düşünüyorlar. Halkı düşünmüyorlar. Bunların amacı 12 milyon kitleyi biraz daha büyütüp yoksulluğu yönetmek” dedi.
YOKSULLARA SESLENDİ
Yoksullara da seslenen CHP Genel Başkanı, “Sizi bu hale getiren AKP’dir. Bunu unutmayın, sandığa giderken bunu düşünün. Yoksulluğu en ağır yaşayan kadınlar ve çocuklar. TÜİK’in rakamlarına göre kırsalda 6 yaşından küçük çocukların yoksulluk oranı yüzde 48.69’a çıktı” diye konuştu.
Yunanistan’ın nüfusunun 10.5 milyon, Bulgaristan’ın nüfusunun 7.5 milyon olduğunu belirten CHP Genel Başkanı, “Bizim yoksul sayımız 12 milyon 751 bin. Köylerde açlık sınırı altında 310 bin kişi var” dedi.
“ELAZIĞ’DA ŞEYTAN ÜÇGENİNİ KURAMADILAR”
Yolsuzluk sayısının da arttığına dikkat çeken CHP Genel Başkanı, “Orada artık sayı falan kalmadı. Artık yolsuzluk sıradanlaştı. Elazığ’da dönen dolapları okuyoruz. Yolsuzluk var diyorlar burada. İçişleri Bakanı diyor ki, 'hayır yolsuzluk yoktur.' Yürekli bir savcı çıkıyor, ‘yolsuzluk var, ben soruşturmak istiyorum’ diyor” dedi.
Eleştiri oklarını İçişleri Bakanı’na yönelten Kılıçdaroğlu, “Ben merak ediyorum. Bu bakan acaba utanıyor mu? Sıkılıyor mu hiç? Ve o bakana şunu sormak isterim. Kayseri olayını kapattılar çünkü orada bir şeytan üçgeni vardı. Elazığ’da o şeytan üçgenini kuramadılar” dedi.
“BİRİSİ KOLTUĞUNA ALIP GETİRDİ”
Kayseri’deki yolsuzluk dosyasının nasıl geldiğini de soran CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
“Ben Sayın Bakan’a sormak isterim. Ayın dördünde Vali, Kayseri Vali koltuğunda oturup da Müsteşarlığa atanan Vali dosyayı kapatıyor. Ayın dördünde Ankara’ya geliyor, müsteşarlık koltuğuna oturuyor. Ama yine ayın dördünde aynı dosya hangi hızla nasıl Ankara’ya geldiyse dosyayı kapatıyor.Bu İçişleri Bakanı’na sormak isterim. Aynı gün sabah dosyayı kapatan vali öğleden sonra müsteşar koltuğuna oturdu. Aynı gün bu dosya Kayseri’den Ankara’ya nasıl geldi? Ulaştırma Bakanı olsa deriz ki, PTT özel bir torpil yaptı dosyayı getirdi. Sen İçişleri Bakanısın. Bu dosya, Kayseri’den dosya verilecek. Evraktan çıkacak. Adalet Bakanlığı evrakına gelecek, ilgili daireye gönderilecek, ilgili daire onay hazırlayacak. Onay Müsteşara gidecek, Müsteşar da Bakanı görecek, dosya kapatılacak. Nasıl? Kayseri Ankara hattı 24 saat bile değil. Birkaç saat içerisinde hepsi hallolur. Bu dosyayı Kayseri’den Ankara’ya kim getirdi? Birisi koltuğuna mı alıp geldi? Birisi koltuğuna alıp geldi.”
“BU TELAŞ NİYE?”
CHP Genel Başkanı, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a ikinci olarak da şu soruyu sordu:
“İkinci sorum; bir yolsuzluk dosyasını kapatmak için bu telaş niye? Biz bunu soruyoruz. Bu dosyayı kapatmayacağız, bu dosyayı açmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
BAŞBAKAN ERDOĞAN’A, “PADİŞAH MISIN SEN KARDEŞİM” DİYE SORDU
Hükümetin yasaklarla mücadele politikasını da eleştiren CHP Genel Başkanı, RTÜK Tasarısı ile Başbakan’a geniş yetkiler verildiğini belirterek, şöyle dedi:
“RTÜK Tasarısı’nda Başbakan’a bir yetki verildi. Başbakan istediği programı yasaklatabilecek. Padişah mısın sen kardeşim? Bu yetkiyi nereden alıyorsun? Siz yasaklarla mücadele etmek için buraya geldiniz, şimdi yasağı savunan yasakçı başı çıktı karşımıza, böyle bir anlayış olabilir mi? Başbakan işi gücü bırakacak artık, zaten bırakmıştı, televizyon kanallarını izleyecek. Beğenmediğini, açacak telefonu şunu iptal edin kardeşim, şu programı yasaklayın. 4. Murat’ta bile böyle yetki yoktu. Ülkeyi yasaklar ülkesi haline getirdiniz."
“BİZİM YÜREĞİMİZ VAR, KORKMUYORUZ”-
“Biz yolsuzluklarla mücadeleyi getirdik. Onlarca tazminat davası açıldı” diyen Kılıçdaroğlu, “Sanıyorlar ki biz korkacağız, bizim yüreğimiz var, biz korkmayız” dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’ye, “Hizbullah davasında 5 yıl dosya Adli Tıp Kurumu’nda bekledi. Bunlardan biri niye 5 yıl bekledi diye sordu mu? Sormazlar ama Yargıtay’a, Danıştay’a yüklendiler. Adli Tıp Kurumu’nu es geçtiler. Hizbullah dosyasını 5 yıl Adli Tıp’ta hangi gerekçe ile tuttun” diye sordu.
Partisi’nin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, yargının sorunlarına değindi. “Elbette ki yargıyı sorgulayacağız, yargının sorunlarını saptayacağız ama çözüm de üreteceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, “Kim çözüm üretir? İktidar ve muhalefet partileri çözüm üretirler. Barolar çözüm üretirler. Yargının kendisi üretir” dedi.
“AYDINLAR BU TUZAĞA DÜŞMESİN”-
Sorunların çözülmesinde en tehlikeli olanın önyargı ile yaklaşmak olduğuna dikkat çeken CHP Genel Başkanı, “Bu sorunu çözmez, var olan sorunları derinleştirirsiniz. Yargının sorunlarını çözmek için samimi olmak ve önyargılı olmamak lazım. Var olan sorunları iktidar yargıyı ele geçirmek için kullanmaya başladı. Bu tuzağa aydınların düşmemesi lazım” diye konuştu.
DANIŞTAY’A SAHİP ÇIKTI
Konuşmasında Danıştay’a sahip çıkan CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
“Yargının sorunları çözülmedi, görmemezlikten gelindi. Davalar bitmiyor diye yargı eleştirildi. Sormadık bu yargıç niye serbest bırakıyor diye. Yargıç ve savcı açığı var deniyor. Doğrudur. Nasıl giderilecek, sınavla giderilecek. AKP, 'sınav yapacağım ama ben kendi istediğim gibi yaparım' diyor. Yargıç, savcı açığı var. Bakan, 'biz sınav yapıyorduk Danıştay bizi engelledi'. Danıştay sizi niye engelledi. Çünkü siz sınavı objektif yapmıyorsunuz diye engelledi. Doğru düzgün sınav yapmıyorlar, 'hayır biz yandaşları alacağız'. O zaman suçlu kendilerinden çıkıyor Danıştay oluyor. Danıştay’ı kendisine rakip görüyor, engelliyor diye.”
“MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ”
3 bin 600 civarında boş kadro olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Sözlü sınavda torpil yapıldığı tespit edildi, Danıştay bir karar verdi; kamera koyun, itiraz olursa bakacağız. Şimdi bir yasa getiriyorlar, kamerayı kaldıracağız, niçin? Özel hayatın gizliliğine müdahaleymiş. Kılıf bulacaklar ya. Bunun mücadelesini parlamentoda vereceğiz” dedi.
Yargıyı çalıştırmayanın AKP’nin kendisi olduğuna işaret eden CHP Genel Başkanı, “Bilirkişilik Kurumu aslında bilmezkişilik kurumudur. AKP bir çözüm üretti mi” diye sordu.
“HİZBULLAH DOSYASI 5 YIL ADLİ TIPTA NİYE BEKLEDİ?”
Hizbullah dosyasının 5 yıl Adli Tıp’ta beklediğini vurgulayan CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
“Adli Tıp Kurumu’nu da kendilerine benzettiler. Bizim adamlarımız olsun. Bizim istediğimiz yönde karar versin. Delili karartmak bir Adli Kurumu'nun görevi olabilir mi? Bir siyasi iktidara yanaşma olacağım diye delilleri karartmak mümkün olabilir mi? Adli Tıp Kurumu’na kendi adamlarını atadılar. Hizbullah davasında 5 yıl dosya Adli Tıp Kurumu’nda bekledi. Bunlardan biri niye 5 yıl bekledi diye sordu mu? Sormazlar ama Yargıtay’a, Danıştay’a yüklendiler. Adli Tıp Kurumu’nu es geçtiler. Hizbullah dosyasını 5 yıl Adli Tıp’ta hangi gerekçe ile tuttun? Bilen yok.”
“BENİM ADAMLARIM ATANACAK DİYE BAKAN KATILMADI”
Yargıtay’ın iş yüküne de dikkat çeken CHP Genel Başkanı, “Yargıtay Yasası’nda bir hüküm var. 10 üye boşalırsa HSYK toplanır. O üyeyi atar. 10 üye değil, 20 üye değil, 30’u aşkın üye boşaldı. Bunlar toplanmadı. HSYK’ı engellediler. Bakan katılmadı. Niçin? Benim adamlarım atanacak. Yasayı bunlar ihlal ettiler. Peki dosyalar birikmeyip de ne olsun. Engel oluyorsunuz. Geriye dönüp yargıyı suçluyorsunuz. Yani yavuz hırsız misali” dedi.
TBMM BAŞKANI’NA ÇAĞRI YAPTI
AKP’nin iki düzenleme getirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Yargıtay ile ilgili düzenleme getirdi. Daire sayısını düzenliyorlardı. 2007’de görüşüldü. 2011, Adalet Komisyonu’nun tozlu raflarında bekliyor. Yargıtay’dan şikayet eden kim? AKP. Bölge adliye mahkemeleri kurucağız dendi, 2005’te yasası çıktı. 2011’deyiz, yasa çıktı ama bölge adliye mahkemeleri diye bir kurum yok” dedi.
CHP Genel Başkanı, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’e, parlamentodan çıkan yasaların uygulanıp uygulanmadığını takip etmesi için çağrı yaparak, “Buradan Mehmet Ali Şahin’e bir çağrı yapalım. Sayın Başkan sen bu Parlamentonun Başkanıysan çıkan yasaların nasıl uygulanıp uygulanmadığını bir gör bakalım. Bir izle bakalım. 2005 yılında çıkan bir yasa neden uygulanmaya konmuyor” diye konuştu.
“PUL PARASI BİLE YOK”
Adalet Akademisi’nin özerk olmadığını da ifade eden Kılıçdaroğlu, “Orayı da özerk bir statüye kavuşturmamız gerekiyor” dedi. “Pul parası bile bulmayan olaylarla karşılıyoruz” diyen CHP Genel Başkanı, “Tebliğ yapamıyorsun pul parası yok diye” şeklinde konuştu.
“AKP’NİN AMACI YARGIYI ELE GEÇİRMEK”
AKP’nin 8 yıldır yargıyı ihmal ettiğini belirten CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
“AKP’nin düşündüğü bir şey var. Yargının sorunlarını çözmek değil, yargıyı nasıl ele geçiririm. 2002’de tutuklu ve hükümlü sayısı 57 bin 187 kişi. 2011’de bu sayı ikiye katlanmış 121 bin kişiye çıkmış. Hemen Yargıtay’ı, Danıştay’ı suçladılar. Siz ne iş yapıyorsunuz. İktidar çözüm yeridir. Siz şikayet ediyorsanız o koltuklarda ne işiniz var. Bırakın orayı. 8 yıldır oturuyorsunuz. Ne yaptınız?”
GAZETE HABERİNİ HATIRLATTI
“Onlara yakın bir gazetede yargıç arkadaşımız yazmış, Nihat Ömeroğlu. 10 Ağustos 2010’da” diyen CHP Genel Başkanı, “Yazının başlığı şu, ‘tutukluk süresi ve toplumu bekleyen tehlike’. Ne zaman yazmış 10 Ağustos 2010’da. Ve o tehlike gerçekleşti. Siz bu yazının gereğini bile yapmadınız”