MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CMK’nın 102’nci maddesi nedeniyle yaşanan tahliyelerle ilgili AKP’yi suçlayarak “Sorumluluğunu yerine getirmeyen hükümet hala laf yarışı ile temize çıkacağı hesabını yapmakta ve bugün gelinen yargı çıkmazını kullanarak yüksek yargı üzerinden operasyon yapmaya hazırlanmaktadır” dedi.
Bahçeli İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in görevlerinden istifa etmesi gerektiğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli, konuşmasına helikopter kazasında şehit olan 5 üsteğmene Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyerek başladı.
“28 OCAK’TA SEÇİM BEYANNAMEMİZİ AÇIKLAYACAĞIZ”
2011 yılının Türkiye açısından birçok gelişmeye ve önemli olaya sahne olacağını, bunların başında da genel seçimlerin geldiğini ifade eden Bahçeli, “Misak-ı Milli’nin 90’ncı yıldönümünü idrak edeceğimiz 28 Ocak 2011 günü saat 15.00’te Anadolu Gösteri Merkezi’nde yapacağımız bir toplantıyla seçim beyannamemizi açıklayacağız ve nasıl bir Türkiye amaçladığımızı, milletimizin refaha ve mutluluğa ulaşması için neler yapacağımızı duyuracağız” dedi. Başbakan Erdoğan’ın 27 Aralık 2010 tarihli grup toplantısında 2023 vizyonunu ortaya koyduğunu belirten Bahçeli, “Başbakan’ın yıllar önce Türk milletinin önüne koyduğumuz 2023 hedefini benimsemesi kendisi için bir gelişmedir, ancak bu vizyonu özümsemesine kalitesinin ve siyasi sicilinin de çok müsait olmadığını hatırlatmak isterim” dedi.
“AKP HUKUK TEKNİSYENLERİNİ YARGIYA SIZDIRMANIN PEŞİNDE”
Bahçeli Türkiye’nin AKP iktidarıyla tarihinin en sıkıntılı dönemlerini geçirdiğini belirterek en hayati özelliğe sahip, muhafaza edilmesi gereken ne varsa AKP döneminde kuşatıldığını, saldırıya maruz kaldığını ve hayasızca tahrip edildiğini kaydetti. AKP zihniyetinin iktidara geldiği ilk zamanlarından bugüne kadar özellikle hukukun üstünlüğü anlayışında büyük gedikler açıldığını ve adalet kurumuna darbe üstüne darbe vurulduğunu ifade eden Bahçeli, “Eğer bugün adalet kurumunun çökme aşamasına geldiğinden bahsediyorsak ve verilen kararların vicdanlarda karşılık bulmadığını söylüyorsak bundan öncelikle sorumlu şüphesiz Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. AKP’yle birlikte yargı, adalet, hukuk kavram ve kurumları talihsiz ve tehlikeli mecralara sokulmuş, asıl anlamlarından uzaklaştırılmış ve iktidar savaşının ortasına itilmişlerdir” diye konuştu. Demokrasinin sunduğu imkanların arkasına gizlenerek aydınlığı ve adaleti taşlayan bu zihniyetinin hukuksuzluğu yaygınlaştırarak Türkiye Cumhuriyeti’ni darp etmek istediğini söyleyen Bahçeli, “AKP iktidarının yaptığı anayasa değişikliğiyle ileride hesap vermekten kurtulmayı planladığı ve PKK açılımının hukuksal alt yapısını oluşturmaya yönelik kirli bir niyet taşıdığı artık berraklaşmıştır. Biz bu konudaki uyarılarımızı yaparken afaki konuşmamış ve AKP’nin yol haritasında ki puslu tarafları ışıtarak göstermiştik. Acı da olsa görüşlerimizde ve uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkmıştır. İnsaf, izan, merhamet ve utanma duygusu olmayan iktidar kadroları kendilerini rahata erdirecek ve koruyacak hukuk normlarını ve hukuk teknisyenlerini yargıya sızdırmanın ve yerleştirmenin arayışında olmuşlardır” diye konuştu.
“İÇİŞLERİ BAKANI, İÇİŞLERİNİ KANUN KAÇAKLARINA TESLİM ETTİ”
Başbakan’ın ‘hukukun üstünlüğüne geçildi’ dediği Türkiye’de suçların arttığı, asayişsizliğin doludizgin ilerlediğini belirten Bahçeli, AKP’yi sokakları kaderine terk etmekle de suçladı. Bahçeli özellikle kapkaç, hırsızlık, cinayet ve cinsel içerikli suçlarda artışlar yaşandığını, iktidarın sorumsuz ve umursamaz tavrı sonucu büyük kentlerde şiddet, tehdit, asayişe yönelik olaylarda artış yaşandığını belirtti. Bahçeli “Görevinde kalması artık sakıncalı olan İçişleri Bakanı hiçbir olaya müdahil olmadığı gibi böyle bir niyeti de yoktur. Yıkım projesinin mesafe alması için çırpınan bu zatın, ülkenin içişlerini kanun kaçaklarına teslim ettiği görülmektedir. Ülkemizde yaygınlaşan suç eğilimleri, en aşağılık cinayetlerdeki artışlar ve ne yazık ki bunlara yönelik adaletin gecikmesi tam bir skandaldır ve bu da AKP’nin eserinden başka bir şey değildir. Caniler işbaşındadır, uğursuzlar faaliyet içindedir ama buna karşılık AKP yandaş yargı oluşturmanın peşindedir” diye konuştu.
“AKP YÜKSEK YARGI ÜZERİNDE OPERASYON YAPMAYA HAZIRLANIYOR”
9’ncu yılına giren AKP’nin hukukun daha iyi işlemesi, adaletin gecikmemesi ve herkesin hakkından memnun olması için arttığı bir adım olmadığını dile getiren Bahçeli, son günlerdeki CMK 102’nci maddesiyle ilgili tartışmaları da değerlendirdi. İnsanlık dışı yöntemlerle canlara kıyan PKK ve Hizbullah teröristlerinin tahliye edilmesi ve davul-zurnalı törenlerle karşılanmasının infial yarattığını söyleyen Bahçeli “Yargının yara alması, adalete duyulan güvenin zedelenmesi ve yargı organlarının siyasi düşüncelerle ve baskı yöntemleriyle etkisiz hale getirilmesi Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülüktür. Hükümet etmek makamı ağlama duvarı, şikayet etme ve bahane üretme makamı değildir” dedi. AKP hükümeti ve Başbakan’ın yargının içine düştüğü kısır döngü ve çıkmazın nedenlerini önce kendisinde araması gerektiğini dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:
“Yargının ağır işleyişi, Adli Tıp Kurumunun bu konuda takoz gibi çalışması, Yargıtay’ın iş yükünün altından kalkamaması nedeniyle dava dosyalarının sürüncemede kalmasında adalet mekanizmasının kusuru ve ihmali varsa, bunu giderecek tedbirlerin süratle alınması en başta hükümetin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu da yerine getirmeyen hükümet hala laf yarışı ile temize çıkacağı hesabını yapmakta ve bugün gelinen yargı çıkmazını kullanarak Yüksek Yargı üzerinden operasyon yapmaya hazırlanmaktadır. Bu konuda bugün karşımıza çıkarılan tablo her yönüyle karanlık, acı ve utanç vericidir.”
“ADALET BAKANI İSTİFA ETMELİ”
Öncelikle yapılması gereken hususun teröristlerin dosyalarının süratle ele alınması ve yargı süreçlerinin sonlandırılması olduğunu belirten Bahçeli, Hizbullah teröristlerinin cezaevinde internet aracılığıyla dışarıdakilerle haberleşmesinin sorumlularının da derhal ortaya çıkarılması ve cezalandırılması gerektiğini kaydetti. Bahçeli “Adalet Bakanlığı’nın başındaki bakan da siyasi sorumluluğunun gereğini yerine getirerek ya istifa etmeli ya görevden alınmalıdır” dedi.
“HUKUK EN AĞIR DARBEYİ HABUR’DA TEZGAH ALTI KURULAN MAHKEMELERDE ALDI”
Yargının acil sorunlarına acil çözümler için yürütme ile yargı organlarının bir an önce bir araya gelmesi ve acil önlemler paketini TBMM’nin önüne getirerek süratle yasalaştırması gerektiğini de söyleyen Bahçeli, MHP’nin bu konuda yapıcı bir tutum içinde olacağını ve destek vereceğini bildirdi. Bahçeli şöyle konuştu:
“Domuz bağlarıyla insanların canlarına kast eden canilerin, bölücü hainlerin elini kolunu sallayarak ve üstelik coşkulu kalabalıklar eşliğinde karşılanması milletimizi öfkelendirmiştir. Hukukun objektifliğinin ve güvenirliğinin en ağır darbeyi aldığı yer şüpheniz olmasın ki Habur’da tezgah altı kurulan mahkemeler olmuştur. Hukuk burada katledilmiş ve Recep Tayyip Erdoğan’ın alnına kara bir leke olarak yapışmıştır. Milletimizin şerefini, itibarını ve haysiyeti iki paralık edenler, hukuku yalama yapmışlar ve adalet kavramının çarpıtılmasına neden olmuşlardır. Habur’da teröristi anında affeden, ama sıra vatandaşlarımızın haklarını almasına gelince yıllarca mahkeme kapılarında süründüren hukuk sisteminin düzgünlüğünden ve etkinliğinden bahsetmek için yalnızca AKP yandaşı olmak yeterli olacaktır. Türkiye’nin Habur’da kırılan ve dağılan hukuk yapısına, Kandil fitnesinin itmesiyle yürüyen barış sözlerine, İmralı patentli özgürlük yutturmacasına ve AKP merkezli boyalı demokrasi anlayışına daha fazla katlanması söz konusu değildir. AKP hükümeti hukuku taraflı ve yanlı bir hale getirmiştir. Şayet yıkım projesinin gizli kalan taraflarında; hukuka güvenin sarsılarak, farklı bir devlet yapılanması altında yeni bir hukuk planlaması akıllardan geçiyorsa; o zaman bu niyeti taşıyanlara haddini bildirmek bizim için siyasi namus meselesi olacaktır.”
“YARGITAY BAŞKANI VE BAŞBAKAN BİRARAYA GELMELİ”
Bahçeli, yargıda yaşanan kriz nedeniyle çekişme ya da atışmak yerine Yargıtay Başkanı ile Başbakan’ın bir araya gelmesi ve yapılacaklar hakkında mutabakatla sonuçlanacak karşılıklı bir diyalog zemini oluşturması gerektiğini söyledi.