Son yıllarda hep tartışma konusu olmuştur başlıktaki soru. ‘Olur’ diyenler kadar, ‘olmaz’ diyenler de vardır. Yakın siyasi tarihimizde olumlu veya olumsuz örnekleri çoktur. Başarılı örnek olarak hatırladığımız en önemli izim rahmetli Bülent Ecevit’tir. Gazetecilikten siyasete atılan Ecevit, 1970’li yıllardan 2000’li yılların başlarına kadar Türk siyasetinde iz bırakmış en önemli isimlerden biridir. Doğru yer ve zamanda olduğu müddetçe başarılı olmak mümkündür yani. Dolayısıyla ben ‘gazeteciden siyasetçi olur’ diyenlerdenim…
“Şimdi nereden çıktı bu” diyenleriniz olabilir, anlatayım. Efendim malum olduğu üzere seçim sürecindeyiz. Yaklaşık 7 ay sonra yerel yöneticileri belirlemek üzere sandık başına gideceğiz. Bu anlamda iktidar hedefi olan MHP, CHP ve AKP bir hayli hareketli. AKP henüz takvimini belirlemedi ancak CHP ve MHP’de özellikle son birkaç gündür aday adayı enflasyonu yaşanıyor. Aday adaylığı başvurusu için 3 Eylül’ü son tarih olarak belirleyen CHP’ye bu anlamda başvuran iki de meslektaşımız var.
Bunlardan biri; Konyaaltı Belediye Başkanlığı’na aday adayı olacağı aylardır konuşulan ve önceki gün resmen başvuru yapan Dursun Gündoğdu. Antalya’da önce Günaydın’ın, ardından yıllarca Hürriyet ve Doğan Haber Ajansı’nın temsilciliğini yapan Gündoğdu ile birlikte çalıştım. Dolayısıyla onu mesleki anlamda da, kişisel olarak da iyi tanıyanlardan biri olduğumu söyleyebilirim. Tınayanlar benimle hemfikir olacaktır; Gündoğdu her şeyden önce çok iyi bir gazetecidir. Mesleki tabirle haberi iyi koklar, Keçi’den yağ çıkarır adeta. Çalışanlar bilir, onun lugatında ‘yok, yapamadım, alamadım, çekemedim, imkansız’ gibi kelimeler yoktur. Asla bahane kabul etmez, bahanelere de sığınmaz. Pratik zekasıyla da zenginleştirdiği mesleki becerisi sayesinde hep başarılı olmuştur bugüne kadar. Aslen Sivaslı olan ancak yaşamının önemli bir bölümünü Ankara’da geçiren Gündoğdu’nun ulusal medyayla bağlantıları da oldukça iyidir. İyi bir sosyal demokrattır aynı zamanda. Gündoğdu’nun en beğendiğim ve gıptayla baktığım bir özelliği de soğukkanlılığıdır. Meselelere hep soğukkanlı yaklaşır, ani tepki vermez. Tüm bu özellikleri onun iyi ve başarılı bir siyasetçi olacağını gösteriyor. Hele Konyaaltı gibi değişken, kozmopolit bir nüfusa sahip bir ilçede Gündoğdu son derece başarılı bir belediye başkanı olabilir. Aday adaylığı başvurusunu sanıyorum Beyaz Gazetesi, “Konyaaltı’na Gündoğdu” başlığıyla vermişti. Aynen katılıyorum. Aday yapılır mı yapılmaz mı bilemem ancak yapılırsa Konyaaltı’nın şansı olur diye düşünüyorum.
Bu seçim döneminde aktif siyasete atılan bir başka meslektaşımız ise gazetemizin sevilen köşe yazarlarından Mehmet Tosun. Her ne kadar o, “Ben çaycıyım gazeteci değilim” dese de kendine has üslubu ile ele aldığı köşe yazılarıyla değme gazetecilere taş çıkartan Tosun, Muratpaşa Belediye Meclisi’ne aday adayı oldu malumunuz. Tosun başvurusunu günler öncesinden yapmıştı ancak alışkın olduğumuz siyasetçilerden olmadığı için ne basın önüne çıktı, ne toplantı yaptı. Mehmet Tosun, son günlerin moda deyimle Antalya’nın en önemli aktivistlerinden biri. Haksızlığa, yolsuzluğa asla gelemeyen Tosun, bu anlamda tam anlamıyla yılmaz bir savaşçı. İnandığı değerler uğruna mücadele etmek onun yaşam biçimi. Kırılan ama asla eğilmeyen, ülke ve kent menfaatlerini kişisel menfaatlerinden önde tutan Tosun tam bir dürüstlük timsali. Haksızlıklar karşısında aslan kesilirken övgüyle karşılaştığında ise yüzü kızaracak kadar da mütevazi bir kişilik…
Bir yazımda Mehmet Tosun gibi insanların şu ya da bu şekilde siyasete kazandırılması gerektiğini söylemiş ve “Tosun’u yanına alan kazanır” demiştim. Aynı düşüncem artarak devam ediyor. Her mecliste Mehmet Tosun gibi değerler bulunmalı. Siyaseti sadece ve sadece hizmet aracı olarak gören, haksızlıklar karşısında aslan kesilebilen insanlar aktif siyasete kazandırılmalı ki siyaset o özlenen ve olması gereken seviyelere gelsin.