Şimdi size Antalya’da geçtiğimiz hafta vefat eden, sessiz sedasız toprağa verilen bir iş insanından bahsedeceğim.

Adı; Ahmet Söylemez…

Antalya Organize Sanayi’deki AGT Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin kurucu patronu…

Antalya’da 1984 yılında kurduğu imalathaneyi bir fabrikaya dönüştürüp Türkiye’nin ilk 500 firması arasına sokmayı başaran bir iş insanı…

Arşivleri karıştırıp derlediğim notlardan da esinlenerek biraz geriye giderek anlatayım merhumu…

1971 yılında Seydişehir Alüminyum Rus teknolojisiyle kurulurken, Rusya’ya gönderilen mühendisler arasında yer almış.

Zamanla yolu Kastamonu Entegre’ye düşmüş ve yönetiminde görev yapmış.

Sağlık nedenleriyle ayrılınca Antalya’ya yerleşmeye karar vermiş.

Antalya’da kendine yeni bir yol çizerken, Kastamonu Entegre’deki deneyiminin de etkisiyle 1984’te bir şirket kurmuş.

Kendisi fizik mühendisi iken iki oğlunu da okutmamış, şirketi yönetsinler diye çekirdekten yetiştirmiş.

Çocuklar kendi kendilerini eğitmişler, biri hem fabrikada çalışmış, hem psikolojiye yönelmiş.

Kişisel yaşam koçu olacak kadar geliştirmiş kendisini…

Diğeri, fabrikadaki işinin yanı sıra tasarım konusunda yeteneğini konuşturmuş…

Babanın aklında fikrinde ise hep iş varmış.

Sağlık nedeniyle yerleşmeye karar verdiği Antalya’yı sadece bir kazanç kapısı olarak görmüş.

Bazı iş insanları gibi gösterişli, şatafatlı bir yaşam sürmemiş…

Sosyal çevresi pek olmamış.

Hayatın nimetlerinden uzak durmuş.

Belki de inancı gereği böyle bir yola girmiş…

Kazanmış, büyümüş…

Büyümüş ve daha çok kazanmış…

Antalya’dan kazanmış ama şehir ile bütünleştirememiş şirketini…

Nalıncı keseri gibi hep kendine doğru yontmuş ağacı rahmetli…

Hayatında şehir hiç olmamış…

Şirket odaklı çalışmış…

Şirket çalışanlarını mutlu etmek yetmiş ona…

Şirketinin adı Antalya’nın herhangi bir sosyal projesiyle anılmamış.

Antalya’nın bir etkinliğine maddi, manevi destek olmamış…

Şirketin ismiyle anılan bir okul, bir kreş, bir sağlık ocağı yaptırdığını da anımsayan yok…

Yaptırsa yaptırsa belki memleketi Çorum’a yaptırmıştır diye araştırdım onu da bulamadım.

Bir imalathaneden 41 yılda devasa bir şirket çıkaran iş insanı, Antalya’nın etinden, sütünden yararlanmış ama bunu şehirle hiç paylaşmamış…

Sadece vergisini vermiş, rekortmen olmuş…

Ve, geçen hafta sessiz sedasız bu dünyadan göçüp gitmiş.

Ne zaman, nerede toprağa verildiği bile yazılıp çizilmemiş.

Öğrendiğim kadarıyla cenazesi yaşamını yitirdiği İstanbul’da kaldırılmış…

Antalya, bugüne kadar hiçbir iş insanının ölümüne bu kadar sessiz kalmamıştı.

Hele hele, şirketi defalarca Türkiye’nin ilk 500’üne giren bir patrona hiç…

Kendi şirketinin sosyal medya hesaplarından bile paylaşılmamış acı haber…

Bir taziye mesajı bile koymamışlar AGT kurumsal hesaplarına…

Misal; Antalya Sanayici İş Adamları Derneği (ANSİAD), merhum iş insanı, derneğin üyesi olduğu için taziye mesajı paylaşmış sosyal medya hesabından...

Ama bir hafta içinde topu topu 3 kişi mesajın altına yorum yapmış, başsağlığı dilemiş…

Teknokent’in X platformundaki taziyesine bir kişi bile yorum yapmamış, taziye mesajı da yazmamış...

İş insanının devasa fabrikasının bulunduğu Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) yönetimi resmi sitesinden vefatın duyurusunu yapmış, bir Allah’ın kulu, ‘Allah rahmet eylesin’ diye yazmamış altına…

ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman odanın resmi hesabından başsağlığı dilemiş, kimse ‘Rahmet’ dileyen bir kelime not düşmemiş altına…

Bırakın iş dünyasını AGT’nin binlerce çalışanından biri dahi taziyede bulunmamış tüm paylaşımların altına…

Cenazesi Antalya’dan kaldırılsaydı ve imam, ‘Merhumu nasıl bilirdiniz?’ diye sorsaydı, demek ki herkes birbirine bakacak ve susacaktı.

Kıssadan hisse; Türkiye’nin en zengin iş insanlarından Ahmet Söylemez, gerçekte varlıklı yaşadı ama bir ‘Taziye garibi’ olarak göçtü gitti bu dünyadan…

Antalya’nın en zengin üç-beş kişisinden biri vefat etti ama halkın haberi bile olmadı…

Haberi olan iş dünyası da bir ‘Allah rahmet eylesin’ sözünü bile esirgedi…

Ne diyelim; Allah rahmet eylesin, toprağı bol olsun…