Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın'la birlikte büyükşehir bürokratları ve CHP'li Belediye Meclis üyelerinin de bulunduğu 24 sanık hakkındaki 'Halkkart' yargılaması, Antalya 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün de devam etti. Minibüsçü toplam 624 şikayetçinin bulunduğu davanın duruşmasında, 150 şikayetçi ifade verdi.
Antalya'da toplu ulaşım araçlarında kullanılan elektronik ücret toplama sisteminin kuruluşu ve sonrasında 'ihaleye fesat karıştırma', 'irtikap ve edimin ifasına fesat karıştırma' suçlamalarıyla 17 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanıklardan, bugünkü duruşmaya 9'u katıldı. Dün başlayan ve bugün devam eden duruşmada Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Genel Sekreter Mehmet Aktekin, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Özkayacan, Hukuk Müşaviri İlker Gedik hazır bulundu.
ZORUNLU OLMAMASINA RAĞMEN KATILDI
Duruşmaya verilen öğle arasında salondan ayrılan Başkan Akaydın, çıkışta yaptığı açıklamada, katılma zorunluluğu bulunmamasına rağmen sadece toplu ulaşım esnafının ne diyeceğini merak ettiği için geldiğini söyledi. İki gündür devam eden duruşmaları değerlendiren Başkan Akaydın, "Biz belediye olarak, 4.5 yıldır bu arkadaşları şiddetle korumaktan dolayı yargılanıyoruz" dedi.
'BAĞIŞ, HİBE ALMADIK'
Antalya'da AB plakalı toplu ulaşım araçlarının mahkeme tarafından bağlanmış olmasına rağmen, çeşitli formüllerle bu araçların çalışmasını sağladıklarını anlatan Başkan Akaydın, "Hiçbir şekilde herhangi bir vakfa, derneğe, şirkete bu arkadaşlardan geçmiş belediyelerde olduğu gibi makbuz karşılığı bile olsa bağış, hibe gibi bir şey almadık. Bu arkadaşlara dedik ki, 'Bu sistemde çalışamazsınız, zarar edersiniz. Şirket olun, koltuk sayınızı azaltın, havuza girin ve kimsenin birbirine söyleyecek lafı olmasın.' Ama bütün Antalya biliyor ki 4.5 yıldır yapmadılar" diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı 40 otobüsün esnaf tarafından tehdit olarak algılandığının belirtilmesi üzerine Başkan Akaydın, bunun tehdit olarak görülemeyeceğini dile getirdi. Akaydın, "İstanbul'da Marmaray yapılıyor, şimdi orada toplu ulaşım esnafı ayaklanacak mı? Belediyenin halka konforlu ulaşım sağlamak asli görevi. Ben bunu yapmamış olsam, görevimi yapmamış olurum" dedi.
Esnafın verdiği ifadelerde çok ciddi bir bilinçsizliğin de ortaya çıktığını savunan Başkan Akaydın, en çok şikayet edilen aktarmalı ulaşımın da gerektiği gibi algılanmadığını söyledi.
'SAVCIYA GİDERSİN, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNURSUN'
Toplu ulaşım esnafının iddialarının arasında yer alan 'araca binen kişi sayısına eşit paranın hesaba yatmadığı' savının ise ilgili firma üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Mustafa Akaydın, "Eğer bu konuda senden para çalındığını hissediyorsan savcıya gidersin, suç duyurusunda bulunursun. Bunu daha önce bana ilettiler. Küçük bir grubu topladım, elektronik ortamda hesaplara baktık, yalan söyledikleri ortaya çıktı" diye konuştu.
Tüm bu tartışma konularının savcılığın iddianamesiyle ilişkili olmadığını ve davanın iddianameyle ilgili bir noktadan çıktığını dile getiren Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, "Hiçbiri 'baskı yaptı' demiyor. Davanın konusu kar zarar değil" dedi.
Bir soru üzerine, dün mahkeme salonunda esnafa dağıtılan matbu ifade metnini de değerlendiren Başkan Akaydın, "O da davanın siyaseten maniple edildiğini gösteriyor. İçindeki belediyenin yüzde 2'lik payından vazgeçildiğinin davayla ilgisi yok ki. Siyasi manipülasyonlar" diye konuştu.
İki gündür devam eden duruşmalarda ortaya atılan iddialarla bir komedi yaşandığını savunan Akaydın, şunları söyledi:
"Yüzde 50'si, -kaba bilgilerle ifade ediyorum- parayı cebine atıyor zaten. Bunları mahkemede rencide olmasınlar diye söylemiyorum ama 'Elime 150 lira geldi' ama cebine ne aldın? 'Arabamı sattım' diyor. 250, 300 bin TL arası piyasası. Arabanın acente değerinin üç katı. Demek ki burada kar var. Modern ulaşımda, kent merkezinde minibüs dolaşması diye bir şey yok. Bunu anlattım. Bir daha belediye başkanı olursam Antalya'ya körüklü otobüs getireceğim. Minibüs, seyrek ulaşım olan, az yolcu talebi bulunan noktalarda çalışır. Bu tehdit değil ulaşımın doğasında var. Minibüs şehre sokulmaz. Ama çevredeki köylere gönderilir. Bununla 'tehdit etti' diyor ama biz tehdit etmedik."
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA) -