Türker, Ankara İçkale Otel'de düzenlenen İl Başkanları toplantısında DSP’nin seçim stratejisini açıkladı.
Türker, son bir araştırmada yüzde 37 olarak gösterilmesine rağmen AKP’nin bugüne kadar bütün araştırma şirketlerinden kendisine çıkan çıplak oyun yüzde 32’yi geçmediğini belirterek, “Türkiye’yi iki partiye indirdiği zaman AKP’nin iktidarının garanti oluyor.
İddia ediyorum, halkımız Türkiye’de 5. bir partiyi, 5. bir grubu parlamentoda oluştursun, Türkiye’deki bu baskı, bu korku imparatorluğu sona erer ve yeniden gerçek demokrasi yaşanır” dedi. Türkiye’de en çok sözü edilen temel hakların, özgürlük, eşitlik, adil yargılama ve en önemlisinin de onur içinde yaşam biçimi olduğunu söyleyen Türker, iktidar tarafından Türkiye’de insanların fakirleştirilerek, yoksullaştırılarak muhtaç hale getirildiğini belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aile sigortası projesini de eleştiren Türker, “Oysa asıl oluşturulması gereken şey şudur; dünyada yoksullukla mücadele aşamasında ‘vatandaşlık hakkı’ diye bir çalışma oluşturulmuştur. Bu çalışmada ne sigorta adı altında, ne de sadaka adı altında para verme değil, her eve, her eve yaşayan bireye iş yaratma sorumluluğudur” dedi. Türker, bu kapsamda ‘sosyal içerikli ekonomi politikalarının egemen olduğu bir devlet yapısı’ ve ‘özgürlük’ olmak üzere DSP’nin 12 Haziran’a hazırlanırken seçim stratejisini iki nokta üzerine dayandıracaklarını söyledi.
Türkiye’nin Atatürkçü düşünceden ve ulusalcı çıkardan yana olduğunu, Türkiye’nin cumhuriyetin değerlerine sahip çıkacağını belirterek, “Türkiye’de resmi dil tek olacaktır, Türkiye’de yek bayrak, tek millet esası olacaktır. Biz Türkiye’de korkusuz bir şeklide bunları söyleyeceğiz. Ama herkes mezhebi ne olursa olsun, dini ne olursa olsun, etnik kökeni ne olursa olsun ‘ben oyum’ dediğini rahatlıkla yaşabilecektir. Biz bunun yolunu açmış bir partiyiz” dedi.
-KÜRTÇE TELEVİZYONUN ÖNÜNÜ BİZ AÇTIK-
Türker, 2001 yılında Anayasada gerçekleştirdikleri değişiklikle, en çok dil meselesi üzerinde durduklarını vurgulayarak “Bugün Kürt vatandaşlarımızın Kürtçe televizyon dinleyebilmelerinin, rahatlıkla resmi daire giderken bile, bilmiyorsa kendi dilini ifade edip tercümanla işini yaptırmasının, gerekiyorsa kurs açmasının, kültürünü geliştirmesinin önünü biz açtık” dedi. Türker, Aleviler eğer ‘Cem evi’ ibadet yerimiz diyorsa, bunu da kabul ettiklerini belirterek, “Oturup da onlara ‘hayır siz ille de Camiye gidin’ deme hakkımız yok” diye konuştu. Din dersleri de kaldırılmıyorsa, mevcut din derslerini de alevi inancına ilişkin konuların konulmasından yana olduklarını ifade eden Türker, “Biz bunlardan korkarsak, bunları yapmazsak, Türkiye’yi üniter devlet olarak, ulusal birlik içinde nasıl tutarız?” diye sordu.
-EVİNİZDE AZICIK MEMNUYETSİZLİK VARSA, AİLEDEN BİR OY VERİN-
Türker, DSP’nin seçime girmek ‘zorunda’ olduğunu söyleyerek, siyasi partilere ‘demokratik birliktelik’ çağrısını yineledi. Türker, “Bizim son girdiğimiz seçim, ‘sivil darbe’nin gerçekleştirildiği seçimdir, Başbakan ve Genel Başkanımız Bülent Ecevit’in önderliğinde girdik ve yüzde 1,2’yi o zaman aldık. O günden sonra hiç seçime girmedik. Biz, bizden giden o oyları geri almayı bakıyoruz. Buradan sesleniyorum, sağda ve solda hangi parti olursa olsun, gelin bizimle birlikte Cumhuriyetin değerleri, güçlü bir Türkiye için demokratik birliktelin yapın, birlikte 5. grubu oluşturalım” dedi.
DSP Lideri, olmazsa olmaz hedeflerinin ise ‘her evden bir oy’ olduğunu söyledi. Türker, “Diyoruz ki; azıcık evinizde memnuniyetsizlik varsa, evinizdeki oylardan bir tanesi DSP’ye veriniz. Bu oy karşılığında herkesin, gelecek endişesini yok etmeye talibiz” diye konuştu.
-"MAĞDUR EDEBİYATI YAPMASIN"-
Türker, konuşmasında DSP’den istifa eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in CHP'ye geçiş sürecinin 2009 yerel seçimlerinden önce başladığı yönündeki sözlerine de tepki gösterdi. Türker, “Ne zaman hazırlıklarını yapmıştın, seçilmeden önce mi, seçildikten sonra mı? Çünkü demesin ki, ‘beni gönderdiler’. Mağdur edebiyatı yapmasın. Sen telefon açıp benim bazı Parti Meclisi üyelerime DSP’nin seçime girmemesi gerektiğini söyleyeceksin, biz de seni neye davet ettik; dedik ki ‘ya DSP’liyim’ de ‘ya da gereğini yap’. Hiç kimse DSP’den büyük değildir” diye konuştu.