Büyükerşen CHP'ye geçiyor

Yılmaz Büyükerşen, kendisiyle birlikte Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı ve Tepebaşı belediyelerinin DSP'li 2 meclis üyesinin dışındaki tüm DSP'li meclis üyeleriyle birlikte CHP'ye geçme kararı aldıklarını söyledi. Büyükerşen, şöyle dedi:

"Henüz CHP'ye geçiş müracaatını yapmadık. Sadece karar verdik. Bunun için beyanname dolduracağız ve CHP Genel merkezine ileteceğiz. Genel merkezin partiye geçiş başvurularımıza karar vermesi durumunda CHP'ye geçeceğiz. Bu nedenle CHP'ye geçiş için şu an herhangi bir tören söz konusu değil." 

Ak Parti Hükümeti'ni de eleştiren Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen şöyle konuştu:

"Seçimli sistemlerde iktidarı sandık belirler. Ama yargının bağımsız, üniversitelerin özerk olmadığı, basının, sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin kendilerini iktidar baskısı altında hissettikleri, halkın telefonlarının dinlenip haberleşme özgürlüğünü kullanamadığı, komploların geçerli olduğu düzendeki iktidarların sandıktan çoğunlukla çıkmış olsalar bile meşruyetleri daima tartışmalı olur."

DSP eski genel başkanı Zeki Sezer'in de Yılmaz Büyükerşen ile birlikte CHP'ye geçeceği öne sürüldü. 

YAZILI AÇIKLAMA YAPTI

CHP'ye geçeceğini açıklayan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, yaptığı yazılı açıklamada Eskişehir’deki seçmenlerin görüşlerinin doğrultusunda karar vereceğimizi söylediklerini hatırlattı. Büyükerşen şöyle devam etti:

"Seçmenlerin 4'te 3'ünün eğiliminin CHP’ye geçmemiz ve belediye başkanı olarak göreve devam etmemiz şeklinde olduğu görülüyor. Neticede bizim kararımız da seçmenimizin eğilimine uygun hareketimizi gerektirir. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile iki ilçe belediyesi ve İl Genel Meclisi üyeleri olarak ilk elde toplam 38 DSP’den istifalarını veren arkadaşlarımızdan 2’si hariç 36 kişi bundan böyle CHP çatısı altında siyasette olacağız. Yakında çok sayıda DSP’lilerin de CHP’ye geçeceği haberini alıyoruz.

İnancımız odur ki, seçim olan ülkelerde şüphesiz iktidarı sandık belirler. Ama o ülkelerde yargı bağımsız değilse; özerk üniversite yok ise; basın, sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile iş alemi ve meslek kuruluşları baskı altında ise; sosyal devlet politikalarına ağırlık verilmiyor ise, iktidarların meşruiyeti daima tartışmalı olur"