CHP Antalya İl Başkanı Özer Ülken, bir Ankara ziyaretinde genel merkezde Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş ile karşılaştı. Güneş, Ülken’i görünce gülümsedi ve anketten bahsetti. Ülken’in Gün Haber’e aktardığına göre, Hurşit Güneş bu gülümsemenin ardından şöyle demiş; “Antalya da halk seni ne kadar çok seviyor. Özellikle de esnaf. Anketten bu çıktı”…
Görevden alınıp alınmadığı tartışmaları sırasında oldukça yıpranan CHP İl Başkanı Özer Ülken’in bu cevapla moral bulduğu belli… Ülken, “Beni istemeyenlerin, gitsin diyenlerin sayısı 50’yi geçmez. Onların derdi de maddi” dedi ve bir de bununla ilgili ipucu verdi; “Selami Şahin’in yeni hal ihalesi ile ilgili yazısını okuyun ne demek istediğimi anlarsınız”…
İŞTE O YAZI;
“Antalya toptancı halinin satılması tartışılırken halde yapılan bir ihale ile ilgili önemli iddialar az daha güme gidecekti. Malumunuz üzere her sene toptancı halinde temizlik ve güvenlik hizmetleri için ihale açılıyor. Bu ihalelerde en düşük teklif veren firmalar ihaleyi kazanıyorlar. Bu genel teamüldür.
En son yapılan temizlik ihalesinde ise işler bayağı bir karıştı. İsteseniz en başta nasıl bir ihale yapıldığını şeklen anlatayım. Daha sonra konunun siyasi noktalarına değiniriz. Beni çok ilgilendirmese bile…
23.09.2010 tarihinde ‘toptancı kompleksi genel hizmet alımı’ adı altında Büyükşehir belediyesi toptancı hali temizlik ihalesi düzenliyor. İhaleye 14 firma katılıyor. İhalenin ortalama değeri 700 bin civarında…
İhale yasa gereği kapalı zarf usulü ile yapılıyor. Tabi Büyükşehir ihalesinde yine geleneksel bir vaka yine bu ihalede yaşanıyor. Basın içeri alınmıyor. Fen İşleri Daire Başkanı Sebahat Çevik ve hâl müdürü Rıza Uysal ve içerde birkaç komisyon üyelerinin gözetiminde zarflar açılıyor.
Teklif veren firmalar ihaleyi kimin kazandığını veya en düşük teklifi kimin verdiğini merakla bekliyor. İhaleye katılan firma yetkililerini ‘biz size haber veririz’ diye gönderiyorlar. Firma yetkilileri ihaleden ayrıldıkları andan itibaren kendilerine bilgi verilmesi için yaklaşık bir ay bekliyorlar.
Daha sonra ise ihaleyi Larma Organizasyonun sahibinin kazandığını açıklıyorlar. Larma Organizasyon Bekir Kumbul döneminden bu yana hâlde bu türden işleri yapan bir firma, yani sahibinin CHP’li olmasının ihaleyi alması ile bir ilgisinin olmadığını ilk başlarda söyleyebiliriz. Çünkü Kumbul döneminden bu yana bu işi yapıyor.
Ancak son ihalede işi almasının CHP’li olması ile ilgili doğrudan ve hatta göbekten bir ilişkisi olduğunun emareleri bulunuyor. Nasıl mı? Larma Organizasyon ihaleye en düşük teklif veren beşinci firma, yani kendisinden daha düşük teklif veren dört firma daha var. Ancak ilk dört firmayı Büyükşehir Belediyesi yetkilileri bir ay boyunca ciddi ciddi inceleyerek çoğunda yazım hatası konuları bile gerekçe göstererek eliyor.
İhale şubesinin katılımcı firmalara bir ay sonrası gönderilen yazı evlere şenlik… Basbayağı ihale, ihale ediliyor.
Larma Organizasyonun sahibi kim? CHP Özer Ülken’in sağ kolu olan CHP İl Eğitim Eski Sekreteri Yalçın Yavuz… Bu arada ihale sürecinde Yalçın Yavuz il eğitim sekreterliğinden istifa ediyor. Özer Ülken’in sağ kolu Yalçın Yavuz parti içi çatışmanın farkına vararak ihaleyi almış olabilir. Çünkü son dönemde Akaydın Antalya’da CHP’nin birinci adamı olmak uğruna teşkilatları dize getirmek istiyor. Akdeniz Üniversitesinde sürükleyerek getirdiği metotları yine belediyede uygulamak istiyor. Bu metotlar çerçevesinde Yalçın Yavuz’a birileri ‘ eğer ihaleyi almak istiyorsan, il eğitim sekreterliğinden istifa et ve Özer Ülken’in yanından ayrıl’ demiş olabilir.
Yavuz Belediyeden kaymaklanmak için sağ kolu olduğu uğruna canını vereceği can dostu Özer Ülken’i anında yarı yolda bırakıyor.
Ya da Özer Ülken bu ihalenin veriliş biçimine karşı çıktığı içinde çatışma yaşanmış olabilir. Gelelim bu ihale gelişim sürecinde tabloya yansıyan detaylara; Yalçın Yavuz beşinci firma olmasına rağmen bu ihaleyi almıştır. Yalçın Yavuz’a bu ihale verildiği günlerde Yavuz güya kurnazlık yaparak CHP il eğitim sekreterliğinden istifa ederek kamuoyu baskısını ortadan kaldırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Akaydın, Özer Ülken’i başkanlık koltuğundan etmek için, Ülken’in sağ kolu kişileri kendince belirlediği metotlar ile sindirmeye veya yanına çekmeye çalışmaktadır. İhale ile ilgili olarak bugüne kadar Cumhuriyet Savcıları detaylı bilgi olmadığı için harekete geçmemiştir. İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili müfettiş göndermemiştir.
Bu arada CHP’nin iç hesaplaşması beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Ben ihalenin haksızlığı üzerinde duruyorum. Akaydın kimi il başkanı yapmak istiyorsa yapsın. Şimdi soruyorum size bu ihale aynen yazdığım gibi Ak Partili bir belediye tarafından yapılmış olsaydı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun tavrı ne olurdu?
Hatırlayın halk kart ihalesi ile yazdıklarıma ( İki İhalenin Anatomisi başlıklı köşe yazım) şu ana kadar en ufak bir yalanlama dahi gelmedi. Bu ihale ile ilgili bir açıklama gelirse yine yayınlayacağımı okuyuculara bildirmek isterim. Bu arada son dakika gelişme bu tabi bir duyum, Larma Organizasyon bu işlerin kamuoyunda duyulacağı endişesi ile ihaleyi aldıktan sonra işi bir başka şirketi devretmiş. Devrettiği şirket ise kardeşinin şirketiymiş, şayet bu duyum gerçekse söyleyecek bir tek şey kalıyor. Ey Antalya’nın uyuyan yetkilileri artık uyanın, şehrin yontucusu her şeyi kendine yontuyor. Bilesiniz…”
EDİTÖRÜN NOTU:
Bizim bildiğimiz Ülken ile Akaydın arasında görünen ciddi bir sorun, sıkıntı yok. Akaydın’ın genel merkezle ilişkileri direkt yürütmeyi sevdiğini Ömer Melli döneminden biliyoruz. Bu alışkanlığına devam ediyor olabilir. Bu durum, CHP Antalya Teşkilatı’nı yıpratmak, seçim yaklaşırken zor durumda bırakmak olarak algılanmamalı. Bir CHP’linin bir ihale alması ve ardından partiye zarar geleceğini düşünerek görevinden istifa etmesi de çok doğal ve etik… Dileriz bunu başka siyasi partiler ve CHP’deki diğer yöneticiler de uygular. Bu yazıyı Ülken adres gösterdiği için verdik. Ya Ülken ile Akaydın arasında bizim bilmediğimiz başka bir gizli çekişme var veya yazı biraz CHP’yi yıpratmaya dönük kaleme alınmış. Biz tarafsız kalarak hem Ülken’in söylediklerini, hem o yazıyı verdik. Ve, yorumu siz okuyuculara bıraktık.