Antalya böyle hödüklerin cirit attığı yer olmamalı...

Son bir aydır, polisin veya jandarmanın ‘Dur’ ihtarına uymayan sürücülerin sayısı bir hayli arttı.

Veya, daha önce de fazlaydı da, basına bugünlerde daha çok yansımaya başlayınca ben öyle hissettim.

Son bir ayda benim en çok dikkatimi çeken Kemer İlçesi’nden otomobille Antalya kent merkezine kaçma olayıdır.

Bakın şimdi…

Bir sürücüye jandarma Kemer’de, ‘Dur’ çekiyor.

Adam engelleri aşıp kaçıyor…

Kındıl Çeşme’yi geçiyor…

Oteller bölgesini aşıyor…

Göynük tarafına geliyor.

Basıyor gaza…

Beldibi’ne geçiyor.

Oradaki tatil köyleri, otelleri de geçip sallanıyor Antalya’ya doğru …

Belköy istikametinden gaza basıp devam ediyor.

Kargıcak’ı gösteriyor karayolu tabelası…

Onu da geçip Büyükçaltıcak istikametine yöneliyor.

Jandarma peşinde…

Antalya polisi haberdar ediliyor…

Küçük Çaltıcak, balıkçı barınağı derken,Topçam sahili görünüyor tepeden…

Sıçan Adası kapı gibi karşısında kaçan adamın…

Kaçmaya devam ediyor.

Sarısu Plajı, Tünektepe Teleferik Tesisleri derken, Büyük Liman ve Dolum Tesisleri sağ tarafında ışıl ışıl ışıldıyor.

Adam, Kemer İlçesi’nden Konyaaltı İlçesi’ne geliyor.

Konyaaltı kazan, polis kepçe, kaçan adamı arıyor.

Ve, haberlere yansıyan kovalamaca 50 kilometrelik kaçıştan sonra bitiyor.

Adam Bayındır Mahallesi’nde Gazi Bulvarı’nın trafiğe kapatılması sonunda yakalanıyor.

Peki, bu adamın kanun karşısındaki cezası ne?..

Eğer, alkollü değilse, uyuşturucu kullanmamışsa, ruhsatsız silahı yoksa, birini kaçırmamışsa alacağı sadece 47/1-a’dan trafik cezası…

Yani, trafiği düzenleme ve denetimle görevli trafik zabıtası veya özel kıyafetli ve işaret taşıyan diğer yetkili kişilerin uyarı ve işaretlerine uymamak…

2022’de artan ceza için ödeyeceği para 427 TL…

Eğer bir de erken öderse, yüzde 25 indirim uygulanacağından 320 lira 25 kuruşla bu işten yırtıyor.

Bir 70’lik rakı parası kadar cezaya, onlarca polisi, jandarmayı peşine takıyor.

Devletin araçları onun için kullanılıyor.

Kavşak kesiliyor, trafik aksıyor, diğer sürücüler perişan oluyor.

Sonuç; kredi kartıyla ödeyeceği 320 liracık…

İnanın, bu cezayı her duyduğumda benim de kaçasım geliyor.

Şaka bir yana, şimdi bu olayın Amerika’da olduğunu düşünün…

Misal; bunun gibi bir hödük, New York John Kennedy Havalimanı yakınlarında durdurulmak isteniyor ve kaçıyor.

50 kilometre uzaklaşabilir mi?..

Hadi uzaklaştı diyelim?..

Adamı, şehrin göbeğine Manhattın’a sokarlar mı?..

Soksalar bile bu adamın o araçtan sağ çıkma ihtimali nedir?..

Bizim polis veya jandarma, 50 kilometre kaçan, hem de plakası 07 olmayan bir aracın içinde, her türlü patlayıcı madde olma olasılığını gözünde bulundurarak, neden tekerleklerine ateş etmez?..

Hadi bu araç, yol üzerindeki bir otele, tatil köyüne dalsa ne olacaktı?..

Olmadı, petrol dolum tesislerine, büyük limana girseydi…

Veya, Konyaaltı’nın en işlek bölgesinde bir eylem gerçekleştirseydi.

Bu ciddi bir iş beyler…

Bir aracın ‘Dur’ denilmesine, güvenlik güçlerinin ısrarlı takibine rağmen, bir ilçeden başka bir ilçeye kaçacak kadar yol alması ne demek?..

Lütfen, Antalya’daki ‘Dur’ ihtarına uymayan sürücü haberlerine bir bakın…

Bir değil, iki değil, üç değil...

Sadece bir ayda medyaya yansıyan 5 tanesini çıkardım ben...

Bir tane haberde bile aracın lastiğine ateş edildi, camı kırıldı, sürücü yaralandı diye bir ibare yok…

Ben size söyleyeyim…

Böyle komik bir cezayla bu işi heyecan veya bir aksiyon olsun diye  yapmak isteyenler bile çıkar.

Ya, bunun cezası, ‘Dur’ ihtarına uymayanların iflahını kesecek kadar artırılsın veya Amerika’daki gibi sert uygulamalar getirilsin.

Antalya böyle, hırlının hırsızın, katilin, velhasıl azılı herkesin elini kolunu sallayarak dolaşacağı, ‘Dur’ denilince de aracıyla 50 kilometre kaçacak cesareti bulduğu bir kent olmamalı…

Bu arada, bu kaçan adamın sonu ne oldu diye merak edenlere bilgi notu vereyim.

Yakalandı, plastik kelepçe takıldı, alkol ve uyuşturucu testi yapıldı, polisle konuşurken deliye yattı, para cezası verildi ve serbest kaldı.