Bu süreçte, protokole yazılan her şey geçerli sayılır, ancak bazı durumlar hakimin müdahalesini gerektirebilir. Eşlerin anlaşmalı boşanma kapsamında aldıkları kararlar tamamen serbest olmasına karşın, bu durum mutlak bir özgürlük anlamına gelmez. Ayrıntılı bir açıklama yapılacak olursa; anlaşmalı boşanma sürecinde, yoksulluk nafakasının belirlenmesi tamamen eşlerin serbest iradesine bırakılmıştır, yani nafaka miktarı ve ödeme koşulları konusunda eşler arasında serbest bir mutabakat söz konusudur. Ancak, çocuklar için ödenecek iştirak nafakasında, hakimin müdahalesi söz konusu olabilir, burada önemli olan çocuğun yüksek menfaatidir. Anlaşmalı boşanmada nafakanın temel kuralı, genellikle süresiz, yani ömür boyu ödenmesidir. Ancak, tarafların kendi aralarında anlaşmasıyla, bu durum belli bir süreyle sınırlandırılabilir. Pratikte, çalışan eşler arasında, boşanma davası esnasında birbirlerinden nafaka talep edilmesi genellikle kabul görmezken, anlaşmalı boşanma durumunda çalışan eş lehine nafaka kararı verilebilir. Anlaşmalı boşanmada nafaka denildiğinde, akıllara yoksulluk ve iştirak nafakası gelmelidir.
Anlaşmalı boşanma kararının verilebilmesi için önemli bir şart, tarafların boşanmanın mali sonuçları üzerinde mutabık kalmış olmalarıdır. Nafaka, genellikle zor durumda kalan bireylere, yasal yükümlülükler çerçevesinde yardım olarak tanımlanır. Anlaşmalı boşanma sürecinde, taraflar nafaka talebinde bulunabilir. Eğer nafaka konusunda anlaşma sağlanamazsa, anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmaya dönüşebilir. Bu nedenle, anlaşmalı boşanmada nafaka konusunda tarafların mutabık kalmaları büyük önem taşır. Anlaşmalı boşanma sürecinde talep edilebilecek nafaka türleri şunlardır:
Yoksulluk nafakası,
İştirak nafakası.
Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine göre, eşlerin evlilikleri en az bir yıl sürmüşse ve birlikte başvurmuşlarsa ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmişse, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir ve anlaşmalı olarak boşanabilirler. Anlaşmalı boşanma için gereken şartlar şöyle sıralanabilir:
Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması,
Anlaşmalı boşanma davasının eşler tarafından birlikte açılması veya bir eşin diğer eşin açtığı davayı kabul etmesi,
Hakimin tarafları bizzat dinleyerek, iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi,
Eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında bir protokol oluşturmuş olmaları ya da bu hususlarda anlaşmış olmaları.
Anlaşmalı Boşanmada Yoksulluk Nafakası Talep Edilebilir Mi?
Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafın, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka talep edebileceğini düzenler. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için gerekli koşullar şunlardır:
Boşanma kararının kesinleşmiş olması,
Taraflardan birinin talepte bulunmuş olması,
Talep eden tarafın boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmüş olması,
Nafaka talep eden eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması.
Boşanma davası sonucunda yoksulluğa düşen kadın, mahkemeden yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep edebilir. Mahkeme, kadının talebini inceleyerek ve erkeğin mali durumunu dikkate alarak uygun bir yoksulluk nafakasına karar verebilir. Anlaşmalı boşanma durumunda ise, nafaka miktarı veya ödenip ödenmeyeceği taraflar arasında belirlenir. Mahkemenin, tarafların belirlediği nafaka miktarında değişiklik yapma yetkisi bulunmaktadır.
Anlaşmalı boşanmada nafakaya karar verilebilmesi için, tarafların boşanmanın mali sonuçları konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Nafaka, anlaşmalı boşanmanın mali sonuçlarından biridir. Anlaşmalı boşanmayı düşünen tarafların, nafaka konusunda anlaşmalarını boşanma protokolünde açıkça belirtmeleri veya hakim huzurunda dile getirmeleri önemlidir. Nafaka konusunda anlaşma sağlanamaması, anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmaya dönüşmesine yol açabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/3. maddesine göre, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden sona erer. Alacaklı tarafın evlenme olmadan fiili birliktelik yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz bir hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla bu durum sonlandırılabilir.
Anlaşmalı Boşanmada Yoksulluk Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
Boşanma davalarında, nafaka miktarının belirlenmesi sırasında, nafakayı ödeyecek olan eşin maddi gücü önemlidir ve bu, maddi güçle orantılı olarak nafakaya karar verilmesini gerektirir. Türk Medeni Kanunu'nda adil olma ilkesi mevcuttur. Bu ilke, "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gerekliliklerini ya da meşru sebepleri göz önünde bulundurmayı emrettiği konularda, hakim, hukuka ve adalete uygun karar verir" şeklinde (TMK m. 4) ifade edilmiştir. Boşanma davasında hakim, nafaka miktarını belirlerken bu adil olma ilkesini temel alır.
Anlaşmalı boşanmada, nafaka miktarını taraflar kendi aralarında belirler. Ancak, tarafların belirlediği nafaka miktarı kesin değildir. Hakim, tarafların belirlediği nafaka miktarını adil bulmazsa, değişiklik yapabilir. Hakim, tarafların belirlediği nafaka miktarını, haklı sebepler bulunması durumunda, adalete uygun bir şekilde belirler. Tarafların, hakim tarafından belirlenen nafaka miktarı üzerinde anlaşamamaları durumunda, anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir. Bu nedenle, tarafların nafaka miktarı üzerinde anlaşması önemlidir.
Anlaşmalı Boşanmada Belirlenen Yoksulluk Nafakasının Ödenme Şekli Nasıldır?
Medeni Kanun'a göre, yoksulluk nafakası iki farklı şekilde ödenebilir: toplu ödeme veya irat (düzenli gelir) şeklinde. Toplu ödemede, mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarı tek seferde ödenir. Bu yöntem, nafaka alan tarafı maddi olarak rahatlarken, nafaka ödeyen tarafı da bu konuyla defalarca uğraşmaktan kurtarır. İrat şeklinde ödemede ise, nafaka aylık olarak ödenir.
Anlaşmalı boşanmada, eşler nafakayı kendileri belirleyebilecekleri gibi, toplu veya irat şeklinde ödeme şeklini de belirleyebilirler. Ancak, taraflarca kararlaştırılan ödeme şeklinin hakim tarafından uygun bulunması gerekir. Hakim, eşler tarafından belirlenen nafaka ödeme şeklini adil bulursa, eşlerin belirlediği şekilde ödeme yapılır. Eşler arasında nafakanın ödenme biçimi konusunda bir anlaşma yoksa veya yapılan anlaşmayı hakim onaylamazsa, hakim yeni bir ödeme şekli belirler.
Anlaşmalı Boşanmada Yoksulluk Nafakası Talep Etmek Zorunlu Mu?
Anlaşmalı boşanmalarda, tarafların mutabık kalmaları gereken önemli hususlardan biri mali konulardır. Mali konuların başında nafaka gelir. Anlaşmalı boşanma davasında, taraflar üzerinde anlaştıkları yoksulluk nafakası miktarını boşanma protokolünde belirtmek zorundadırlar. Boşanma protokolünün hazırlanamadığı durumlarda, hakim huzurunda nafaka konusundaki anlaşmalarını ifade etmeleri gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma davasında, eşlerden biri boşanma protokolünde veya mahkemede, hakim huzurunda nafaka talebinde bulunmadığını ifade ederse, nafaka talebinden vazgeçmiş sayılır. Anlaşmalı boşanma davası ile nafaka hakkından vazgeçen eş, bu vazgeçiş sebebiyle bir daha nafaka talebinde bulunamaz. Bu nedenle, nafaka hakkından vazgeçilmesi önemli bir husustur.
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası Talep Edilebilir Mi?
Çocukların bakımına katkı amacıyla diğer eş tarafından ödenecek nafaka türü, iştirak nafakası olarak adlandırılır. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi, velayeti kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine maddi gücü oranında katılma zorunluluğunu belirtir. Boşanmanın gerçekleşmesi, çocuğun bakım giderlerine katılma yükümlülüğünü sona erdirmez. İştirak nafakası belirlenirken, çocuğun ihtiyaçları, yaşı, anne ve babanın ekonomik durumu ile günün ekonomik koşulları göz önünde bulundurulur.
Boşanma davasında, çocuğun velayeti kendisine verilen eş, çocuğun giderlerinin karşılanması için iştirak nafakasına hükmedilmesini talep edebilir. Mahkeme, erkeğin mali durumunu ve çocuğun menfaatlerini dikkate alarak uygun bir iştirak nafakası miktarına karar verir. İştirak nafakası, boşanma kararının kesinleşmesiyle ödenmeye başlar ve genellikle çocuk ergin oluncaya kadar devam eder.
Anlaşmalı boşanmada, nafaka konusunda taraflar birlikte karar verir. Anlaşmalı boşanma davasında hakim tarafından boşanmaya karar verilebilmesi için, tarafların boşanmanın mali sonuçları konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Maddi ve manevi tazminat gibi, nafaka konusu da anlaşmalı boşanmanın mali sonuçları arasında yer alır. Anlaşmalı boşanmayı düşünen tarafların, nafaka konusunda anlaşmalarını boşanma protokolünde açıkça belirtmeleri veya hakim huzurunda dile getirmeleri önemlidir. Nafaka konusunda anlaşma sağlanamaması, anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmaya dönüşmesine neden olabilir.
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir?
Boşanma davalarında, iştirak nafaka miktarının belirlenmesinde, nafakayı ödeyecek olan eşin maddi gücü ve çocukların yaşam, eğitim ve bakım giderleri göz önünde bulundurularak nafaka miktarına karar verilir. Ergin olan veya vefat eden çocuklar için iştirak nafakası talep edilemez. Eğer kendisine velayet verilmeyen eş çalışamıyor ve başka bir geliri yoksa, nafaka ödemeye zorlanamaz. İştirak nafakası, genellikle her ay peşin olarak ödenir. Anlaşmalı boşanmada, iştirak nafakası talep edilirken, her çocuk için ayrı miktar belirtilmelidir.
Anlaşmalı boşanma davasında, taraflar ödenecek nafaka miktarını kendileri belirler. Ancak, tarafların belirlediği nafaka miktarı kesin değildir. Hakim, tarafların belirlediği nafaka miktarını, çocuğun bakım ve ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olmadığını düşünüyorsa, değişiklik yapabilir. Hakim, tarafların belirlediği nafaka miktarını, haklı sebepler bulunması durumunda, adalete uygun bir şekilde belirler. Tarafların, hakim tarafından belirlenen nafaka miktarı üzerinde anlaşamamaları durumunda, anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşebilir. Bu nedenle, tarafların nafaka miktarı üzerinde anlaşması önemlidir.
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası Talebinde Bulunmak Zorunlu Mudur?
Anlaşmalı boşanma davasında, boşanma sonucunda yoksulluğa düşen eş, diğer eşten yoksulluk nafakası talep edebilir. Tarafların, yoksulluk nafakası miktarı konusunda anlaşmaları, protokolde veya mahkemede hakim huzurunda belirtilmelidir. Anlaşmalı boşanmalarda, yoksulluk nafakası talep etmeme beyanı, bu haktan vazgeçme anlamına gelir. Yoksulluk nafakası hakkından vazgeçilmesi durumunda, ileride nafaka talep edilemez. Ancak, bu durum iştirak nafakası için geçerli değildir.
Anlaşmalı boşanma davasında, çocukların velayeti kendisine verilen eş, çocukların bakım ve giderleri için iştirak nafakası talep edebilir. Ancak, iştirak nafakası, anlaşmalı boşanma protokolünde veya mahkemede hakim huzurunda talep edilmemesi, yani bu haktan vazgeçilmesi durumunda, herhangi bir hak kaybı yaşanmaz. İştirak nafakası, çocukların yüksek menfaati için verildiğinden, velayeti kendisine verilen eş, her zaman talepte bulunabilir. Bu konuda bir sınırlama yoktur.
Anlaşmalı Boşanma ile İştirak Nafakası ile Talep Edilebilen Diğer Masraflar Nelerdir?
Anlaşmalı boşanma davasında, eşler protokolle serbestçe iştirak nafakası belirleyebilecekleri gibi, müşterek çocukların diğer bakım ve eğitim giderlerinin ödenmesi konusunda da kararlaştırabilirler. Protokol hazırlanırken, hangi masrafların karşılanmasının istendiği açıkça belirtilmelidir. İştirak nafakası ile birlikte talep edilebilecek örnek masraflar şunlardır:
Çocuğun eğitim aldığı okul ücreti,
Çocuğun okul masrafları,
Çocuğun özel kurs veya öğretmen ücreti,
Çocuğun servis ücreti,
Çocuğun özel sağlık sigortası gibi masraflar.
Eşlerin çocuğun bakım ve eğitim masrafları konusunda özellikle anlaşmış olmaları ve bu hususun hakim önünde açıkça belirtilmesi gerekmektedir. İştirak nafakası, 18 yaş altı çocuklara verilir. İştirak nafakası alan çocuğun 18 yaşına gelmesiyle, kanunda belirtilen özel durumlar dışında, iştirak nafakası ödemesi sonlanır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Nafaka İstemediğini Beyan Eden Eş, Boşanmadan Sonra Yoksulluk Nafakası İsteyebilir Mi?
Anlaşmalı boşanma sürecinde hazırlanan protokolde eşlerden birinin "nafaka istemediğini" beyan etmesi, hukuki anlamda bir vazgeçiş beyanıdır. Yani eş, yoksulluk nafakası talep etme hakkından vazgeçmiştir. Yoksulluk nafakasından vazgeçen taraf, artık bir daha yoksulluk nafakası talep edemez. Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, eş, kendisi için nafaka talep edemez; ancak çocuk için talepte bulunabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararıyla, eşlerin boşanma sürecinde yoksulluk nafakasından vazgeçmeleri durumunda, ileride yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği, bu durumda açılacak davanın reddine karar verileceği yönünde içtihat oluşturulmuştur. Anlaşmalı boşanma davaları, birçok teknik ve hukuki sonucu içeren konuları barındırmaktadır.
Anlaşmalı Boşanmada Nafaka Yargıtay Kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 16.05.2013 tarihli, 2013/803 E. ve 2013/13916 K. sayılı kararı
Anlaşmalı Boşanmada Nafaka: Mahkeme, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar vermiş ve anlaşmalı boşanmanın mali sonuçları ile çocuğun durumu hakkında karar oluşturmuş olsa da; anlaşmanın tüm hususlarını kapsaması gerektiği halde, velayeti anneye verilen 2007 doğumlu Sıla için aylık 200 TL iştirak nafakasına ilişkin anlaşmanın hükümde yer almaması usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 14.12.2011 tarihli, 2011/709 E. ve 2011/22100 K. sayılı kararı
Anlaşmalı Boşanmada Nafaka: Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, ancak velayeti davalı anneye verilen çocuklar için iştirak nafakası konusunda bir anlaşmaları olmadığı halde, mahkemece anlaşmalı boşanmaya karar verilmiş ve iştirak nafakası dışındaki hususlar kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca, anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için, çocukların iştirak nafakası da dahil olmak üzere boşanmanın mali sonuçları konusunda tarafların anlaşmış olması gerekmektedir. Mahkeme, taraflara iştirak nafakası konusunda anlaşmalarını bildirmelerini istemeli, anlaşamadıkları takdirde anlaşmalı boşanma talebinin reddine karar vermelidir. Bu yol izlenmediği için karar hatalı bulunmuş, ancak taraflar iştirak nafakası dışındaki hükümleri temyiz etmediğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |