Sapan, 27.06.2012 tarihinde T.B.M.M. Genel Kurulu kürsüsünden gündem dışı söz alarak, şunları söyledi :
“Şimdi anlatacaklarım bir film senaryosu değil ya da Yeşilçam kuşağında yayınlanan, başrollerinde Erol Taş, Önder Somer, Kenan Pars ya da tecavüzcü Coşkun olan bir film de değil. Bu olay tamamen gerçek, sıra dışı, dahiyane.. Rantta son nokta diye adlandırabilirsiniz. Antalya’dan taş ocağı ruhsatı alamayanlar, dostlarını devreye sokup akıllara zarar bir şey yaptılar. Antalya’dan ruhsat alamayınca, Antalya’nın toprağını taş ve mermer uğruna deşmek için Konya’dan ruhsat aldılar. Ama Antalya toprağı için Konya’dan alınan ruhsatın geçerliliği tartışılacağı için ve bu tezatlığı aşamayacaklarını anlayınca çareyi Antalya toprağını Konya’ya bağlamakta buldular. Yani Konya sınırını Antalya toprağından 13 km içeriye doğru genişlettiler.”
Yıldıray Sapan, konuşmasında AKP İktidarına da yüklendi ve konunun altında imzası olanları eleştirdi ve ekledi :
“Antalya’dan taş ocağı ruhsatı alamayacağını anlayan iktidar yandaşı rantçılar. Obama’nın ünlü parmak işareti ile ayağına çağırdığı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarısız dışişleri bakanına adeta görev vererek yaptırdılar. Dış politikada Türkiye Cumhuriyetinin en başarısız bakanı olarak tarihe geçen Davutoğlu; iş yandaşa çıkar sağlamaya gelince her AKP’li gibi ne kadar başarılı olduğunu göstermiştir. Buralar yemyeşildi bir zamanlar. Ta ki AKP’nin PARA UÇLU mermer makineleri buraya girinceye kadar. Şimdi her yer mermer tozlarıyla kaplı. Osmanlıdan bu yana Antalya’nın olan bu topraklar, Davutoğlu’nun önerisi, Abdullah Gül, İdris Naim Şahin, Tayyip Erdoğan’ın da üçlü kararnamesiyle bir anda Konya’nın oldu. Bir gecede, hatta bir saat içinde. Para deyince beyinlerinin sol lopları harekete geçen bu zihniyet maalesef Antalya’nın cenneti sayılabilecek doğa harikası bir yeri rant uğruna yerle bir etmiştir.”
Sapan, konuşmasının bir kısmında AKP’nin Antalya Milletvekillerine yüklendi :
“Antalya’nın AKP’li vekilleri ne yaptı dersiniz. Çıt çıkarmıyorlar. Evet, Antalya’nın ciğerini deştiler ama tıs yok. Korktular, ürktüler, pıstılar. Üç maymunu oynamayı tercih ettiler. Tek kelime ile yazıklar olsun. Aldığınız oy haramdır. Milletvekili, bulunduğu ilin hakkını hukukunu korur, sahip çıkar, gerektiğinde sesini yükseltir. Vatandaşın ve yaşadığı şehrin hakkını savunmak namus borcudur. Millet bizi buraya DİLSİZ ŞEYTANLIK yapmaya göndermedi. O halde haksızlık karşısında susmayacağız. Ama anlıyorum, başlarında rantın kılıcı var. Başlarında hortumların hortumu YEŞİL HORTUM var.”
Ve konuşmanın sonunda Recep Tayip Erdoğan da Yıldıray Sapan’dan nasibini aldı.
“Biraz önce anlattığım ve bana şapka çıkarttıran bu olay, AKP’nin yandaşlarına rant için bir ilin sınırları ile oynamasının ötesinde, kendisi gibi düşünmeyenlere, oy vermeyenlere karşı takındığı düşmanca tavrı da göstermektedir. Anlaşılan AKP, yerel seçimlerdeki yenilgisini kabullenememiştir. Bu tavır Tayyip Erdoğan’ın seçim yenilgisinden sonra ‘’28 kez geldim, bu olur mu?’’cümlesiyle iyice belirginleşmiştir. Halkın tercihine saygı göstermemiş, tam tersine cezalandırma yöntemine başvurmuştur. Zaten yetersiz olan yatırımları 2009 yılından sonra askıya almıştır. Cezalandırmanın son aşaması ise Antalya topraklarının Konya’ya bağlanmasıdır. Ama bu baskılar, haksızlıklar, sınırlarımıza tecavüzler Antalyalıları korkutmaz. Tam aksine tepkimizi daha da artırır. SINIR TECAVÜZCÜLERİ ilk seçimde gereken yanıtı alacaklardır. Tıpkı 2009’da olduğu gibi halktan sert bir tokat yiyeceklerdir.”