Krizin etkilerinin azaldığı 2010 yılında birçok sektör ihracatını toparlamaya başlarken zeytin ve zeytinyağı ihracatında sert düşüşler yaşandı. Kriz yılı 2009’da 154 milyon dolar olan ihracat yüzde 19’luk azalışla 2010 yılında 125.5 milyon dolar olurken, 2009 Aralık ayında 18.9 milyon dolarlık ihracat yapan Egeli zeytinciler 2010 yılının aynı ayında yüzde 42 daha az mal satarak ancak 10.9 milyon dolara ulaşabildi. İhracatçılar, gelecek yıllar için de umutsuz konuşurken, ihracat için yurtdışından hammadde ithalatını serbest bırakan Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) zeytinyağında da geçerli olma taleplerinin haklılığını rakamların gösterdiğini savunuyorlar.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Başkanı Ali Nedim Güreli, 2010’da hava şartlarının hasadı etkilemesinden kaynaklı yeterli ürün bulamadıkları için ihracatın düştüğünü belirtti.
SİPARİŞLERİ İSPANYA’YA YAPTIRIYORLAR
İhracattaki azalmanın devam edeceğini, 2011’de de Türkiye ihracatının geçen yılın yarısını bulabileceğini kaydeden Güreli, bu durumdan üreticinin de zarar göreceğini savundu. Bu yıl zeytin ağaçlarının çok iyi çiçek bağlamasından kaynaklı daha fazla mahsul olacağını, ancak hava şartlarından kaynaklı çiçeklerin kuruyup döküldüğünü belirten Ali Nedim Güreli, “Örneğin sadece Aydın 60- 70 bin ton yağ yapacaktı. Ancak şu anda 20 bin ton yağ çıkıyor. 2011’de daha da düşecek. Artık benim firmam da dahil birçok firma gelen siparişleri Türkiye’de karşılayamadığı için İspanya’ya yaptırıyor. Zeytincilerin bir kısmı da Yunanistan’a yaptırıyor. Özellikle markalı ihracatta müşterisini kaçırmak istemeyen ihracatçı mecburen bu yola başvuruyor. Bir ülkede raflara girmiş ihracatçı müşterisine 'Sen bu sene yağ satma seneye daha bol olacak’ diye bir durum uluslararası ticarette yok” dedi.
'ARKADAŞLARIMIZ MECBUR KALIYOR'
Gelen bütün taleplerde değil mecbur kalındığında bu yönteme başvurduklarını anlatan Güreli, “Oradaki üreticiler de sonuçta bizim rakibimiz. Zeytinyağındaki bütün değerler tutsa da kendi rakibine zeytinyağını verir mi? Biz stok fazlasını almak gibi çeşitli yolları deniyoruz. Kendi ülkesinde, tesisinde yapmakla aynı şey değil ama mecburiyet arkadaşlarımıza bunu yaptırıyor” diye konuştu.
'BU SENE 10 BİN TONUN ALTINA İNER'
Türkiye’deki firmaların zeytinyağında markalaşma çalışmalarına da değinen Ali Nedim Güreli, “Artık üreticinin de öyle bir hedefi yok. Çünkü ülkenin de yok. Süreklilik arzetmeyen bir üründe marka olamazsınız. 2005 yılında 98 bin ton zeytinyağı ihraç etmişiz, 2010 yılında düşe düşe 18 bin ton olmuş. Bu sene de 10 bin tonun altına iner. Bu yüzden çoğu arkadaşımız müşteri kaçırmamak için zeytinyağını İspanya’da yaptırıyor, zeytinciler de Yunanistan’da yaptırıyor” dedi.
'DİR TALEBİNDE HAKLIYIZ'
EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli, zaman zaman hakarete varan eleştirilere rağmen 'Dahilde İşleme Rejimi (DİR) talebini 3 yıldır dile getirdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Talebimizin doğru olduğu ihracat rakamlarıyla da doğrulanıyor. Ekonomi gönül işi değil, kesin rakamlar gerçeği gösteriyor. Bu izni verecek olan devlet ama bu sene de vermez çünkü seçimler var. Diğer yandan üreticiler de 'mağdur olur’ diye yanıltılıyor. Halbuki DİR ile Türkiye’ye giren malların satılması mümkün değil. Çünkü devlet gümrük oranı kadar teminat mektubu alıyor."
'POPÜLİZM KANSERDEN TEHLİKELİ'
Artık sektörleriyle ilgili öngörüde bulunamadıklarını vurgulayan Ali Nedim Güreli, genelde tarım, özelde de zeytincilik konusunda sağlam bir politika oluşturulması gerektiğini ifade etti. Güreli, tarımın bütün dünyada desteklendiğini, Türkiye’de ise tam tersinin olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Devlet Et Balık Kurumu’nda, Marmarabirlik’te batırdığı paraları çiftçiye dağıtsaydı çiftçi daha mutlu olurdu. Böyle bir reform yapılabilirdi, ancak her reformdan korkulur. O riski alabilecek siyasi kararlılığınız olması lazım. Türkiye’de popülizm pankreas kanserinden daha tehlikeli bir durumdur. Türkiye’de hakim politika popülizmdir. O yüzden de yapacak pek fazla bir şey yok.”