Tüp bebek tedavisinde başarı

Tüp Bebek tedavisi olan çiftlerin %50’lik başarı diliminde olabilmeleri için tedavi öncesinde kadının yaşı, tiroid hastalığı, rahim bozuklukları, çikolata kisti (endometriosis ya da endometriyoma), tüp bebek merkezinin hizmet standardı gibi faktörlerin doğru değerlendirilmesi ve gerekli ön tedavilerin yapılması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Aydınuraz; “Tüpleri açık, yumurtalık fonksiyonları iyi olan, bir tiroid rahatsızlığı bulunmayan, herhangi bir batın ameliyatıgeçirmemiş ya da şeker hastalığı, böbrek üstü bezi gibi farklı dahili problemleri olmayan kadınlarda yaş; tek başına, tüp bebek yönteminin başarısında önemli bir faktör olmaktadır.” diyerek çocuk sahibi olma kararı ne kadar geç verilirse gebelik ihtimalinin o kadar düşük olduğunu vurguladı. Türkiye’de çok yaygın olarak görülen tiroid hastalığının ise tüp bebek tedavisinin başarısında önemli bir engel oluşturduğunu; bu nedenle tüp bebek işlemine başlamadan önce tiroid’in mutlaka tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

Op. Dr. Aydınuraz; “Rahim şekil bozuklukları, rahim problemleri ya da tubal faktörler, tüpün aşırı derecede uzun olması ya da rahimde bir perdenin olması tüp bebek tedavisinin olumsuz sonuçlanmasında çok önemli bir neden olarak karşımıza çıkar.” dedi ve  çift boynuzlu bir rahmin, tüp bebekte gebeliği engelleyebildiği gibi gelişen gebeliklerin erken dönemde kaybedilmesine de neden olabileceğini söyledi.

 

Op. Dr. Aydınuraz; “Bunun yanında ister enfeksiyonlar ister geçirilmiş ameliyatlar neticesinde hidrosalpinks adı verilen içi sıvı dolu keseciklerin oluşması tüp bebekle ilgili bir hamle yapıldığında gebelik gelişimini ciddi anlamda azaltmaktadır.” diyerek olumsuz sonuç elde edilmesine yol açan bu süreci “Tüpler embriyo transferinin yapıldığı ana rahmine bağlıdır. Embriyolar tüplerde oluşan bu sıvı keseciklerinden akan sıvı ile rahimden atıldığında tedavinin olumsuz olmasına neden olur. Tüplerin içine sıvı birikimi yol açtığı kimyasal etkiyle de rahim duvarının embriyoyu kabul etme gücünü olumsuz etkileyerek gebeliği engelleyebilir.” sözleriyle anlattı.

 

Bir kadının her ay kanayarak attığı rahim içi dokusunun bir şekilde rahim içinin dışında bir yerde olmasının çikolata kisti (Endometriosis ya da endometriyoma) oluşmasına neden olduğunu söyleyen Op. Dr. Aydınuraz; “Bu yer karın zarı, tüpler ya da yumurtalıklar olabilir. Bunun yumurtalıkta olup bir kist haline dönmüş kısmına çikolata kisti adı verilir. Bu durum adet sancılarına neden olabildiği gibi, çocuk sahibi olma konusunda da olumsuz etki yaratabilmektedir. Çikolata kisti karın içinde yol açtığı yapışıklıklar ile ya da yumurtalık içinde geliştirmiş olduğu kistlerle tüplerin tıkanmasına neden olarak doğal gebelik mekanizmasının bozulmasına yol açar. Çikolata kistinin alınmasına yönelik ameliyatlar nedeniyle de yapışıklık ortaya çıkabilmekte, tüplerin zarar görmesiyle doğal üreme mekanizması engellenebilmektedir.” dedi.

 

 

 

Tüp Bebek tedavisinin tıbbi bir gereklilik olduğunda yapılırsa başarılı olacağını vurgulayan Op. Dr. Aydınuraz; “Uygulamanın yapıldığı mekansal koşullar, personel eğitimi ve doktorun hastaya yaklaşımı gibi faktörler de başarıyı etkilemektedir. Laboratuvar şartlarının dünyada kabul edilen şartlara uygun olması gerekir. Hasta, durumuyla ilgili olarak direkt doktoruyla görüşebilmelidir. Eğer hasta kendine uygulanan tedavi hakkında yeterli bilgiyi hekiminden alamıyorsa tedavinin başarılı olmasını beklemek mümkün değildir.” diyerek diğer önemli başarı faktörlerini anlattı.