Bilim insanları gerçek tabloyu biliyor, muhtemel sonuçları anlıyor. Ama çoğumuz bunun tam olarak farkında değiliz galiba. Ve bu bir sorun, hem de çok büyük bir sorun. İklim hedefine ulaşma yolundan çok uzaktayız ve daha yapılacak çok iş var. Mutlaka farkındasınız, hatta bizzat yaşıyorsunuz. Küresel sıcaklıklar son birkaç ayda rekorları kırıp yeni zirvelere ulaşıyor. Art arda oniki ay boyunca, dünyada aylık ortalama sıcaklık, kayıtların başlamasından bu yana her zamankinden daha sıcak.
* * * *
Açıklamalara göre, geçtiğimiz ay küresel ortalama sıcaklık, 1991-2020 arasında zaten nispeten yüksek olan ortalama değerlerin 0,65 santigrat derece üzerinde gerçekleşti. Haziran 2023'ten beri tüm aylar, ölçümlerin başladığı tarihten bu yana en sıcak aylar… 2015’te imzalanan Paris İklim Anlaşması'nda 21. yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmanın mümkünse 1,5 santigrat derecenin altında kalması hedeflenmişti. Bu sınır henüz aşılmış sayılmıyor. Aslında bu gerçek değil. Çünkü küresel sıcaklıkların on yıllık ortalaması alındığı için aşılmamış görünüyor.
* * * *
Dünya, sanayi öncesi döneme göre küresel olarak yaklaşık 1,19 derece ısındı. Küresel ısınmanın hızlanmasını sağlayan birçok faktör var. En önemli üçlü karbondioksit, metan ve azot oksit… Dünya Meteoroloji Örgütü'nün son verilerine göre, karbondioksit, metan ve azot oksit konsantrasyonu 2021'deki korona salgını sırasında bile atmosferde arttı. Karbondioksit ve diğer sera gazı emisyonlarının artışını yavaşlatma konusunda ilerleme kaydediliyor ama henüz düşüşe geçmiş değil.
* * * *
Bazı araştırmalara bakılırsa, 1,5 derece hedefine ulaşma umudu artık pek gerçekçi değil. Bu da gerçekten kötü bir senaryo. Güncel bir araştırmaya göre, 1,5 derece hedefine ulaşmak için en fazla 200 milyar ton civarında sera gazı karbondioksitin atmosfere girmesi gerekiyor. Kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar eskisi kadar yakılmaya devam edilirse bu miktara yaklaşık beş yıl içinde ulaşılacak. Bu ısınmanın düşündüğümüzden daha hızlı gerçekleştiği veya en kötü etkilerden kaçınmak için artık çok geç olduğu anlamına mı geliyor? Umarız artık çok geç değildir.
* * * *
Sera gazı emisyonlarını azaltmayı başarırsak sıcaklık artışını da yavaşlatabiliriz. Dünyanın ne kadar ısınacağı emisyonların ne kadar hızlı sıfıra indirilebileceğine bağlıdır. O zamana kadar dünya ısınmaya devam edecek. Emisyonlar keskin bir şekilde artmaya devam ederse, dünya, yüzyılın sonuna kadar sanayi öncesi seviyelere kıyasla 4 santigrat dereceden fazla ısınacak. Bu durum hükümetlerarası iklim değişikliği paneli'nin son raporunda detaylı olarak anlatılıyor. Detaya girmeye gerek yok.
* * * *
Araştırmaları okuyorum, bilim insanlarının dediklerine bakıyorum. Küresel ısınma a’dan z’ye her şeyi etkiliyor: okyanusları, karaları, atmosfer, biyosferi, buz kütlelerini - ancak hepsi aynı ölçüde değil: okyanuslar aşırı ısının tahminen yüzde 90'ını emiyor. Suyu ısıtmak için havadan daha fazla enerjiye ihtiyaç var, bu yüzden su sıcaklıkları karadaki kadar yükselmedi. 19. yüzyıldan bu yana karadaki sıcaklık şimdiden 1,9 derece artmasına karşılık, deniz yüzeyindeki sıcaklık 0,9 derece artmış.
* * * *
Küresel ısınma, aşırı hava olaylarını eşi benzeri görülmemiş şekilde artırıyor. Artan sıcaklıklar, daha uzun, daha yoğun sıcak hava dalgalarına yol açıyor. Akdeniz, Asya'nın bazı kısımları, Afrika ve Güney Amerika gibi bazı bölgelerde kuraklıklar artık şiddetli hale geliyor. Kuraklığın yanı sıra yerel aşırı yağışlar da yaşanıyor. Almanya’nın güneyinde günlerdir aşırı yağışlar sel baskınlarına yol açtı. Durum felaket. Şöyle söyleyelim. Küresel ısınma düşündüğümüzden daha hızlı mı gerçekleşiyor veya en kötü etkilerden kaçınmak için artık çok geç olduğu anlamına mı geliyor? Bilmiyoruz. Umarız değildir, yoksa dünya yaşanmaz hale gelecek.