Online Dil Öğrenme Platformu Preply Açıkladı : Öğrencilerin Çoğu Yapay Zeka'dan Çekiniyor!

Preply'nin yaptığı kapsamlı araştırma, 2.703 öğrenci ve 1.035 İngilizce öğretmeniyle yapılan online görüşmeler sonucunda, öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun yapay zekadan çekindiğini ortaya koydu. ABD, Almanya, İspanya, İtalya, Polonya, Brezilya ve Türkiye gibi farklı ülkelerden katılımcılarla yapılan bu araştırma, özellikle Z kuşağının yapay zeka kullanımına karşı temkinli olduğunu gösteriyor. Araştırmaya katılan öğrencilerin %73'ü, yapay zekanın öğrenme süreçlerindeki rolü konusunda endişeli olduklarını belirtirken, Online almanca kursu seçenekleriyle bilinen Preply'nin bulguları eğitimde insan etkileşiminin hala kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Eğitim dünyasında teknolojik gelişmeler hız kesmeden devam ederken, yapay zeka ve insan etkileşimi arasındaki denge tartışmaları da giderek daha fazla önem kazanıyor.

Öğrencilerin %73’ü Yapay Zekadan Ötürü Tedirgin

Yapay zeka eğitim ve öğrenme süreçlerinde yeni ufuklar açarken, öğrenci endişeleri de dikkat çekiyor. Preply'nin eğitimde yapay zeka uygulamaları araştırmasına göre, öğrencilerin %73'ü yapay zeka kullanımından endişe duyuyor. ABD'de bu oran %77'ye çıkarken, İspanya'da %80 ile zirve yapıyor. Kadınlar (%76), erkeklere (%70) göre daha endişeli. Jenerasyonlar arasında ise Z kuşağı, önceki kuşaklara kıyasla yapay zeka konusunda daha temkinli.

İnsan Etkileşimi Eğitimde Hala Büyük Rol Oynuyor

Yapay zeka tabanlı öğrenme artık hayatımızın bir parçası. Ancak, bu alandaki en büyük endişe, insan etkileşiminin eksikliği. Preply'nin araştırmasına göre, katılımcı öğrencilerin %31'i yapay zeka ile öğrenme sürecinde insani bağlantı ve öğretmenlerin sağladığı motivasyonun eksikliğinden endişe ediyor. Öğrenciler, özellikle sevdikleri öğretmenlerle geçirdikleri zamana büyük değer veriyor ve bu zamanı insan-insan etkileşiminin benzersiz bir ayrıcalığı olarak görüyor.

Z kuşağı, yapay zeka ile kişisel bilgilerini paylaşmak istemiyor!

Yapay zekanın en büyük özelliklerinden biri kişiselleştirme, ancak bu, algoritmaların kullanıcıyı tanımasını gerektiriyor. Preply'nin araştırmasına göre, Z kuşağının %31'i özel bilgilerini yapay zeka sistemleriyle paylaşmak istemiyor. Bu oran, Y kuşağında %23'e kadar düşüyor. Bu durum, yapay zekanın kullanımın yaygınlaşmasına rağmen, halen yapay zekaya olan güvensizliğinin bir başka göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Bu bulgular, yapay zekanın eğitimde sunduğu fırsatların yanı sıra getirdiği endişeleri de gözler önüne seriyor. Özellikle Z kuşağının kişisel veri güvenliği konusundaki hassasiyeti, eğitim teknolojilerinin geleceğini şekillendirecek önemli bir faktör. Eğitimde yapay zeka kullanımının artması kaçınılmazken, bu teknolojilerin güvenilir ve şeffaf bir şekilde uygulanması, öğrencilerin endişelerini gidermede kilit rol oynayacak. Preply’nin araştırması, yapay zekanın eğitimdeki potansiyelini anlamamıza yardımcı olurken, insan etkileşiminin ve veri güvenliğinin önemini bir kez daha vurguluyor.