Başbakan Erdoğan'ın ayağa kalkması ve medyaya görüntü vermeye başlamasıyla birlikte Ankara'nın havası da değişti. Erdoğan'ın perşembe günü YAŞ toplantısına katılacağının kesinleşmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, uzun süredir beklettiği Bedelli Yasası'nı jet hızıyla onayladı. Şike Yasası da aynı hızla geçti. Gül'ün yasayı veto etmesine destek veren ve "Çankaya noter değildir" diyenlerin sesleri ise duyulmadı.
Bugün Gül iki yasayı da alel acele onaylarken, sesi duyulan tek kişi Bülent Arınç'tı. CNN Türk'te Hande Fırat'ın konuğu olmayı tercih eden Arınç, Erdoğan'ın beklenenin aksine ayağa ''erken'' kalkması üzerine on gün önceki söylemlerini unutturmaya çalıştı. "Şike yasasını veto edildikten sonra meclise getirecek cesarette birini tanımıyorum" diyen ve Erdoğan'a meydan okuyan Arınç gitmiş, yerine "O sözlerim affedilmez bir hataydı" diyen bambaşka bir Arınç gelmişti! CNN Türk'e konuşan Arınç, daha bir hafta önce dile getirdiği "Ben Erdoğan'a biat etmem" sözlerinin ise medyada eksik bir şekilde yer aldığını anlatmaya çabalıyordu.
Tüm bunlar, hesapların tutmadığını gösterdi... Erdoğan'ın yeniden ayağa kalkmasıyla birlikte herkes "erken konuşma"nın ve yanlış pozisyon almanın bedelinin neler olabileceğini gördü. Erdoğan, Ankara yoluna yeniden koyulurken, Arınç ise içine gireceği sıkıntıyı hafifletebilmek kaygısıyla hareket ediyordu. Erdoğan yataktayken acımasız eleştiriler getiren ve "Sandalyesini tekmeliyor" diyen Zaman Gazetesi'ndeki yazıların bıçak gibi kesilmesi ise dikkatlerden kaçmıyordu.
Kuşkusuz; Başbakan Erdoğan sağlığına tam anlamıyla kavuşmuş değil... Uzun bir dinlenme dönemi geçireceği ve uçağa binemeyeceği biliniyor. Erdoğan, bir süre daha uzun seyahatlere çıkmayacak. Bunun yerine Ankara - İstanbul arasında mekik dokuyacak. Enerji biriktirdikçe toplantılara katılacak. İlk resmi toplantısı ise YAŞ olacak. Ankara'daki bir kaynağım, -kesin olmamakla birlikte- Erdoğan'ın cuma günü yapılacak olan Bakanlar Kurulu'na katılmayacağını söyledi. Başbakan, toplantıya başkanlık etmesi için Beşir Atalay'a yetki verebilirmiş...
Başbakan Erdoğan'ın evinde geçirdiği nekahat dönemi, kendisi açısından faydalı oldu aslında... En küçük bir tökezleme halinde, kimin hangi tepkiyi göstereceğini gördü. Denilebilir ki; bu süreçten "bileylenerek" çıktı... Hasta yatağındayken, kimlerin hangi koltukları paylaştığına ve ne tür planlar yaptığına şahit oldu.
Şimdi plan yapma ve bunları hayata geçirme sırası Erdoğan'da... Erdoğan, önümüzdeki günlerde ilk hamlesini Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin yapacak. Abdullah Gül'ün görev süresine ilişkin kararını verecek. Erdoğan, Gül'ün görev süresinin bitiş tarihini 2014 yılı olarak belirlerse, bunun siyasi sonuçları olacak. Zira; Gül'ün görev süresinin bitiş tarihi olarak 2014 yılında karar kılınırsa, Abdullah Gül'ün "bir dönem daha Çankaya'da kalma hayali'' suya düşecek. Yok eğer, Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresini 2012'yle sınırlarsa, işte o zaman daha büyük bir gürültü kopacak. Bu karar Gül'ün Çankaya'dan inmesini de beraberinde getirecek.
Başbakan Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmak istediği artık biliniyor. Erdoğan, her iki koşulda da Gül'ü Çankaya'da tutmayacak.
Cumhurbaşkanı'nı anayasaya göre halkın seçmesi halinde ise Gül ile Erdoğan zorlu bir tercihle karşı karşıya kalacak. Erdoğan ve Gül'ün Çankaya'ya aday olması ihtimali gündeme gelecek... Bu tercihin, siyasi dengeleri alt üst edeceğini söylemeye gerek bile yok...
Kuşkusuz tüm bunlar, şimdilik öngörüden ibaret... Zira; oyun kurucu Erdoğan'ın ne yapacağını kestirmek zor. Erdoğan'ın, Köşk'e çıkması halinde, Başbakanlık makamına Gül'ü getirmeyeceğini ve bunun önüne geçeceğini daha önce de yazmıştım. Erdoğan, yıllardan bu yana Çankaya'da konumlanan ve "gücün tadına varan" Gül'e Başbakanlık gibi kritik bir makamı bırakmaz. Gül'ü kontrol edemeyeceğini bilir... Erdoğan bu yüzden, önceki yazımızda da ifade ettiğimiz üzere, yerini Ömer Dinçer'e bırakır... Arınç'ın şansının olmadığını daha önce de söylemiştim... Son çıkışlarıyla birlikte, Arınç'ın yeni dönemde belediye başkan adayı olması bile zorlaştı...
Anlayacağınız, AKP içinde sular kolay kolay durulmaz... Abdullah Gül'le birlikte hareket eden Melih Gökçek'in de çeşitli senaryolar içinde olduğu iddia ediliyor. AKP'yi destekleyen TV Net'in Spikeri Veyis Ateş'in twitter'da yazdığına göre, Melih Gökçek, AKP'li 25 milletvekiliyle buluşup geleceğe ilişkin konuşmuş... Yine Ateş'in twitter'da aktardığına göre, Gökçek AKP'nin başına geçebilmek için 6 milyar dolar ayırmış... Bu toplantılara ilişkin iddiayı dile getiren kişinin Cemil Çiçek'in yeğeni olduğu gerçeği göz önüne alındığında, kulislere sızan bilgileri ciddiye almak gerekir diye düşünüyorum.
Şike Yasası'nda açıkça Köşk'ten yana tavır alan ve gazetelere demeç bile veren Melih Gökçek tek başına mı yoksa Abdullah Gül'le mi hareket eder bunu şimdilik bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki; o da AKP'deki koltuk kavgasının büyüyeceğidir. Muhabirlik dönemlerimde yaklaşık üç yıl yakından takip ettiğim Tayyip Erdoğan'ın en önemli özelliklerinden biri kendisine yapılanları hiçbir zaman unutmamasıdır. Koltuk kavgası biraz da bu yüzden büyüyecek. Erdoğan yatağa düşer düşmez plan yapıp sahneye çıkanlar, şimdi ise statükolarını korumak için ellerinden gelen her şeyi yapacak. Unutulmasın ki; Erdoğan'ın Köşk'e aday olmasıyla birlikte birlikte, 3 koltuk birden boşalacak... Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı koltuğu iştahları kabartacak...
Bu süreçte, Erdoğan'ın ayak seslerini daha çok duyacağınızı şimdiden söyleyebilirim...