Uğur Dündar, Türk televizyon tarihine geçmiş bir isim... Türkiye’nin tartışmasız ilk televizyon starı. 70’lerden bu yana her ortamda varolmuş bir isim. Yaşı 70’e yaklaşıyor. Görüldüğü kadarıyla televizyonculuk hırsı ve azmi de ilk günkü gibi devam ediyor. Star TV’nin Doğuş Grubu’na satılmasının ardından ekranlara veda etti. Doğuş Grubu, Dündar’ı Star TV ekranlarında görmek istemedi hatta Dündar’ın iddiasına göre satış işlemlerinin sona erdiği günlerde "Dündar ve Özdil, Doğan grubunda kalma kararı aldılar"diye yalan haber yaptırttılar. Bunun üzerine ’biletinin kesildiğini’ anlayan Dündar da kendisinin ifade ettiğine göre Ferit Şahenk’e "Benim onurum satılık değildir, "diye sert tepkide bulunmuş. Aydın Doğan’ın da "Kanallarımda sana verecek koltuk yok, " demesi üzerine Uğur Dündar, Doğan grubuyla da bağlarını kopardı. Dündar artık kendi tabiriyle işsiz bir televizyoncu. Öte yandan Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca sürdürülen ’28 Şubat darbe soruşturması’ bağlamında da ismi sık sık zikrediliyor. Bu soruşturma muhtemelen 2012 yılında davaya dönüşecek. Bu soruşturma ve bağlamında yargılanacaklar hakkında çok yazacağız, konuşacağız...
DÜNDAR’A HAKSIZLIK EDİLDİ
Herşeyden önce Uğur Dündar’ın ekranlardan tasfiye edilmesi noktasında patronlara olan sitemine katılıyorum. Bence de Dündar’a haksızlık edildi. Yılmaz Özdil-Uğur Dündar ikilisinin Star Haber’i en çok izlenen bir haber bülteniydi. Toplumun yüzde 30-35’lik katı AK Parti muhalifi kesiminin gözünde Dündar ve Özdil bir kahraman. Televizyonculuk unsurlarını da çok iyi bildikleri için o haber bülteni belli kesim nazarında fenomen olmuştu. Reyting cihazları da hâlâ çoğunlukla bu yüzde 30-35’lik sosyolojik kesimin evinde bulunuyor. Öte yandan Dündar ve Özdil çizgisinden hiç hoşlanmayan çoğunluk kitle de bu haber bültenine kayıtsız kalamıyordu. Sonuçta, bir izlenme başarısı vardı ortada. Buna rağmen Dündar’a kapı gösterildi ve bence haksızlık yapıldı. Dündar, hayal kırıklığında ve öfkesinde haklı ama kendisine yapılan haksızlığa karşı yaptığı tezvirat baştan sona yanlış.
Uğur Dündar öncelikle sürekli ’objektif ve tarafsız haber’ yaptığını söylüyor ki bu bir palavra. Uğur Bey’in tüm konuşmalarında zaten bu ’kendini kandırma’ hali var. Star Haber sonuna kadar taraf olmuş, seçmece haberleri bulunduğu taraf açısından görmüş ve büyütmüş, Ulusalcı-Kemalist devlet çizgisinin bayraktarı olmuştu. Adeta ’eski devlet’in ve ’Eski Türkiye’nin son kalesi psikolojisiyle yayın yaptı. O şekilde fenomen oldu.Referanduma ’Hayır’ çıkması için herşeyi yaptı. Biz ’Özgür ve demokratik bir Türkiye’ istiyoruz, dolayısıyla ulusalcı her türlü yayının da ifade özgürlüğünün yanındayız. Bu propagandaları yapmak Dündar ve Özdil’in anasının ak sütü gibi helal. Ama bunu ’objektif ve tarafsız haber bülteni’ kisvesine sokmaya çalışmak ahlaklı ve hakiki bir tavır değildir. Kendini kandırmak ya da açıkça yalan söylemektir. Haksızlığa uğradığını düşündüğüm Dündar bu konuda dürüst olmalı. Dündar ve Özdil’in bayraktarı olduğu eski düzen ’yeni bir siyasal düzen’ isteyenlere aman vermedi, göz açtırmadı, her türlü zulmü yaptı ama Yeni Türkiye evrensel hukuka aykırı illegal çete işlerine bulaşmayan her görüşten insanın özgür olduğu bir ülke olmak zorunda. Eski devlet sistemini savunan ulusalcı ve Kemalist propagandaların hâlâ bu ülkede yüzde 30- 35 civarında müşterisi var. Bunu da unutmayalım. Kemalistlere meczup muamelesi yapılması ve hakkından fazla marjinalize edilmesi gibi bir durum da benim kanıma dokunuyor. Görüşleri yüzde 1’e bile hitap etmeyen kimi gerçek anlamda marjinal meczupların ’AK Parti’nin saygın muhalifleri’ olarak nitelendirilmesi, öte yandan yüzde 30-35’in hislerine tercüman olanların ’bir an önce kovulacaklar’ listesinin başına konması düpedüz bir haksızlık. Demokratik temsil adaletine de tamamen aykırı bir durum. Köhnemiş eski devlet sisteminin çökmesinin kesinleşmesiyle beraber ’Yeni Türkiye’ye adaptasyon’ için pozisyon alan kimi patronlar panik halindeler.
YILMAZ ÖZDİL KOVULACAK
İsmini herkesin tanıdığı çok çok önemli bir isimden Aydın Doğan’ın Yılmaz Özdil’i Hürriyet’ten de gönderme kararını aldığını ve yakında Özdil’in biletinin kesileceğini işittim. Üsteleyince bana bilginin kesin ve birinci elden olduğunu söyledi. Aydın Doğan’ın "Bir daha Ergenekoncu manşetler atmayacaksınız, böyle yayınlar yapmayacaksınız, " diye tüm yöneticilerine talimat verdiğini daha önce yazmıştım. Fakat bu doğru tavrın neticesi Yeni Türkiye’ye uyum adına Özdil’i kovmak olmamalıdır. Yılmaz Özdil’in geçmişinde işlenmiş nefret suçları vardır, Uzan döneminde attığı, suç ve suçluyu öven manşetler vardır (ki bunları Fatih Çekirge ile yaptı) fakat Ergenekon illegal yapılanmasıyla Özdil’in görünen hiçbir örgütsel ilişkisi yoktur. Öte yandan toplumun yüzde 30-35’inin gözünde fenomen bir isimdir Özdil. Aslında Kemalist ideolojik bir formasyondan gelmemesine rağmen profesyonel kitle gazeteciliği sezgileriyle bu yüzde 30-35’lik kesimin hislerini sloganlaştırmış bir isimdir. O sloganları topladığı kitapları bile bu kesim nazarında olay oldu Özdil’in. Hürriyet’e operasyonel amaçla alınmış, görüşleri yüzde 1’i bile temsil etmeyen ve illegal ilişkilere girdiği savcılık kayıtlarında yazan köşe sahipleri dururken, kitlesel temsil yeteneğine sahip ve illegal örgütsel işlere bulaşmamış Özdil’i kovmak akla, mantığa ve ahlaka aykırıdır. Bu şekilde ’Yeni Türkiye’ye yaranmak’ da mümkün değildir. Haftaya da bu meseleye devam edeceğim.
Radim Ozan Kütahyalı/Sabah