Antalya ve Isparta sınırlarında Kasımlar Barajı ve HES projesi (İbişler Regülatörü, Kasımlar Barajı ve Kasımlar HES, Kasımlar Regülatörü ve Değirmenözü HES) için geçen temmuz ayında 'Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu' kararı verilen Yukarı Köprüçay havzasındaki 4 köy ve 2 beldenin vatandaşları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine, kararın iptali için Isparta İdare Mahkemesi'ne dava açtı.
DAVACILAR VE MÜDAHİL OLANLAR
Sultan Kart, Abdullah Bülbül, Ahmet Demir, Hayrettin Silcan, Mahmut Demir, Ahmet Ali Silcan, Mehmet Ali Öcal, Mustafa Silcan, Ergin Öztürk, Memiş Çelik, Ahmet Genen, Ahmet Kart, Hüseyin Durna, Mustafa Demir, Mustafa Durna, Nuh Teke, Mustafa Önder, İsa Silcan, kararın iptali için dava açan isimler oldu.
Köy tüzel kişilikleri adına davaya müdahil olmak için Isparta'nın Sütçüler ilçesine bağlı Kesme Beldesi Belediye Başkanı Mehmet Kanatsız ve Kasımlar Beldesi Belediye Başkanı Yusuf Karataş, Çukurca Köyü Muhtarı Hasan Şahin, Darıbükü Köyü Muhtarı Mehmet Avcu, İbişler köyü Muhtarı Hüseyin Uysal ve Manavgat ilçesine bağlı Yeşilbağ köyü Muhtarı Ahmet Hamdi Uçar, mahkemeye birer dilekçe sundu.
'EKONOMİYİ CANLANDIRIR, İŞSİZLİĞİ ÖNLER'
2 belediye başkanı ve 4 köy muhtarı başvurularında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile baraj ve HES projesinin yapımı yönünde olumlu görüş bildirdi. Dilekçelerde bölge arazisinin taşlık olduğu ve tarımsal faaliyet yapılamadığı, tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiği, bölgenin ekonomisini canlandıracağı, işsizliği önleyeceği gibi ifadelere yer verildi.
KÖYLÜLER TEPKİLİ
Belediye başkanları ve muhtarların bakanlık ve şirketten yana davaya taraf olmaları, Yukarı Köprüçay Koruma Platformu üyesi köylüler tarafından tepkiyle karşılandı. 2 belediye başkanı ve 4 muhtarın tavrını 'denize düşen yılana sarılır' diye eleştiren platform üyesi köylüler adına şu açıklamada bulunuldu:
"Yaşam alanlarımız son 20 yıldır bilinçli olarak insansızlaştırılıyor. Üretimden koparılan kırsal nüfus, yaşadığı coğrafyanın olanaklarıyla geçimini sürdüremez hale getirildi. Vadilerinde kısıtlı olanaklarla yaşamını sürdüren insanımızın elinden son lokması da alınmış, yıkım projelerinden medet umar hale getirilmiştir. Bu yaşananlar bizlere Anadolu'nun kadim tarihinden süzülüp gelen 'celladına aşık olmak' deyimini anımsatmaktadır."
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)