İkinci Ergenekon davasının 130'uncu duruşmasında savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in verdiği mütalaanın Ergenekon adında bir örgütün varlığını yadsır nitelikte olduğunu kaydeden Muammer Karabulut, şöyle dedi:
"Savcının verdiği örnek ilk kez, 4 Aralık 2008 tarihinde tutuklusu bulunduğum mahkemeye hitaben, 'bir kısım sanığın aralarında Ergenekon adından bahsederek, hangi konuşma ve yazışmayı yaptığına ilişkin mevcut belgelerin' tarafıma verilmesini istememle gündeme gelmiştir. Fakat ne yazık ki bu belgeler tarafıma yazılı olarak verilmedi. Ancak üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun sözlü ifadesi ile delillendirildi. Üye hakim, 'Bu belgeler yazılı ve sözlü olarak var' derken, Ümit Oğuztan'ın 'yazışma', Hayrettin Ertekin'in de 'konuşma' yaptığını söyledi. Bunun üzerine iki sanık ile görüşme, mevcut iddianame ve ek klasörlerde de araştırma yaptım. Üye hakimin Ümit Oğuztan adını vererek bahsettiği 'yazışma'; Ümit Oğuztan'ın dönemin TBMM Susurluk Komisyonu'na Erol Mütercimler'in bir kitabına atıfta bulunarak, -Türkiye'de Gladyo benzeri yapılanmanın Ergenekon adı altında olabileceğini- belirten düşüncesinden ibarettir. Zaten yazısında da 'olduğu' değil, 'olabileceği' yönünde düşüncesi vardır. Bir de üstelik sözde ihbarda bulunan Ümit Oğuztan, Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu gerekçesi ile aylarca tutuklu kalmıştır."
Dava savcısının mütalaasında bahsettiği ihbarın, ancak sanıkların lehine delil olabilecek bir yazışmadan ibaret olduğunu dile getiren Muammer Karabulut, "Ne yazık ki başkaca delil olmadığı için de yıllar sonra tekrar gündeme gelmiştir. Yine mahkemenin Ergenekon isminde bir örgüt olmadan, insanları bu örgütün üyesi olarak kabul etmesini, HSYK ve AİHM'e yaptığım başvurularda delillendirerek bahsettim" dedi. (DHA)