Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Antalya'da
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Antalya'da
'Yenidoğan çetesi' lideri Fırat Sarı hakim karşısında
'Yenidoğan çetesi' lideri Fırat Sarı hakim karşısında
Antalya'da demokrasi için sanat
Antalya'da demokrasi için sanat
Başkan Böcek dede oldu
Başkan Böcek dede oldu
12 Ağustos 2011 Cuma - 17:58

Acısını kalbine gömdü

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, babası Süleyman Budak’ı Salı günü kaybetti. Çarşamba günü babasını toprağa veren Budak, mevlit okutacağı gün ise çok önemli bir misafir ağırladı. Budak, acısını kalbine gömüp, konuşmasını yaptı ve fotoğraf çektirirken de profesyonelliğini koruyarak gülümsedi.

Acısını kalbine gömdü
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. ATSO Meclis Salonu’ndaki toplantıda, işadamlarına seslenen Ali Babacan, küresel konjonktüre bakıldığında sıra dışı bir dönemden geçildiğini söyledi. Dünyanın daha önce görülmemiş türden ekonomik ve finansal sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirte Babacan, “Bu dünyada yaşadığımız ‘daha önce belli bir tarihte işte yaşanmıştı, sonuçları şöyle olmuştu’ diye mukayese edebileceğimiz gelişmeler değil. Türünün neredeyse ilk örneği diyebileceğimiz türden gelişmeler yaşıyoruz. G-20 ülkesi olarak bu gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz" dedi.

Daha önce içinde olmadığımız yapılara da Türkiye’nin son yıllarda girdiğini belirten Başbakan Yardımcısı Babacan, “Küresel ekonomi ve finans sistemi ile ilgili hangi karar alınırsa, o karar içerisinde artık biz de varız. Türkiye dünyanın en büyük 16’ıncı ülkesi ama en büyük 10 ekonomiden birisi olmayı da aynı zamanda hedeflemiş bir ülke. Dolayısıyla böylesine ticaret, finansman kanalları dünyayla çok yoğun bir şekilde entegre olmuş ülkemizin de dünyadaki gelişmelerden, Avrupa’daki gelişmelerden izole olması, bu gelişmelerin tamamen dışında kalması mümkün değil” diye konuştu.

'SİYASİ KARAR ALMA MEKANİZMALARI ÇALIŞMIYOR'

Şu anda yaşanan sorunların özüne, temeline inildiğinde pek çok ülkede siyasi karar alma mekanizmalarının çalışmadığının, çalıştırılamadığının görüldüğünü anlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şöyle devam etti:

“Ekonomik sorunlar olabilir. Ama çaresiz, çözümsüz bir sorun yoktur. Bunların hepsinin çaresi, çözümü var. Ancak bu çözüme ulaşabilmek için siyasi karar mekanizmalarının karar almaları ve somut adım atmaları gerekiyor. Karar alınamadığı, bu adımlar atılamadığında problemler büyüyor, tekrar karşımıza çıkıyor. Bir yangın küçükken bir kova su ile söndürebilirsiniz. Bir kova su yeni başlamış yangını söndürmeye yeter ama bir saat, üç saat, bir gün beklerseniz o yangın tüm binayı sarar ve arkadan yüzlerce ton su getirseniz, havadan su boşaltsanız, 10 tane itfaiye aracını getirseniz o yangını söndürmeye kafi gelmeyebilir.”

2006- 2007’den bu yana sürekli uyarılar yaptıklarını kaydeden Babacan, bazı ülkelerdeki sıkıntıları çözmeye yönelik adım atılmadığı ya da zayıf adımlar atıldığı için bu sorunların daha da büyüdüğünü ve şaşırılmaması gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin referandum ve sonrasında seçimde tek başına güçlü bir hükümeti tekrar iktidara getirerek, kendi içindeki siyasi istikrarı ve karar alma mekanizmalarının sıhhatli ve rahat çalışması sebebiyle pek çok ülkeden avantajlı olduğunu da kaydetti.

'GÖZÜMÜZÜ KIRPMADAN EN ZOR KARARLARI ALABİLİRİZ'

"Türkiye gözünü kırpmadan en zor kararları dahi alabilecek bir siyasi yapıya sahip" diyen Ali Babacan, “Çok önemli kararları çok hızlı alabiliyor, hızlı hareket edebiliyoruz. Çünkü biz hep uzun vadeye bakıyoruz. Kısa vadede bugünü kurtaracak adım ve tedbirleri düşünmüyoruz. Hatta kısa vadede tamamen siyasi açıdan baktığımızda belki bizim için zararlı görülen konularda bile korkmadan yürüyoruz. Çünkü biliyoruz uzun vadede memleketimizin, milletimizin çıkarınadır. Biz bunu biliyoruz ve onun için yapıyoruz. Bunu da halkımız da anlıyor. Zaten arka arkaya üç seçimde yükselen bir destekle hükümetimizi destekledi, bizim duruşumuzun doğru olduğunu gösteriyor. O güven ilişkisini zaten kurduktan sonra, güven oluştuktan sonra da her şey kolaylaşıyor” diye konuştu.

'BU İŞLER AYA İNSAN GÖNDERMEK GİBİ DEĞİL'

Ali Babacan, ABD ve AB’de yaşananları ise kongredeki ayrı partilerin anlaşmazlıkları, koalisyon hükümetleri, AB içindeki 27 ülke, hükümet ve meclisleri ile Euro bölgesindeki 17 ülke ve meclislerinin durumundan kaynaklandığını söyledi. Çok basit olaylarda dahi ciddi tartışmalar yaşanmasının, ortaya çıkan soru işaretleri ve güven bunalımının sonucu olarak ABD’nin tarihinde ilk kez kredi notunun düşürülmesine neden olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Babacan, şunları söyledi:

"Bu hükümetler kendilerinden korkuyor, adım atmaktan, karar almaktan korkuyor. ‘Acaba bu kararı alırsam yarın başıma bir iş gelir mi?’ Böyle bir karar mekanizması, böyle bir siyasi yapıda tabii ekonomik sorunların çözümü mümkün olmuyor. Bu işler çok böyle aya insan göndermek gibi, uzaya roket fırlatmak gibi çok ince mühendislik, matematik hesabı gerektiren işler de değil. Sağduyusu olan herkesin aslında kolayca ya bu işin doğrusu nedir dendiğinde söylenebilecek bir iş. Bir ülkenin eğer borcu çoksa, bütçe açığına dikkat etmesi gerekir."

'MERKEZ BANKASI PERVASIZCA PARA BASIYOR'

Babacan, hükümetler karar alamayınca, tasarruf yapamayınca, bütçe açığını düşüremeyince merkez bankalarının karşılıksız para bastıklarını, Amerika'da bunun bir yıldır yapıldığını, Avrupa Merkez Bankası'nın da küçük ülkelerin yanında bir haftadır İspanya ve İtalya için aynı uygulamaya geçtiğini kaydetti. Babacan, şöyle devam etti:

"Avrupa Merkez Bankası para basıyor, karşılıksız bastığı bu parayla gidiyor, o ülkelerin kağıtlarını topluyor ki iflas oluşmasın. Sıkışıyorsunuz, arkada matbaa, matbaacılar, para makinesi de var ve basılan parayla borcunu ödüyorsun. Peki o zaman bastığın paranın değeri ne olacak ileride? Dolar, Euro diyorsun ve dünyanın en önemli para birimi bunlar. BM’de 202 ülke var ve özellikle dolara güvenerek rezerv olarak saklıyor. Dünyanın en büyük para birimine böylesine bir yaklaşım, pervasızca basıp dağıtmak dünya ekonomisini gerçekten çok ciddi riskli duruma sokuyor. Hükümetler karar alamayınca, tasarruf yapamayınca, bütçe açığını düşüremeyince merkez bankası karşılıksız para yaparak finanse ediliyor. ABD’de bir yıldır yapılan bu. AB Merkez Bankası küçük ülkeler için yaparken, Yunanistan için yapıyordu, Portekiz ve İrlanda için yaptılar. Ama bir haftadır İspanya ve İtalya için yapıyorlar. Bu kadar çok borç varsa bütçenize çeki düzen vereceksiniz. Ne yapılması gerekiyorsa acil yapılmalı, somut adımlar atılması gerekiyor."

'YA KENDİ BEKALARI YA ÜLKELERİNİN BEKALARI'

"‘Hem ABD, hem Avrupa için karar günleri geliyor. Eğer zamanında doğru kararlar doğru tedbirler alınmazsa dünyayı sıkıntılı günler bekliyor' demiştim ve o günleri yaşıyoruz" diyen Ali Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zayıf kararlar alındı ve türbülans bir türlü yatışmıyor. Umarız ki bunlar ders olur, herkes şapkasını önüne koyar, başını iki elinin arasına alır, ‘Ya ben ne yapıyorum. Kendimi kendi siyasi partimi, yoksa ülkemin ekonomisi, dünyanın ekonomisi mi? Siyasi liderlerin önündeki tercih bu. Alınacak kararlar zor kararlar olacak. Can yakıcı kararlar olacak. Acı reçeteler çıkacak Avrupa için de, Amerika için de. Ya bugünkü liderler alacak, ya da bunlar şöyle böyle saha dışına itilecek ve yeni gelenler yapacak. Dolayısıyla liderlerin kendi bekaları ve siyasi partilerinin bekalarını bir kenara bırakıp ülkelerin ekonomisinin bekalarını düşünmeleri gereken bir dönem.”

'DEVLET OLARAK TEDBİRLERİMİZİ ALACAĞIZ'

"Türkiye’de güven ortamı çok çok iyi noktada" diyen Babacan, şöyle dedi:

"Halkımızın geleceğe güveni, halkımızın hükümete güveni çok çok iyi noktada. Ve bu güven ortamı ile siyasi istikrar ortamı ile biz bu türbülans ortamına girmiş bulunmaktayız. Ve bu konuda da dünyada sıkıntılı dönemler olabileceği zaman, bu konularda uyarılar yapmak bizim görevimiz. Çünkü uçağa bindiniz, ara ara gerektiğinde kaptan pilot ne yapar, anons yapar. Der ki ‘hava şartları ileride biraz sıkıntılı, fazla koridorda dolaşmayın, ayakta durmayın, oturun emniyet kemerinizi bağlayın’ der. Bu kaptanın doğal görevidir. Bunu yapmadığı zaman görevini yerine getirmemiş olur. Tabi ki biz kendi içimizdeki güven ortamını kuracağız, böyle devam edeceğiz ama dünyada olup bitene de kayıtsız olmayacağız. Biz hükümet olarak devlet olarak tedbirlerimizi alacağız, iş dünyamız ona göre tedbirlerini alacak, sanayiciler ona göre tedbirlerini alacak ki mümkün olan en az zarar ile bu günleri geçirebilelim."

'DÖVİZ BORCUMUZ KADAR DÖVİZİMİZ VAR'

Türkiye'nin bankacılık sisteminin sağlam olduğunu kaydeden Ali Babacan, "Hazinenin bilançosuna baktığınızda, çok şükür şu adan geldiğimiz noktada hazinenin ne kadar döviz yükümlülüğü varsa yine devletin o kadar döviz varlığı da var. Biz net dış borcumuzu hemen hemen sıfırlamış durumdayız. Dış borç. Yani TC devletinin ne kadar döviz borcu varsa elinde o kadar döviz varlığı vardır. Dolayısıyla kur hareketlerinden hazine de etkilenmiyor. Bu sağlam yapı ile böyle bir ortamdayız. Ama geminiz ne kadar sağlam olursa olsun, ne kadar güçlü olursa olsun, eğer denizde dalga varsa, denizde fırtına varsa bu güçlü gemi biraz sallanır, bunu hissedersiniz. Hani böyle gündüz denizin sakin olduğu dönemdeki gibi bir yolculuk olmaz ama önemli olan bu fırtına, sarsıntılar biraz sallanır ama sağlam bir şekilde yola devam edebilmektir. Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu pozisyon odur" diye konuştu.

'BÜYÜME ORANLARI DÜŞEREK DEVAM EDECEK'

Türkiye'nin bu sene ilk çeyrekteki büyüme oranı yüzde 11 ile dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu kaydeden Babacan, şunları söyledi:

"İşsizlik o kriz ortamından, 2008-2009 kriz ortamından mukayese ettiğimizde, 4 puan üzerinde çok şükür düşmüş durumda. Enflasyon uyumlu seyrediyor. Bakıyoruz, pek çok ekonomik gösterge hamdolsun Türkiye ekonomisinin çok iyi bir noktada olduğunu bize söylüyor. Ama bir gösterge var, o da bizim de çok dikkat ettiğimiz ve üzerinde durduğumuz bir gösterge o da cari açık. Bütçe açığı ayrı, cari açık ayrı. Cari açığımız var ama öte yandan da finansman fazlamız var. Ve önümüzde birkaç yıl boyunca daha, dünyada likitin çok bol olduğu, finansman sorununun da pek olmayacağı bir dönemdeyiz. Ancak gün gelip de bu likitlerin piyasadan çekildiği günler de gelecek. Bu artık 2013 mü olur, 2014 mü olur, 2015 mi olur, onu da kestirmek kolay değil. Dolayısıyla biz cari açığı basamak basamak nasıl aşağı çekeriz de o likitlerin geriye çekildiği günlerde nasıl sıkıntı yaşamayız. 2011’de büyüme rakamımız geçen yıla göre daha küçük bir rakam olacak. 2012’de de 2011’e göre daha küçük bir rakam olacak. Otobanda giderken vites düşürerek, biraz hızımızı düşürerek ama yine büyüyerek daha makul oranlarda önümüzdeki birkaç yılı geçirmemiz gerekecek. Ama yine Türkiye Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olacak.”

'AYAĞIMIZI YORGANIMIZA GÖRE UZATMALIYIZ'

Babacan, Türkiye’nin bu krizden etkilenmemesindeki en önemli göstergelerden birinin faizler olduğuna da dikkat çekerek, son olarak şu uyarıyı yaptı:

“Halkımız daha kazanmadan harcanıyor. Önümüzdeki dönemde bunlara dikkat ekmek lazım. Otobanda giderken yol tek şeride düşüyor. Özellikle borçlanma konusunda dikkat etmek gerekiyor. İsraf ekonomisi olmamamız gerekiyor. Günlük alışverişimize olduğu gibi devam etmek lazım, bundan korkmamak lazım ama ölçülü olmak lazım. İsraf ekonomisini değil, verim ekonomisini Türkiye’de görmek istiyoruz. Sanayici, tüccar, hane halkımız olarak, biz de devlet bütçesi olarak hepimiz ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Formül bu.”

BUDAK'IN KONUŞMASI

ATSO Başkanı Budak ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Sayın Başbakan Yardımcımız,
Ziyaretinizle bizleri onurlandırdığınız için teşekkür ederim. Siz biz işadamları için makamınız yanında kişiliğinizle de bizim için özel bir yere sahipsiniz. Sizin birikiminiz, açık, mütevazı ve güvenilir tutumunuz her zaman takdir ettiğimiz bir husustur. Bunun yanında ekonominin veya finans piyasalarının neredeyse bir kaos yaşadığı bu günlerde ziyaretiniz bizim için çok daha büyük bir önem taşıyor.
Dünya ekonomisi her gün yeni sürprizlerle karşı karşıya. Bugüne kadar sorun edilmeyen Devlet borçları artık finans piyasalarının hedefi haline geldi.
Bir İtalya, ki 20 senedir aynı borçluluk seviyelerinde iken, bugün müflis bir devlet olarak sayılabiliyor. Amerikan tahvilleri krizin en derin noktasında, sıfır faizle güvenilir liman iken, bugün not indirimiyle sarsılıyor.
Bu da bize gösteriyor ki, dünya ekonomisi mevcut borç dengesizliği ve ticari dengesizliklerle daha bir süre çalkantılar yaşamaya devam edecek. Durgunluk artık dünya ekonomisinin dönemsel değil, yapısal bir sorunu haline geldi. Belki de ilk kez bu kadar zor bir durgunluk kısır döngüsü içine girdik. Çünkü durgunluktan çıkış için gerekli maliye politikası aracı kalmamış gibi gözüküyor.
Para politikası ise günlük çözüm olmaktan ve spekülasyonu artırmaktan başka bir işe maalesef yaramıyor. Spekülatif fon akımlarına sıcak para deniyordu.
Artık sıcak para değil, adeta deli para dönemi başladı. Bugün bütün ülkeler dev küresel finans sektörünün, finansal yatırım şirketlerinin elinde rehin düşmüş gibi.
Artık bir ülkedeki her zayıflık bir anda finans piyasalarının hedefi haline gelebiliyor. Aslında Devlet Başkanlarının toplanıp yeni bir finans düzeni, hatta yeni bir ticaret düzenini konuşması gerekiyor. Ama böyle bir liderlik göremiyoruz.
Bu ortamda Türkiye ekonomisi mali göstergelerdeki olumlu yönüne rağmen, yapısal zayıflıklarıyla öne çıkmaya başladı. Cari açık sorunu, yüksek büyüme, düşük kamu borcu ve sağlam banka sistemi gibi başarıları ikinci plana itti, gölgede bıraktı.
Dolayısıyla artık mali temeller kadar reel temellere bakmanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.
Ama bunun dışında son aylarda gündemimiz önce ekonominin aşırı ısındığı tartışmalarıyla doldu. Biz ilk günden itibaren,  enflasyon ve kapasite kullanımı düşükken, dahilde alınan KDV yatay seyrederken sadece kredi artışı ve otomobil satışları ile ısınma teşhisi konulmasının doğru olmadığını söyledik.
Çünkü ana mallarda ve özellikle konut fiyatlarında aşırı bir şişme gözükmüyordu.
Buna rağmen ısınma teşhisi yapıldı, kriz söylemleriyle piyasa durma noktasına geldi ve sonra küresel çalkantı ile bu yanlıştan dönüldü. Bu arada kafalar karıştı, güvensizlik arttı. Bu ortamın tüketimi azaltması sorun değil, asıl sorun uzun vadeli yatırım kararlarını, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını olumsuz etkilemesidir. 
Dolayısıyla artık ekonomide reel temellere daha fazla bakılması gerektiğini söylemek istiyorum.
Reel yapıyı değerlendirmek için Global Rekabetçilik Endeksine baktığımızda 61. Sırada olduğumuzu görüyoruz.
Burada da karşımıza kurumsal yapı, terör, kayıtdışı ekonomi, eğitim sistemi, düşük tasarruf oranı, özel sektörde dahi kurumsallaşma eksikliği gibi gerçek sorunlar çıkıyor.
Aslında bu sorunlar bizim zaten yıllardır konuştuğumuz sorunlardır.
Ama son yıllarda yapısal sorunlar içerisinde sosyal güvenlik reformu, e-devlet uygulamaları, altyapı hamlesi gibi ilerlemeler dışında eğitim sistemi, kayıtdışı ekonomi, vergi sistemi, hızlı yargılama, kamu kurumlarının performansının yükseltilmesi, özel sektörde kurumsallaşma ve halka açılma konularında yeterli ilerleme sağlanamadı.
Diğer taraftan Türkiye’de ekonomi ne kadar iyi olursa olsun, terör sorunu ve yarattığı istikrarsızlık riski herkesin kafasında büyük bir soru işaretidir.
Sayın Başbakan Yardımcım,
Cari açık karşısında tek önlem büyüme hızının düşürülmesiymiş gibi bir bakış görülüyor. Tasarruf oranının artırılması, uzun vadeli finansmanın gelişmesi, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının özendirilmesi, ihracatta Çin ve Hindistan pazarları için ticari işbirliği ve diğer yapısal reformlar ve mikro reformlar konusunda daha hızlı bir gelişmeye ihtiyacımız var. Türkiye olarak sektörel ve bölgesel yatırım projelerini kamu-özel sektör işbirliğiyle geliştirmemiz gerekiyor. Oysa bazı  Bakanlıklarımız, Bakanlarımızın dinamizmine rağmen halen ağır, geleneksel  bürokratik anlayış ve yapıda kalmaya devam etmektedirler.
Katı bürokratik anlayış devam ettikçe arzulanan gelişmeyi de sağlamakta gecikiyoruz.
Sayın Bakanım,
Kurumsal reform konusunda şu basit soruya bile cevap vermemiz zordur: Bir ilin, bir ilçenin ekonomik hayatından, ekonomisinin gelişmesinden sorumlu olan kurum hangisidir? Bu basit bir sorudur, ama kolay bir karşılığı yoktur.
Odaların mevcut yetkileri ve sınırlamalarıyla ekonomik kalkınmadaki katkıları sınırlıdır.   Odalar halen Ticaret Genel Müdürlüğünün il müdürlükleri görülüyor.
Belediyelerin ekonomi ile ilgili hiçbir sorumluluğu yoktur. Valilikler ise özel idareler kanalıyla sadece  köy altyapısı ile ilgili kurumlar haline gelmişlerdir.
Türkiye’de havalimanlarının, deniz limanlarının, elektrik üretim ve dağıtımının, hatta madenlerin % 100 özelleştirilmesi yerine, % 1 veya % 5 gibi oranlarla Odaların veya Valiliklerin temsil hakkı olmalıydı. Böylece bir bölgenin zenginliği üzerinde yerel kesiminde asgari söz hakkı olmalıydı.
Bilindiği gibi; Türkiye’de birçok alanda rekabet eksikliği devam ediyor.
Tekelleşme oranlarının yüksek olduğu çok sayıda sektör bulunuyor  ve rekabet eksikliği ekonomide maliyetleri yükseltiyor. Uzun yıllardan sonra ilk kez rekabet Kurumunun sesini duymaya başladık, ama halen yeterli görmüyoruz.
Son sekiz yılda iki genel, bir yerel seçim ve iki referandum ve siyasi gerilimlerle bu konulara yoğunlaşılması mümkün olmamış olabilir. Bu nedenle geçenlerde Sayın Başbakanın ve sonra sizin başkanlığınızda yapılan ekonomi ile ilgili toplantıları çok önemsiyoruz. Sizin bu reform konularını ele aldığınızı da biliyoruz.
Artık iki yıllık seçimsiz dönemin reform dönemi olmasını arzu ediyoruz ve bu dönemde en fazla katkıyı yapacak olan makam ve kişilerden birisi de sizsiniz.
Sayın Başbakan Yardımcım,
İzninizle Antalya’nın durumuna ilişkin birkaç kısa başlığı da arz etmek istiyorum.
Antalya’da bir taraftan bu yıl turizmde % 13 artışla rekora gidiyoruz. Kredi kullanımında dördüncü il durumundayız ve geçen yıla göre % 50’ye yakın artış var. Sosyal güvenliğe kayıtlı şirket ve istihdam sayısı ve bizim üye sayımız artıyor.
Üye kaydımız geçen yıla göre % 30 arttı. Geçen yıla göre 5 bin yeni işyeri açılmış durumda. İl genelinde işyeri sayısı her yıl yaklaşık % 10 artıyor. Geçen yıla göre sigortalı çalışan sayısında % 20 artış var, yani kayıtlı istihdam artıyor.
Vergi gelirimiz % 30 civarında artmış durumda ve yedinci il konumumuz devam ediyor. Organize sanayimizin elektrik tüketimi geçen yıla göre % 20 arttı.
Bu olumlu göstergeler yanında iki olumsuz rakam ve bir olumsuz kalitatif gösterge sunacağım. İki olumsuz rakam tarımla ilgili : Tarım ihracatımız maalesef az da olsa gerilemiş durumda.
Yine tarımda ürün fiyatları da genel ortalama olarak enflasyonun altında kalmaktadır. Bu tarım sektörünün durumudur.
Diğer kalitatif gösterge olarak da şunu söylemek istiyorum. Valilik binasından yüz metre içeriye girdiğinizde sokakların ve esnafın hali içler acısıdır. Hem fiziki hem de ekonomik olarak.
Antalya’nın altyapı sorunları Antalya’ya yakışmamaktadır. Konyaaltı sahilinde ve mahalle içinde akaryakıt tanker trafiği, çimento taşıyan ve mermer blok taş taşıyan ağır tonajlı araç trafiğini görüyoruz. Bu sorunlar yıllardan beri var, konuşuyoruz, ama hızlı çözüm göremiyoruz.
Antalya’da çevrenin daha iyi korunması, AVM hakimiyeti sorunu, tarihi eserlerin restorasyonu, çevre yolu yapımı, kentsel dönüşüm ihtiyacı, stadyum gibi tesis eksiği, turizm gelirinden yeterli payı alamamak gibi yapısal sorunlarımız devam ediyor.
Bu konularda gerekli hızda ilerlemeyi bir türlü göremiyoruz. Bunlar genel olarak hep bildiğiniz şeyler. Ama biz de bunları tekrar etmek zorundayız.
Sözlerimi burada bitirirken, ziyaretiniz için bir kez daha teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.”
 
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) -

 
Terör örgütü’ denilince yelkenleri suya indirmiş
 
Pitbull hamile kadını parçaladı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Terör örgütü’ denilince yelkenleri suya indirmiş
'Hattınız terör örgütü takibine takıldı' diyerek vatandaşlardan yüklü ...
42 yıllık genelev kapatıldı
Antalya'nın 42 yıllık genelevi bu sabah kapatıldı. Kentin gecekondu yerleşiminin ...
Evli komşuya tecavüz iddiası
Antalya'nın Aksu İlçesi'nde eşi 31 yaşındaki E.D. ile polise başvuran ...
 
Akaydın’a süt teşekkürü
Çocuklara ücretsiz süt dağıtan Antalya Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların ...
Tekirovalı korsanlar Antik Phaselis de Mavi Bayrak açtı
Tekirova Belediyesi ve Tekirova da bulunan mavi bayraklı otellerin müşterileri ...
Gübre içinde esrar
Antalya'nın Alanya ilçesinde bir ihbarı değerlendiren jandarma ekiplerinin ...
 
Bir saatte 100 yıldız kayacak
ANTALYA kent merkezine 37 kilometre uzaklıktaki Bakırlıtepe'de bulunan ...
Hırsızlık şüphelisi kaçarken hastanelik oldu
Antalya'nın Alanya İlçesi'nde bir marketten sigara çalan 24 yaşındaki ...
Mersin'den geldi Antalya'da intihar etti
Mersin'den Antalya'nın Alanya İlçesi'ne gelen 55 yaşındaki Münir Yağlı, ...
 
Dursun Gündoğdu
Siyasette bir tornistan hikayesi
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Mustafa Kemal'e ceza verilemez
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek…
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva