Günlük tirajlar Şöyledir
YIL GAZETE VE DERGİLERİN TİRAJI
2005 4.429.628
2010 7.045.738
2011 6.206.953
Toplam tirajların yaklaşık yüzde 90’ını günlük gazeteler oluşturmaktadır.
Bu tirajlar 2005 yılına oranla artmış ve fakat şimdi gerilemeye başlamıştır.
Öte yandan, genel olarak gazete okuyan sayısı da azdır. Aşağıda her bin kişiye düşen gazete sayısı verilmiştir.
BİN KİŞİYE DÜŞEN GAZETE SAYISI
NORVEÇ : ... . ...558
JAPONYA :....... 557
FİNLANDIYA:...445
İSVEÇ:... . ... . ... .430
KOSTARİKA:... .412
ARJANTİN: ... . ...62
TÜRKİYE:... . ... . .61
ÇİN... . ... . ... . ... . .36
Türkiye’de bin kişiye düşen gazete ve dergi sayısı hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelere göre düşüktür. Oysa ki gazete okumanın hem kişiye hem de topluma yararı var. Kişiye yararı var, çünkü gazete okuyanın bilgi ve kültürü artar. Olayları kavrama ve bilinç düzeyi artar. Bundan toplum da kazanır. Bilgili, kültürlü ve bilinç düzeyi yüksek toplumlarda, insan ilişkileri gelişir. Siyasi tercihler daha verimli olur. Bizde gazete okuyan sayısı hem düşük, hem de geçen yıla göre bu sene gerileme var... Bu gerilemenin birçok nedeni var.
1) Basın taraflı davranıyor... Medya toplumsal yararından dolayı, yarı kamusal nitelikte bir hizmettir. Bu nedenle tarafsız olması, objektif olması gerekir. Aksi halde topluma yararlı değil, zararlı olur.
Duayen bir gazeteci anlatıyor... 50 yıl önce bir gazete, imarsız villa haberi verecekmiş. Araştırmışlar aynı kaçak villalar içinde gazete sahibinin de villası varmış. Gazete sahibine durumu anlatmışlar... Gazete patronu tereddütsüz “İşin içinde ben de olsam, haberi vereceksiniz.” demiş. Gazete haberi manşetten vermiş. Elbette bir gazete, toplumu temsil ettiği sermaye, iktidar partisi veya muhalefet partisi adına dizayn etmeye kalkarsa, hem topluma zararlı olur, hem de tiraj kaybeder.
2) Basın objektif değil... Yukarıda bin kişiye düşen gazete sayısını verdik. Türkiye gazete okuyan sayı itibariyle çok geri sıralarda. Buna rağmen bizim medya siyahı beyaz gösterebiliyor. Söz gelimi bir gazete, Dünya Gazete Yayıncıları Birliği WAN’ın verilerine takla attırıp ve kendine göre yorumlar getirerek “Türkiye dünyada en çok gazete okunan ülkedir” diye verebiliyor.
3) Gazetelerde birçok köşe yazarı, kullandıkları köşeyi, diğer insanlara saldırı köşesi olarak kullanıyor. Aynı şekilde bazı köşe yazarları bir biri ile kavga için bu köşeleri arena haline getiriyorlar. İki köşe yazarının kavgası hem başkalarını ilgilendirmez... Hem de toplum için kötü örnek olur. Yani basının toplumsal zararı ortaya çıkar.
Yine yazan ve çizenler için bu gazete ve dergiler, özel duyguları tatmin alanı olmamalıdır. Medya güçlü bir silahtır. Bu silahı topluma zarar verecek şekilde ve yalnızca kendi kavgaları ve hedefleri için kullananlar, eninde sonunda bu silahın ters teptiğini göreceklerdir. Dünyada her şey denge üstüne kurulmuştur. Doğada denge bozulunca deprem olur... Kıtlık olur. İnsan dengesi bozulunca, hastalık gelir. Basında denge bozulursa, olacak depremin altında önce bu dengeyi bozanlar kalacaktır.
Esfander KORKMAZ / YENİÇAĞ