Fatih Altaylı, bugünkü "GÜNEYDOĞU VE TURİZM" başlıklı yazısında, "Ben “Neyse canım” der geçerim. Alman, Fransız, İngiliz, Amerikalı, Japon geçmez." ifadelerini kullandı.
İŞTE O YAZI:
Mardin’de ve Urfa’da karşılaştığımız, konuştuğumuz herkes bölgenin kültürel ve tarihi değerlerini gayet iyi biliyor, bunun dünyaya anlatılmasını, tanıtılmasını istiyordu.
Buraların bir turistik destinasyon haline gelmesi, özellikle Avrupalı turistlerin buraların ekonomisine katkıda bulunması en büyük arzuları.
Ancak zurnanın zırt dediği yer burası.
Niye mi?
Anlatayım.
Mardin’de gece kaldığımız otele döndüğümüzde bütün sıcak altında dolaşmaktan bitap düşmüş vaziyette buz gibi bir bira çekti canım.
Sorduğum zaman “Otelimizde alkollü içki satmıyoruz” yanıtı aldım.
5 yıldızlı turistik otel ve bira bile yok.
Urfa’da da durum farklı değil.
Kente bir iki otel dışında alkollü içki satılmıyor.
Elbette ki, herkes özgür.
Kimse alkollü içki satmak, bulundurmak zorunda değil.
Satmayabilirsiniz.
En doğal hakkınızdır.
Ancak böyle bir tercihi yaptığınız zaman “Bize Batılı, bol paralı turist gelsin ve buranın kalkınmasına katkı sağlasın. Kentin gelir düzeyi artsın” diyemezsiniz.
Ben “Neyse canım” der geçerim.
Alman, Fransız, İngiliz, Amerikalı, Japon geçmez.
Bırakın otelde içki satılmamasını, akşam gideceği bir lokantada, akşamüzeri keyif yapacağı bir kafede canının istediği anda bir kadeh içemeyecekse oraya gelmez o turist.
Meraktan gelse bile kalmaz.
Para mara da bırakmaz.
Bakar gider.
Siz de arkalarından bakarsınız.
Ben söylemiş olayım da, karar sizin.
***
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |