Yıldıray Karaer, Gün Haber’in sorularını yanıtladı. Karaer’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
2018 öncesi yaşananlar ve bugünü değerlendirdiğinde durumunuz nedir?
Son 3 yıldır 2015 yılı da dahil, Rusya’da da bir kriz vardı. Ruble’nin pahalanmasından, yani değer kaybetmesinden dolayı, Rus turistin gelişinde bir düşüş vardı. Belki biz havayolu şirketi olarak Rusya’ya uçmadığımız için fazla etkilemiyordu ama otel bacağında özellikle Antalya pazarını çok ciddi anlamda negatif olarak etkiledi. Arkasından 2016 ve 2017’de yaşanan kriz… 2018 bütün yaşananların ardından adeta can suyu gibi geldi. Tabi 2018’de fiyatları, oteller tarafında yükseltemedik ama tur operatörleri tarafına baktığımız da biz hem tur operatörü, hem de havayolu işletmeciliği, ayrıca konaklama sektöründeyiz. Havayolu nisbeten daha az etkilenen iş dalı oldu. Çünkü uçaklarımızı sağa sola gönderdik. ‘Red base’ dediğimiz yöntemle, dışarıda görevlendirdiğimiz ekiplerle birlikte yurtdışında başka şirketlere kiralama yaptık. Tur operatörü tarafımızda, o kriz dönemlerinde daha iyi giden yeni destinasyonlardan Yunanistan, İspanya, Bulgaristan gibi destinasyonlara yöneldik. Bu işten zarar gören en zayıf halka otelcilik tarafı oldu. Otellerde yapabileceğimiz bir şey yok. İstediğiniz kadar fiyatı indirin müşteri gelmeyince, Türkiye’nin içinde bulunduğu konjektör, buna engel oldu. Ama dediğim gibi 2017’nin temmuz ayından itibaren niye başladı? Çünkü, Türkiye’ye gelemeyen turistin gittiği yer Yunanistan ve İspanya. Türkiye’de kapasitenin çok hızlı yükselişinden dolayı İspanya ve Yunanistan’da her hangi bir yatırım yapılamadı. Yatırımlar yapılamayınca 70’lerden ve 80’lerden kalma tesislerle turizmi idame etmeye çalıştılar. Aslında iki ülke yaz anlamında Türkiye, kış anlamında Mısır’ın politik olarak sıkıntıya girmesi, turizmin kesilmiş olması bütün Avrupa’nın Yunanistan ve İspanya’ya yüklenmesine sebep oldu. Temmuz ayı gelince kapasiteler maksimuma ulaştı. Bunu kaldıramadılar oradan taşan turist 2017’nin temmuz ayında Türkiye’ye gelmeye başladı. 2 yıldır yaşanan darbeler ve Avrupa ülkeleriyle yaşanan siyasi gerginlikler ile birlikte temmuzdan sonra Türkiye’ye iyi geldi. Tabi hep beklentiler 2017 yılı temmuz ayında başlayan bu hareketliliğin sezon sonuna kadar devam etmesini arzu ediyorduk. Sezon sonuna kadar devam ederse bu yıl için de biraz daha pozitif ve optimistik plan yapılabilir diye... Nitekim öyle de oldu. 2017 ekim sonuna kadar iş devam etti. 2018 yılında herkes daha optimistik planlamalar yaptı. Oteller, havayolları, tur operatörleri Türkiye’ye daha fazla önem vermeye başladılar fakat, birden bire oteller tarafında fiyatları çıkarmamız mümkün olmadı. Şu anda 2019 bu gelişmelerin devamı olarak çok iyi görünüyor. Almanya, Hollanda’dan olumlu dönüşler alıyoruz.
OTEL FİYATLARI İYİ SEVİYEDE DEĞİL
Bu krizler olmasaydı, Rusya ile yaşanan uçak krizi ve Ruble değer kaybetmeseydi, Antalya’da yatak fiyatlarında yüzde kaç artış olurdu?
Yüzde 25 ila 30 gibi bir artışla satılabilirdi.
Bu oranlarda bir artışla 2018’de yine yüzde 100 doluluk oranına ulaşılabilir miydi?
Evet, ulaşırdı... Türkiye’nin potansiyeli çok yüksek. Yani alan geniş. Sadece Antalya değil. Tabi kriz olunca her yer darbeyi alıyor. Antalya’nın da tam ortasında birikiyor. Nerede birikiyor? İşte, Kundu, Side, Belek bölgelerinde... Turist buralarda birikiyor. Ama Türkiye’nin turizmi iyi olduğu zaman Antalya’da Finike’den, Alanya’ya, Gazipaşa’ya kadar Akdeniz çanağı doluyor. Marmaris, Kuşadası ve Didim’de bundan faydalanıyor. Kriz olduğunda en büyük darbeyi Alanya yedi. Tekirova yedi. Finike yedi. Kemer bile bundan zarar gördü. Bodrum yedi. Kuşadası yedi. Bodrum Uluslararası Havalimanı’na gelen 1 milyon gelen turist 400 bine indi. İzmir keza öyle. Çok ciddi etkilendi. 2018’de iyi bir sezon geçiriyoruz. Otel fiyatları istediğimiz seviyede değil ama iyi gidiyor.
BANKALAR KREDİ VERMİYOR
2017’de yaşanan krizde turizmci adeta ‘cepten yedi’. 2018’de erken başlayan turizm sezonuyla da bu açık biraz kapandı mı? Yaralar sarıldı mı?
Biraz yaralar sarıldı ama tabi şöyle bir şey var; Türkiye’nin içinde bulunduğu bu durum yani ekonomik kriz bu sefer bankaları etkiledi. 2016 ve 2017’de hükümet tarafından sağlanan devlet garantili krediler turizmcinin kurtarıcısı oldu. Bankalar çok yardımcı oldular fakat uluslararası yaşanan gerginlikler bankaların durumunu da zayıflattı. Bankalar artık daha fazla turizmciyi taşıyamıyor ve taşımak istemiyor. Çünkü kendi durumu tehlikede. Turizmin gidişatı iyi ama bankaların içinde bulunduğu durum turizmcilere verilen kredilerin geri çağırılması, turizmcileri tekrar zor durumda bırakıyor. 2 yıl boyunca bir sıkıntı yaşıyorsunuz. Hiç geliriniz yok. Devamlı borçlanıyorsunuz. 2018 iyi ama sizin kendi kendinizi kurtarmanız, kredisiz hayatınızı devam ettirmeniz mümkün değil. Bankaların bu kredileri uzatması gerekiyor. Zamanı gelince kapat-aç yapması gerekiyor. Şimdi kapatıyorsun açılmıyor. Bankacılık sektörü de ciddi bir sıkıntı içinde. Kredi vermiyorlar.
2019’DA RUSYA İYİ BİR PAZAR OLACAK
Kur dalgalanması ve yükselmesi sektör için avantaj mı, dezavantaj mı?.. Kurdaki bu yükselişin 2019’a etkileri ne olur?
Kurların yükselmesi, yabancı turistin Türkiye’ye daha uygun fiyata gelmesine sebep oluyor. Yani bu bir taraftan turizmi hareketlendiriyor. İç turizmde hareketleniyor çünkü geçtiğimiz bayram döneminde 9 gün tatildi, hiç kimse yurtdışına gidemedi. Biz bu tatil dönemlerinde havayolu taşımacılığı tarafımızda çok yoğun talep alırdık. Belli başlı destinasyonlarda hiç talep gelmedi. 2019 yılında da yurtdışı turizmi yani ‘out going’ dediğimiz sistem bundan negatif etkilenir. Bırakın iç turizmi Hac ve Umre bile çok etkilenir. Ne yapıyor giden? Dolar ödüyor. 500 ve 1000 dolara alıyorsa, bunu şimdi 1200 dolara alacak. Hac ve Umre ziyaretçileri için de negatif etken. Türkiye’nin çok ciddi bir girdi döviz kaynağı turizm. 2019 yani esasında bunu konuşmak gerekirse; Türkiye turizmi iyi görünüyor. Bu sadece bizim Türk otel sahibi, havayolu işletmecisi, tur operatörünün düşüncesi veya iyi dilekleri değil, Alman, Danimarka, Avusturya tur operatörüyle de konuştuğunuz zaman, pazarda Türkiye’ye karşı bir talep olduğunu görüyorsunuz. Şu andaki planlamalar buna göre yapılıyor. 2019, fiyatlarında biraz daha istenilen seviyeye geleceği, talebin yüksek olacağı bir yıl olarak bekleniyor. Mesala bu yıl; birinci pazar, beklentisi en çok olan pazar Rusya’ydı. Yani normal dönemlerde Antalya’ya 3.5 milyon Rus gelirdi. Beklenti bir anda 5, 5 buçuk milyona çıktı ama her halde bu rakamlar çok fazla gerçekleşmeyecek. Yani, bu rakamlar psikolojik iyi niyet beklentileriydi. Çok fazla planlama yapıldı. Bu sefer terse döndü. Ucuza satıldı. Çok fazla planlandı bu kez koltuklar boş geldi. Koltuklar boş olunca Rusya pazarında rekabet çok oldu. Ufak çapta acente ve tur operatörü bir çok işletme battı, iflas etti. Büyükler yine yoluna devam ediyor. Ama tabi insan istiyor ki işin her tarafında sağlıklı bir gidişat olsun, turu satan da otelci de para kazansın, yolcu da gelsin. Gönül isterki 10 milyon Rus gelsin ama olayın hep böyle bir tarafları sallanıyor. 2019’da bilmiyorum Rusya’da beklentiler nasıl olur ama Türkiye- Rusya ilişkilerine, turistin ve tur operatörlerinin taleplerine baktığınız zaman, ‘2019’da Rusya iyi bir pazar olacak. Avrupa’da da çok büyük bir talep var. Bir de Arap dünyası Türkiye’de yoğunlaştı.
OTELE TEKER TAKIP GÖTÜRMEK
Hollanda ile büyükelçililerin yeniden görevlendirilmesi ile ilgili yeni bir temas kuruldu. Almanya ile yeniden yakınlaşmalar var. Bu vesile ile turizm açısından önümüzdeki dönem pek de karamsar görünmüyor. Farklı senaryolara göre b planınız var mı?
Mecburen her pencereden bakmak zorundayız. Hollanda’da bir tur operatörlüğü kolumuz var. Türkiye tabi ana destinasyon. Türkiye’nin yanında İspanya’da satıyorsunuz. Bulgaristan’da satıyorsunuz. Yunanistan ve İtalya yani Türkiye’nin yanında 20 farklı daha devlet ve destinasyon satıyorsunuz, oralardan bakış açısı farklı. Türkiye’de yaşanan her hangi bir krizde 400 bin, 500 bin turist için koltuk planlanırsa bu yarıya iniyor. Hemen daha çok nereler satılıyorsa Yunanistan, İspanya gibi ülkelerin kapasitesini arttırıyorsunuz. Mesala uçaklarımızı Afrika’ya veya Asya’ya gönderiyoruz ve oradaki şirketlere kiralıyoruz. Uçaklar bir şekilde uçuyor. Türkiye tarafından baktığınız zaman işleyiş bu. Bu tür krizlerde çare bulamadığınız alan otel işletmeciliği.Yani otelin altına tekerlek takıp Yunanistan’a veya İspanya’ya taşıyamıyorsunuz. Ya kapatıyorsunuz, personelinizi çıkartıyorsunuz, bir takım önlemler alıyorsunuz. Bu yüzden biz ne yapıyoruz, otelcilik işletmeciliğini Türkiye’nin dışında da yapmaya başladık. İspanya İbiza, Karaibler, Amsterdam gibi noktalarda gerek satın alma gerekse işletmecilik yöntemiyle otellerimiz mevcut. Yani otelcilik tarafımızı da farklı sepetlere koymaya çalışıyoruz. Ama daha önce belirttiğim gibi Türkiye’nin turizmi iyi olsun, talep artsın. Türkiye’de de büyümek istiyoruz. Türkiye’nin potansiyeli var.
TURİZM BAKANI BİZİM İÇİN ŞANS
Kültür ve Turizm Bakanı ile Antalya’da gerçekleştirilen toplantıya da katıldınız. Bir talebiniz oldu mu? Oldu ise gerçekleşti mi veya yeni bir talebiniz var mı?
Sayın bakanımızın turizm sektöründen oluşu bizim için büyük bir şans. Turizm bakanının sektörden olması, hem acenteci, hem otelci olması büyük bir şans. Şu anda aslında turizmcinin beklediği geçtiğimiz kriz dönemlerinde hükümetin aldığı bir kararla KGF kredileri, turizmcinin hayatını kurtardı. Sektörün canlanması için uçak ve bir çok destekler verildi. Bütün yapılması gerekenler yapıldı. Sayın bakanımızın bu dönemde sonuçlandırdığı bir konu da otellerin tahsisi meselesi oldu. Tahsislerde şu anda 22 yıl gibi bir zaman kaldı. Süreler azaldığı için bu tahsis arazileri üzerinde bulunan otelleri için yatırım yapmıyorlar. Yenilemiyorlar. Oteller 22-23 yıllık oteller oldu. Eskidi ve renove edilmesi lazım. İnsanlar da geleceğin ne olacağını bilmedikleri için bu yatırımı yapmaktan imtina ettiler. Geldiler ve son noktayı koydular. Bu tahsislerin tekrar 49 yıllığına uzatılmasını onayladılar. Şimdi herkes gibi bizde Kemer’de bulunan bir otelimiz için Kültür ve Turizm Bakanlığı’mıza müracatımızı yaptık. Sanıyorum bu hükümet döneminde özel sektörden bir bakan atanması, işlerin hızlanması ve çok sürüncemede kalmaması için müteşebbüslerin önünün açılması bağlamındadır.
Rusya ile kriz bitti, sıcak ilişkiler kuruldu. Ancak Avrupa ile sıkıntılar devam ediyor. Siz de Avrupa’da bir çok ülke ile çalışıyorsunuz. Türkiye ile ilgili problemli ülkelerden alacaklarınızı tehsil konusunda zorluk yaşıyor musunuz?
Biz Hollanda kökenli bir firmayız ve bir sürü yatırımımız var. Hollanda ile yaşanan krizde, ‘Büyükelçiliğe bakanın alınmaması, işte orada köşe kapmaca oynanması, büyükelçinin geriye çekilmesi gibi bütün bu süreçte inanın; hiçbir Hollandalı, turizmci, devlet yetkilisi bu konuları söz konusu dahi etmedi. Halklar arasında hiç bir şey yok. Bunlar hükümetler arasında geçici çekişmelerdi denildi. İlişkiler iyileşsin diye Hollanda’nın Antalya Fahri Konsolosu Savaş Titiz bey tarafından 10 kişilik bir davete çağırıldık. Daha sonra öğrendim. Akıcı bir Türkçe konuşan Büyükelçi yardımcısı, karşımızda da bir ticari ateşe vardı. Hiç bir şey yoktu. Biz de Hollanda’da bulunan dünyaca ünlü tur operatörlerinin yetkililerini buradaki STK’lar ile birlikte Vali bey, belediye başkanı bir yemekte ağırladık. Bu krizlerin yaşandığı dönemde bile en büyük tur operatörünün başındaki yetkili bile herkes en iyi dileklerini iletti. Bu krizler hakikaten çok profesyönelce yumuşak bir geçişle idare edildi. Almanya’da keza öyle. Hiçbir zaman Almanya ile ilgili ne tur operatörleri ne de sektör tarafından her hangi bir negatif, ne yazılı basında ne de sosyal medyada negatif hiç bir şey konuşulmadı. Çabuk atlatıldı diye düşünüyorum. Muhakkak geri planda bir çok gelişme oluyor.
İÇ HAT REKABETİNE GİRMEK İSTEMİYORUZ
Corendon olarak iç hatlarda tarifeli seferler düşünüyor musunuz?
Hayır. Geçmişte bu işe soyunan fakat sıkıntı yaşayan çok hava yolu oldu. THY bu işi iyi götüren, bir de onun yanında bir hayli yol katetmiş özel firmalar var. Bu rekabetin içine pek girmek istemiyoruz.
ABD ile yaşanan kriz nedeniyle F35 uçaklarında yaşanılan benzer sıkıntıyı siz uçak alımınlarında BOEİNG firmasıyla yaşadınız mı? Yani sparişleriniz ile ilgili her şey yolunda mı?
Şu anda her hangi bir problem yok.
Corendon filosu genişliyor ve gençleşiyor. Son bir teslimatla yeni bir uçağa kavuştunuz. Gelişmeler ile ilgili yatırım planlaması nedir?
Boeing’in yeni nesil uçağı 737 Max 8’in teslimatı yapılan ilk Türk hava yolu şirketiyiz. 3 adet siparişimizin ilkini geçtiğimiz aylarda teslim aldık ve 17 saatlik bir uçuşun ardından Antalya’ya geldi. Uçağın motorları yüzde 20 yakıt tasarrufu sağlıyor ve ayrıca gürültü oranı da yüzde 40 düşük. Bu durum yolcu konforunu da yukarı çekiyor. Biz şirket olarak da ekonomisinden faydalanmaya çalışıyoruz. Bu uçakla birlikte mevcut uçtuğumuz destinasyonların yanında daha öteye gidecek şekilde operasyonumuzu genişletiyoruz.
Yıldıray Karaer, Gün Haber'den arkadaşımız Dursun Gündoğdu ile turizm üzerine sohbet etti
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
![]() Koç ![]() 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |
||||||||||||
|
||||||||||||
![]() |