Bodoslamadan girelim ve mesajımızı baştan verelim…
Oteliniz, kapısından içeri adım atan birisine iki farklı kimlikle görünebilir. Ya fıkır fıkır bir dişi gibi, ya da erat koğuşundan fırlamış bir genç irisi bir erkek gibi…
İkisinin ortası yok.
Kapıdan adım atan, kendisini ya çapkın, cevval, cıvıltılı bir kadının misafir edeceğini hayal eder, ya da bitirim bir kenar mahalle delikanlısının…
Ağır mı oldu?
Peki… Otellerinize bir de şu hakirin karalamalarını okuduktan sonra bakın.
Şu, her akşam adeta sığınak misali koştuğunuz eviniz var ya… O muhteşem mekana bir de farklı bir algı ile gidin bu akşam.
Evinizin her noktasına, o evi paylaştığınız harika insana, çocuklara farklı bir gözle bakın.
Yaşadığınız evi en ince detaylarına kadar inceleyin. O evi kanıksamış belleğinizi devre dışı bırakın.
Renk uyumunu. Her şeyin yerli yerinde oluşunu… Kadın ruhunu yansıtan pırıl pırıl zemini bir kez de bir yabancı gibi görün…
Akşamları duyduğunuz hoş geldin sözcüğünün evin bütünü adına sunulan bir kabul olduğunu göreceksiniz.
Ev dişidir. Davetkardır.
Bir otel de ya dişi, ya da erkek olabilir.
Erkek otellerde evin erkek çocuğu olmaktan beslenen kapris baskındır
Müşterisinden sevgi değil, itaat bekler…
Bir tek ‘Yat! Kalk! Çök! Sürün! eziyeti yoktur..
Erkek Otelde müşteriye karşı adı konmamış bir savaş vardır sanki..
Ezilirsiniz. Korkarsınız.
Dişi Otel uzun bir ayrılıktan sonra kavuştuğunuz ana evi gibidir. Kapıdan girersiniz ve bir an sonra kollarını açmış sizi bekleyen annenizi görecekmişsiniz gibi gelir.
Erkek otelde koltuklar ne kadar lüks olursa olsun, rahat edemezsiniz. Batar. İğreti durursunuz üstünde. Oraya ait olmadığınızı bağırır sanki.
Dişi otelde tahta sandalyelere de oturursanız, sandalye siz oturur oturmaz tahtalıktan çıkar, pamuk yığınına dönüşür.
Erkek otelde otorite yerdeki mermerlere kadar sinmiştir. Ayakkabınıza saklanmış bir kum taneciğinin yerleri çizmesinden korkarak yürürsünüz.
Dişi otelde bir köşeye oturup bağdaş kuracak kadar teklifsiz olabilirsiniz. Mekan sizindir, siz de mekanın
Erkek Otelde sınırlarınızı kurallar çizer. Odanın en görünür yerinde hayatta kalma kılavuzu gibi gözüne sokulur insanın. Okursunuz. Yola çıktığınızda, her kilometrede biraz daha özgürleşen ruhunuz otele vardığınızda kurallar hücresine tıkılır.
Dişi Otel özgürleştirir. Kanatlandırır. Kapılar, duvarlar, pencereler bir zaman sonra yok olur, kendinizi uçsuz bucaksızlıkta duyumsarsınız.
Dişi otelde, dinlediğiniz müzik az sonra bir Arjantin dilberinin gelip sizi tangoya kaldıracağı hissini uyandırır. Ya da bir Viyana asilzadesi ile vals’e kalkacaksınızdır.
Salonlardan taşıp gelen Vivaldi’nin Dört Mevsimi lobide oturanlarda ‘ Kadifeden kesesi/Kahveden gelir sesi ‘ etkisi yapıyorsa, bir erkek otelde olduğunuzdan emin olun.
Yemeklere kadar sinmiş bir ter kokusu fark ederseniz, erkek bir otele geldiğinizi anlayın. Servis erkekçedir. Sunum erkekçedir. Masadaki takımların yerleşmesi de öyle.
Dişi otelde iştahınız artar. Acıktığınızı hissedersiniz. Sunum muhteşemdir. Sunumun altı lezzetle doldurulur.
Süs olsun diye sağa sola serpiştirilen çiçeklerin gölgelerinden sakal bıyık gibi imgeler oluşturursa bilinçaltınız, evet, maço bir oteldesinizdir.
Tatile yalnız gelmişseniz, köşeler, mekanları süsleyen objeler, tavan, ışıklandırma belli belirsiz bir yalnızlık duygusunu bedeninizin her yerinde hissettiriyorsa, O’nu özlüyorsanız, dişidir otel.
Dişi otel duyguları çarpıştırır. Özlem, yalnızlık, tek başına tatile çıkmanın suçluluğu hücrelerinizde şimşekler çaktırır
.
Dişi otel duygudur. Erkek otel imajdır.
Dişi Otele çift gelmişseniz, akşamın bir an önce olması için sabırsızlanırsınız. Odanız yaşayacağınız mutluluğu gölgeleyecek bakışlardan koruyan bir sığınaktır.
Erkek otelde kapı deliklerinden bile kuşkulanırsınız. Perdeleri sıkı sıkıya kapatırsınız.
Dişi otel, düşünce aşamasından açılışa kadar her sürece kadın elinin egemen olduğunu anlatır. Yatırım projesinin ilk konuşulduğu andan itibaren her noktaya sinen kadın kokusunu koklarsınız. Dişi bir çekiciliğin davetkarlığı damgasını vurur bütüne.
Erkek otelin inşaatının her anına erkekler damgasını vurmuştur. Proje, sigara dumanına boğulmuş odalarda, yarım bırakılmış çay, kahve fincanları arasında, bağırış çağırışlarla hayata geçirilmiştir. İnşaat aşamasındaki argo iletişimden baki kalan sözcükler yankılanır koridorlarda, lobbyde, bahçede.
Açılıştan sonra bu damganın silinmesi zordur. Kurumsal yapıda sürer etkisi. Konaklamanızın başından sonuna kadar ya bangır bangır erkek sesi çınlar kulaklarınızda, ya cıvıltılı bir kadın sesi.
Dişi Otelde konaklayan kadın hemcinsinin başarısını paylaşır. Erkek kadınsı çekiciliğe tav olur. Çocuk anne kucağı ile bağlantı kurar.
Erkek Otelde konaklayanlar ilk günden hata aramaya başlar. Bulur da. Erkeğin milyon yıllık geçmişten arta kalan saldırgan içgüdüsü hep ayaktadır konaklama sonuna kadar.
Dişi otel gidenin tekrar tekrar gelmek istediği, ayrılırken götürdüğü anılara karşılık kalbinin bir parçasını rehin bıraktığı yerdir.
Erkek otele geçerken uğranılıp kısa bir mola verilir. Hepsi bu.
İz bırakmaz.
Sizin oteliniz erkek mi? Dişi mi?