Efendiler... Antalyalı o çocuklara kıymayın...

Antalya’da, Milli Eğitim ile Gençlik ve Spor Bakanlığı il müdürlükleri dün ortaklaşa bir kayak yarışı düzenledi.

Amaç, Antalya’daki çocuklar arasından, ulusal çaptaki yarışmaya Alp Disiplini ve Snowboard dallarında kayakçı göndermekti.

Bu yarışmada yaşananlardan ve bize anlatılanlardan anladık ki, devlet kurumlarınin bile birbirlerine güveni kalmamış, sistem çürümeye yüz tutmuş…

Çocukların ve gençlerin, birinin adında ‘eğitim’, diğerinin adında ‘spor’ olan iki kurum tarafından devlete nasıl düşman edileceğinin adeta bir provası yapılmış Saklıkent’te...

Elemelere büyük bir heyecan ve umutla katılmayı uman 34 çocuktan 13’ü, ellerinde Milli Eğitim Müdürlüğü’nün verdiği resimli sporcu lisansı olmasına rağmen, nüfus kimlik kartlarında fotoğraf olmadığı için yarışmalara sokulmamış.

15-16 yaşlarındaki bu 13 çocuğun düştüğü durumu, yaşadıkları hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz?..

Ellerinde fotoğraflı lisans belgesi, yanlarında beden eğitim öğretmenleri olduğu halde, adında ‘Gençlik’ olan bakanlığın görevlilerine o lisansın kendilerine ait olduğuna inandıramamış, ikna edememişler.

O sırada velilerden biri çıkıp, kimlik yoklaması yapan bakanlığın temsilcisine, “Siz çocuklarımıza resimli nüfus kimlik kartını soracağınıza, kendi bakanlığınızı telefonla arayıp, ‘Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya’ya lise diplomanızın sahte olduğu ortaya çıkmış, doğru mu?’ diye sorsanıza” dememiş mi?..

Başka bir veli çıkıp, bu kayak organizasyonu yapan kurumlardan Antalya milli eğitimin başındaki kişinin şaibeli bir soruşturması bulunmasına rağmen, yakınlarda il müdürlüğü koltuğuna oturduğunu hatırlatmamış mı?..

Diğeri, “Kendisi milli eğitimin başına atarken, eşinin de sınav koşullarına uymadığı halde akademisyen yapıldığı doğru mu?” diye sormamış mı?..

Akseki ilçesi’nde, bir ilkokula ataması yapılan kadın öğretmenin diploması sahte çıkmadı mı bu memlemekte?..

Bugün öğrencilerin kimlik kartında resmi yok diye yarışmaya alınmasına engel olamayan, kendi verdiği lisansa sahip çıkamayan bir milli eğitim, o zaman sahte öğretmeni sistemin içine niye sokmuş, niye eğitim verdirmiş.  

Sizi işgüzarlar sizi…

Hiçbirinizin yatacak yeri yok…

Antalya okullararası kayak il birinciliğinde, çocuklara, gençlere, yayınladıkları broşürdeki uyarıyı gösterip, “Kimliğinizin fotoğrafı yok, sizi yarışmaya almamız kurallara aykırı’ diyenler;

Saklıkent’te yarışlar sırasında ambulans olmaması da, kurallara aykırı değil mi?..

Yarışmacıların göğsünde numara olmamasını nasıl izah edeceksiniz?..

Yarışmalara kronometre, telsiz tahsis edilmemesi, forma getirilmemesi ne demek oluyor?..

Yani, bir yarışta, “Finiş”  yazan afiş olmaz mı?..

O bile yokmuş…

Hangi bir eksikliği sayayım…

Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan kim varsa o gün, bir tek kendilerini getirmişler, Saklıkent’e…

Sonuçta, ellerinde milli eğitimin verdiği resimli sporcu lisans kimliği olmasına rağmen, nüfus kimliğinde resmi olmadığı için yarışmaya dahil edilmeyen 13 çocuk o gün bu sisteme küstü.

Yasaklı 13 çocuk arasında, Gençler B Kategorisi için yarışacak, 15-16 yaş grubundan 4 çocuk da bulunuyordu.

Hiçbiri dünkü yarışa giremediği ve Gençler B Kategorisi yarışı iptal edildiği için bu branşta Antalya ulusalda yarışamayacak.

Sayın vali, duruma acilen el koymanız şart…

Bakın, pazartesi günü bu elemelerin devamı olacak…

Gelin, dünkü yarışa alınmayan bu çocukları pazartesi günü yarıştırın…

Hem çocuklar devletine küsmesin, hem Antalya ulusal yarışmada temsil edilsin.

Yarışmaya katılan, öğrenci, öğretmen ve velilerden bir grup...