Asıl meslekleri yangın söndürmekle yükümlü olan itfaiye erleri, yaşanan deprem, sel, trafik kazası, patlama, çökme ve çığ gibi olaylarda ön safta yer alıyor. İtfaiyenin özdeşleştiği "yangınla mücadelenin" 3 temel amacı olan hayat kurtarmak, mal kurtarmak ve çevreyi korumak gibi verilen tüm görevi harfiyen yerine getiriyor. Genel olarak görevi hayat kurtarmak olan itfaiye erleri bunu 'Asrın felaketi' olarak nitelendirilen depremde bir kez daha ortaya koydu. Meslek yaşamları boyunca sürekli eğitim ve tatbikat yapan itfaiye erleri başkalarının hayatını kurtarmak için kendi canlarını hiçe sayan birer isimsiz kahramanlar.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat günü yaşanan 2 büyük deprem 11 ilde yıkıma neden oldu. O ilerden biri olan Malatya'da 2 bine yakın kişi hayatını kaybederken, binin üzerinde bina yıkıldı. Hasar tespit çalışmalarında ağır hasarlı, acil yıkım kararı alınan ve yıkılmış toplam bina sayısının 40 bini geçtiği belirlendi. Yıkım kararı alınan birçok bina kontrollü olarak yıkılıyor. Kentte enkaz kaldırma çalışmaları aralıksız sürüyor. Yaşanan artçı depremlerde ağır hasarlı binaların kontrolsüz yıkılması nedeniyle yetkililer, halkı dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Malatya İtfaiyesi, depremin ardından enkaza müdahale edip yaralı çıkaran ilk ekiplerden biri oldu. Depremin ardından toplanan personel, kentte yıkılan binaların enkazında arama kurtarma çalışması yaptı. Depremin ilk günlerinde itfaiye ekiplerince enkazdan 500'e yakın kişi sağ çıkarıldı. Kurtarma çalışmasında yaşanan artçı depremlerde bazı itfaiye erleri depremzedelerle birlikte enkazda kaldı. Kendi ya da arkadaşlarının yardımları ile çıkan itfaiye erleri, enkazda son canlı kalana kadar yurt içinden ve dışından gelen ekiplerle çalıştı.
'Asrın felaketi' olarak adlandırılan depremde görev alan kahraman Daire Başkanı ve itfaiye erleri, gözleri dolarak o günleri şöyle anlattı:
Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanı Mustafa Katipoğlu, "Deprem anında ve sonrasında defalarca ölümle burun buruna geldik. Ama hiç yılmadan enkazdan canlı kurtarmak için canımızı hiçe saydık. Tüm itfaiye erleri bana göre isimsiz bir kahraman. Enkazdan canlı kurtarmak için kendi canlarını hiçe saydılar. Yaşanan artçı depremlerde enkazda kaldılar ama yine kurtarmaya devam ettiler. Asrın felaketi olan depremde gücünün çok üzerinde çalışan arkadaşlarımı tebrik ediyorum" diye konuştu.
İtfaiye eri Yunus Özcan, "İkinci depreme enkazın üzerinde yakalandım. Hamile bir kadını kurtarırken, onu dışarıya çıkardıktan sonra tekrar bir tane çocuğu almaya girdiğimde deprem meydana geldi. O çocuğu çıkardıktan sonra göçüğün altında kaldım. Sonrasında arkadaşlarımız yardımıyla dışarı çıkartıldım ve kaskım falan her şeyim içeride kalmıştı. Ufak bir yara aldım ama onlar önemli değildi, önemli olan ne kadar enkaz altında kalan varsa onları çıkartmak için bayağı bir gayret içerisindeydik" dedi.
Önlem Denetim Şube Müdürü Ömer Çoban "Daire Başkanımız Mustafa Katipoğlu bizi önce organizasyonda görevlendirmişti. Daha sonra ekip alanda birçok enkazda olduğu için başkanım yukarıdan bağırdı, 'bir yerde bir canlı var, ekipten bir arkadaş lazım' diye. Sağımıza solumuza bakmadan, 'biz buradayız' demek nasip oldu bize. Acil olarak gittiğimizde 4 yaşında bir kız çocuğunu enkaz altında sesini aldık. Babası oradaydı. Yanımızda 7 katlı bir bina vardı. Kız çocuğunu oradan aldıktan sonra ikinci depreme yakalandık. Annesini alamadık. Arkadaşlarımdan birkaç tanesi hafif yara aldı ama o hengamenin, o tozun dumanın içerisinde rabbime binlerce kez şükürler olsun bizi sağ olarak çıkardı. Zor bir durumdu memleketimiz için ülkemiz için. Binlerce kez şükürler olsun ki ikinci depremin başlangıç anından saniyeler öncesinde biz o kız çocuğunu canlı olarak alabildik, fakat annesini ikinci depremde yanımızdaki 7 katlı binanın üzerimize çöktüğü için alamadık" diye konuştu.
İtfaiye eri Serkan Şalva, "Depremin ilk saatlerinden itibaren enkazda görev aldık. Canla başla vatandaşlarımızı çıkartmaya çalışırken ikinci deprem meydana geldi. O sırada tüneli kazıp içeriye girdiğimizde baba-oğul vardı, yaşıyorlardı. Çocuğu çıkardığımız esnada deprem meydana geldi. Zar zor çocuğu deprem sırasında dışarıya çıkarttık maalesef babası içeride kaldı, bizimde sağ ve solumuzdaki binalar yıkıldı" dedi.
İtfaiye 2'inci Ekip Amiri Akif Kazancı "Saat 04.17'de evimizden çıktıktan sonra çoluk çocuğumuza, 'Allah'a emanet olun' dedik ve görevimizin başına koştuk. Sivas Caddesi'nde bir enkazdaydık. Hava aydınlanmadan 4 kişiyi çıkarmıştım. O süreç devam ederken saat 13.00 sularında yine aynı binanın 5'inci katından tünel yapmak süratiyle 4'üncü katına indik. Orada bir iki yaşlı çiftimiz ve 1 vatandaş ile 1 çocukları vardı. Orada 4 kişiye ulaştık, hatta ulaştığımızda küçük çocuk, kumlar arasında boğulmak üzereydi. Üçüncüyü çıkarırken ikinci depreme yakalandık. Zaten bina o kadar oturmuştu ki bizim üstümüze çöken kısmı çok fazla olmadı. Biz 3'üncü kişiyi alıp, geldiğimiz anda bitişikteki 3 bina bulunduğumuz enkazının hemen önüne çöktü" diye konuştu.
İtfaiye 2'inci Ekip Amiri Hamit Bahçalı, "Emeksiz Caddesi'ndeki enkazda kaldık. İlk anne ve kızını aldıktan daha sonra içeriye yeniden girdik. İçeride sallantı başlayınca dışarıya çıkmak zorunda kaldık ve aşağıya doğru koşarken, saniyelerle rabbim yardım etti, bina önümüze çöktü. Tekrar yukarı döndük arkadaşlarla beraber, yukarıdaki bina da çöktü, rabbim hiç kimseye yaşatmasın. Zor bir süreçti, zor bir durumdu" dedi.
Taha AYHAN, (MALATYA), (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |