Memorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban güneş ışınları sebebiyle oluşan cilt lekelerinin tedavisi hakkında bilgi verdi.
Koyu renkli lekelerin, deriye renk veren “melanosit” adı verilen hücrelerin değişik nedenlerle sayısının veya renk maddesi üretiminin artmasının sonucu oluştuğunu belirten Uz. Dr. Çoban; bu nedenleri, “Özellikle cilt yüzeyine uygulanan ağda, lazer gibi tahriş edici işlemlerden sonra güneşte kalmak; bronzlaşmak amacıyla yıllar boyu güneş ışığı veya solaryum ışığına maruz kalmak; gebelik durumu, doğum kontrol ilaçları; yara ya da yanık sonrası yeni iyileşen deride dokunun reaksiyonu” olarak sıraladı.
Peeling için en uygun mevsim; Kış
Güneşin leke oluşumunda önemli bir rol oynadığının altını çizen Uz. Dr. Çoban, “Bu nedenle leke oluşumunu engellemekte güneşten korunma büyük önem taşır. Gebelik ve doğum kontrol ilaçlarının kullanımında; yaz mevsiminde deniz, havuz, piknik, gibi açık hava aktiviteleri sırasında; ağda gibi depilasyon işlemlerinden sonraki günlerde güneşten sakınmak ve güneş koruyucu ürün kullanmak önemlidir.” diyerek deriyi tahriş eden peeling gibi uygulamaların yazın yapılmaması gerektiğinin de altını çizdi.
Tedavide “Fraksiyonel Lazerler” büyük başarı sağlıyor
Uz. Dr. Çoban oluşmuş lekelerin tedavisinde mutlaka dermatoloji uzman doktorlara başvurulması gerektiğinin altını çizerek lekenin oluş şekline, lekenin yapısına, cilt rengine ve mevsime göre oluşturulacak tedavi planında sabırlı olunması gerektiğini söyledi ve şu bilgileri verdi: “Leke tedavisinde ilk adım, tedavi boyunca güneşten korunmanın devam etmesidir. Hastaların bir kısmında bazı leke açıcı kremler yeterli olurken bazı hastalarda peeling veya lazer gibi işlemlere ihtiyaç duyulur. Bu amaçla en sık uygulanan işlem, meyve asitleri ile yapılan glikolik asit peelinglerdir. 2-4 hafta aralar ile yapılan peelingler derinin üst tabakalarındaki lekeli bölgenin pullanıp dökülerek soyulmasını sağlarlar. Peelinglere göre daha derin bir soyulma gerektiği zaman ise fraksiyonel lazerler kullanılmaktadır. Fraksiyonel lazerler, son yıllarda deriyi soyma işleminde, hekime ve hastaya büyük kolaylık sağlamıştır ve hemen hemen her leke türünde oldukça yararlı olmaktadır. Fraksiyonel lazerler dışında 532, 540 ve 570, 1064 nm dalga boyuna sahip lazerler de deride soyulma yapmadan sadece leke bölgesine etki ederek çil ve yaşlılık lekesi şeklindeki bazı lekelerin tedavisinde kullanılmaktadır.”