Dursun GÜNDOĞDU yazıyor...
CHP’liler konuyu çok iyi biliyor. Biz siyasete biraz uzak insanlara meseleyi özetleyerek anlatalım.
Ağırlıklı olarak CHP eski genel sekreteri Önder Sav’ın başını çektiği şu anki yönetime muhalif grup , ‘Tüzük Kurultayı’nın toplanması için imza topladı. Kılıçdaroğlu ise buna ‘evet’ dedi, ancak onlara verdiği tarihten birkaç gün önce bir kurultay daha topladı.
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesi Önder Sav’ın hoşuna gitmedi ve bu ilk kurultaya katılmayacaklarını açıkladı. Bu kez tüm gözler Deniz Baykal’a çevrildi. Yeni tüzük taslağında önerdiği değişikliklerin yapılmayacağını anlayan Baykal’da katılmadı. Fakat, Kılıçdaroğlu yeterli imzayı toplamayı başardı.
İşte, Kılıçdaroğlu’na güç veren bu imzacılar arasında, Antalya İl Başkanı Özer Ülken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Baykal’ın iki dönem belediye başkanı adayı yaptığı Muhittin Böcek ile Süleyman Evcilmen ve son seçimde milletvekili seçtirdiği Gürkut Acar da vardı.
Bu imzacılardan Akaydın’ın uzun süreden beri Baykal’a yakın durmadığı biliniyordu. Onun için imzası şaşırtmadı. Gürkut Acar’ın da seçildikten sonra Baykal’dan yavaş yavaş uzaklaşıp genel merkez limanına sığındığını sağır sultan bile duydu.
Baykal genel başkanlıktan istifa ettikten sonra en hızlı savunucuları olan Ülken, Evcilmen ve Böcek ise imzalarıyla eski genel başkanlarına soğuk duş aldırdı.
Aslında Böcek’in de Baykal ile Kılıçdaroğlu arasında gidip geldiği biliniyordu. Kılıçdaroğlu ile en çok samimiyeti olan Antalyalı belediye başkan olarak onun adı geçiyordu. Fakat yine de, kamuoyu, kendisini 2 kez belediye başkanlığı koltuğuna oturtan Baykal’a karşı tavır alacağını tahmin etmiyordu.
Berlin’deki ITB Turizm Fuarı’na giderken Akaydın ve Böcek aynı uçaktaydı. Başbaşa yarım saati aşkın sohbet ettiler. Fuar alanında da hep yan yanaydılar.
Bir ara fırsat bulup Böcek’e sorduk; “Tüzük Kurultayı’na imza vererek Baykal’a ihanet etmiş olmadınız mı?”
“Neden ihanet olsun ki” diyerek şöyle cevapladı soruyu;
“Ben CHP’den belediye başkanıyım. Genel merkezin çağrısı üzerine kurultaya gittik ve imza attık. Bundan doğal ne olabilir ki?.. Asıl imza atmamamız yanlış olurdu.”
Bu kez “Peki, Deniz Baykal, kurultay öncesi sizinle imza atıp atmama konusunda bir görüşme yaptı mı?” diye sorduk. “Hayır, aramadı” cevabını verdi.
Baykal’ın imzadan sonra arayıp aramadığını, sitem edip etmediğini merak edip, bunu da sorduk. Baykal aramamış.
Böcek, birinci kurultaydan sonra ikincisine de herkesten önce gidip imza verdiklerini hatırlatıp, “Birincisi genel merkezin çağrısı üzerine yapılan kurultaydı. Gidip imza attık. İkincisine de gitmemezlik etmedik.”
Şimdiii, gelelim kıssadan hisseye; Antalyalı imzacılar meseleye olağan yaklaşıyorlar. Olması gerekeni yaptıklarını söylüyorlar. Amaaa, Baykal’a yakın grup ise bu görüşte değil. Bunun Baykal’a karşı bir duruş olduğunun altını çiziyorlar.
Bir başka yorum ise şöyle; “Başkanlar, Kılıçdaroğlu’nun bundan böyle, Antalya’daki adaylık konusunu Baykal’a bırakmayacağını düşündüler ve genel merkeze sempatik görünme konusunda ilk adımı attılar.”
Şimdi merak edilen; Deniz Baykal her Antalya’ya gelişinde kendisini karşılayan, gezilerine katılan bu belediye başkanları yine aynı tavırlarını sürdürecek mi?.. Baykal’ı karşılayacaklar mı?.. Birlikte gezecekler mi?..
Aynı geleneği sürdürmek isterlerse Baykal ne yapacak?.. Bu başkanlara karşı bir tavır sergileyecek mi?..
Bekleyip göreceğiz.