Altı yıllık avukatlık, beş yıllık da siyaset geçmişisiniz var. Siyasete başlangıcınız ve gelişimi nasıl oldu?
İşe başlamamla partiye başlamam yakın dönemlere denk geldi, zaten Selçuk Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda da siyasete ilgiliydim, alt yapım var. İşe başlayınca bir yerlerde bulunma zorunluluğu hissettim. Mesleğim de siyasette yer almaya uygun, bundan sonra daha yoğun geçecek. Avukatlık ve siyaset birbirini tamamlayan alanlar, ikisi de hayatın içinde. Meslek alanında siyasetten uzak kalmak mümkün değil.
İş, siyaset, evlilik; hepsini idare etmek zor olmuyor mu?
Eşim meslekten değil turizmle uğraşıyor ama beni anlayışla karşılıyor ve destekliyor. Çok planlı programlı çalışmak zorundayım. Normal hayatta kadın evinde, işinde başarılı olmak zorunda ve iyi bir anne olmak zorunda. Çocuğum yok, artık seçimlerden sonra, benim için şimdi sadece iş var ve başarılı olmaya çalışıyorum.
Kadınları çalışma hayatında nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunu kadın erkek anlamında ayırmak istemiyorum bu kadına değil, bireye bağlı bir durum. Kadınlar bazı noktalarda erkeklerden daha güçlüler, bu noktaya daha çok yönelirlerse başarılı olabilirler. İş dünyası bir anlamda erkek dünyası onun için kadınların daha çok çaba sarf etmesi gerekiyor. Genç yaşta çalışamayan kadınlar var, onları destekliyoruz, sanat öğrenmeleri gerekiyor. Mesleki açıdan kadınları yönlendiriyoruz, burası sadece parti değil bir okul da aynı zamanda.
Türk kadınını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olması gerektiği yerde değil, Başkanımız il meclis toplantısında kadınların siyasette daha fazla yer alması gerektiğini söyledi. Zaten mecliste şuan en fazla kadın milletvekili sayısı bize ait, bundan sonraki dönemde de kat be kat artacak, Başbakanımızın bu konuda özel bir hassasiyeti var. Kadınlar ne kadar çok temsil edilirse o kadar seslerini duyurabilecekler. Mecliste sayımız artacak, planımız bu.
Başbakan kadınların siyasette daha fazla yer alması gerektiğini söylemiş, fakat Başbakan’ın üç çocuk yapın demesi kadını eve daha çok bağlamıyor mu?
Birbirinden farklı alanlar olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda sosyal sağlık yasaları kadınların yönünde gelişti, doğum önce sonra izni, süt izni gibi… Planlı olduktan sonra, yasal imkanlardan faydalanıldığı sürece kadınların çocuk yapması işine bir engel değil. Kadınlara karşı pozitif ayrımcılık yasası kabul edildi, Türk kadınının AK Parti döneminde çok fazla kazanımları var. Kadının rolü toplumda çok zor, bireyin kendini geliştirmesi gerekiyor.
Antalya’dan kadın milletvekili çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Evet düşünüyoruz. Aday adaylığı süreci başlamadı ama adayları çok iyi destekleyeceğiz. Genel merkezden çıkacak karar da önemli ama burada en önemli karar başkanımızın, büyük şehirlerde kadın adayları üzerinde durulması konusuna önem veriyor, Antalya’dan da aday adayı çıkacağına eminim. Özellikle büyük şehirlerde bu çalışmaya önem verilecek. Teşkilâttan ya da bağımsız isimler var ama herşey aday adaylığı başvurusu başlayınca belli olacak. Öncelikli hedefimiz Antalya’dan birinci parti çıkmak, bunun için de kadınlarımız ne kadar fazla yer alırsa o kadar iyi olur. Türkiye’de hiçbir partide olmayan kadar kadın üyeye sahibiz, Antalya’da aynı şekilde. Emekli, çalışan, genç, birçok sektörden üyemiz var, teşkilâtımız çok güçlü.
Başbakan yerel seçimlerde Antalya’yı kaybettiği için çok üzüldü, Antalya için özel bir çalışma sisteminden bahsetti mi?
Antalya için ekstra bir çalışma sistemi yok. Her zamanki gibi profesyonel çalışacağız. Başbakanımız Antalya’yı kaybetmekten üzüldü ama motivasyonunu hiç düşürmedi. Hedefimiz Antalya’da birinci parti olmak.
Yerel seçimlerde AK Parti Antalya ilçelerinin kayıp verme nedenini neye bağlıyorsunuz?
Birçok sebep var, bizim sıkıntılı olduğumuz bazı bölgelerde kemikleşmiş görüşler var. Kalkınmayı, ilerlemeyi, hizmeti göremeyen, değişime gözlerini ve algısını kapatmış kesimler olabiliyor. Bunun sıkıntısı oluyor, Antalya’nın özel durumlar var, bundan bir sebep olabilir. Anlamak istemeyenler olabiliyor.
Antalya AK Parti kadın üyelerinin kaçı türbanlı?
Yüzde otuz vardır diye tahmin ediyorum, bunu veri olarak veremem ama yarısından azı türbanlı. Türbanlı türbansız diye bir ayrım yapmak istemiyorum benim için hepsi aynı, değer anlamında siyasi anlamda fark yok. Biz ayrım yapmayan kucaklayıcı bir partiyiz.
Üniversite öğrencileri için, resmi kurumlarda çalışanlar için türban konusunda çok sıkıntı yaşanıyor. Türban’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Okurken türbanlı arkadaşlarımız vardı, çok sıkıntı çektiler, çok kötü muameleye maruz kaldılar tabi. Bu konuda önemli bir insan hakları ihlali var, inşallah bu sorun olmaktan çıkar. Sorunun ortadan kalkması için yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Çok hassas bir konu, aslında bu problem gibi gösterilmek isteniyor, böyle olduğunu düşünmüyorum. Aslında tabanda böyle bur sorun yok, bu yapay bir algı yaratma çabası. Vatandaşın gündeminde böyle bir sıkıntı yok zaten. Normal olan sokaktaki insanın algısı.
AK Parti’nin bazı çalışmalarının muhafazakarlaşma olarak görülmesi, mahalle baskısı gibi konular vardı son dönemlerde, siz ne düşünüyorsunuz?
Ben de mahalle baskısı hissediyorum, ama benimki tam tersi istikamette. Antalya gibi bir yerde ben de AK Parti’li olduğum için mahalle baskısı görüyorum. Bunun nasıl açıklayabilirsiniz? Böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Kendi sosyal çevremde, başka kesimlerde AK Parti’ye karşı farklı bir bakış açısı olduğu için benim gibi modern görünümlü kadınların bu algıya dahil olamadıkları şekilde bir görüş var. Gayet modern, entelektüel, eğitimli birçok bayan AK Parti’ye dahil olmaktan sakınca duymuyor. Antalya özelinde tam tersi bir baskı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de böyle bir baskı olmadığını düşünüyorum, Antalya özelinde bir böyle bir baskı görüyorum.
Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Dr. Orhan Çeker’in “dekolte giyene tecavüz ederler” sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kendi şahsi görüşüdür, üniversiteye ya da birime mal edemeyiz. Çok yanlış bir değerlendirme.
Antalya turizm açısından alternatifleri arttıran bir şehir. Türbanlı kadınların sahillerde daha rahat olabilmeleri için özel bir plaj talebi var mı, böyle bir çalışma olabilir mi?
Turizm sektörüne devletin müdahale etme durumu yok. Serbest bir sektör, böyle bir talep varsa değerlendirebilir. Böyle bir talep varsa turizmciler değerlendirebilir. Bizim de böyle bir yetkimiz yok, özel sektöre kalmış bir durum. Antalya’da böyle birkaç otel vardı sanırım.
(Röportaj: Ferhan Bozkaya)