Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılan AK Parti İl Gençlik Kolları Kongresi'ne telekonferans sistemiyle bağlanarARK 20 dakika süren bir konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan'ın salona bağlanmasıyla birlikte salonda bulunanlar AK PArti Gençlik Kolları üyesi AK Parti'ye ait şarkıyı hep bir ağızdan söyledi. Başbakan Erdoğan, "AK Parti İstanbul İl teşkilatımızı, AK Parti İl Gençlik Kollarımızın tüm mensuplarını, İstanbul gençliğini, ülkemdeki tüm genç kardeşlerimi buradan sevgiyle saygıyla selamlıyorum" diyerek sözlerine başladı.
AK Parti İl Gençlik Kollarının 3. Olağan Kongresi'ne başarılar dileyen Erdoğan, "Gençlik kollarında çalışmış mücadele vermiş tüm arkadaşlarımı yürekten kutluyor her birine şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bugün aranızda bulunmayı, oradaki heyacanı coşkuyu sizlerle birlikte yaşamayı çok arzu ediyordum. Ancak bildiğiniz gibi 26 Kasım 2011'de geçirmiş olduğum operasyonun nihayi aşaması ve rutin parçası olan son durum nedeniyle doktorlarımızın tavsiyesiyle evimde istirahate devam ediyorum" dedi. Başbakan Erdoğan geçmiş olsun temennilerini ileten herkese "Şükran ve minnet duygularımı ifade ediyorum" diye konuştu.
"AK PARTİYİ MİLLET KURMUŞTUR"
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz hafta içinde zaten çalışmalarımıza kısmen başladık. İnşallah bu hafta itibariylede rutin mesaimize başlayacak millete hizmet mücadelemizi devam ettireceğiz. 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurduğumuz günden bugüne kadar her fırsatta, her zeminde, her platformda üzerine basa basa bazı altını kalın çizgilerle çize çize ifade ettiğim bazı hususları burada özellikle siz genç kardeşlerime bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Kardeşlerim 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi, millet kurmuştur. AK Parti'nin harcını karmıştır, tuğlasını millet döşemiştir. AK Parti'nin kilimini millet dokumuş, AK Partinin hamurunu millet yoğurmuştur. AK Parti milletin partisidir. Yegane sahibi millet olan bir siyasi parti yegane efendisi millet olan siyasi bir harekettir. AK parti yoksulların partisidir. AK Parti yolda kalmışların, fakir fukaranın garip gurebanın partisidir. AK Parti Eyüpte'ki işçinin, Kağıthanedeki yoksulun, Bakırköylü esnafın, Pendik'te zanaatkarın Çatalca'da sanayicinin Üsküdar'da öğrencinin Sarıyer'de hanımkardeşlerimizin, Fatih'te gençlerin partisidir. AK Parti 81 vilayette Türkün, Kürdün, Çerkezin, Boşnağın, Lazın Arabın, Gürcünün, Romanın Sunninin, Alevinin kısacası tüm etnik grupların, tüm inanç gruplarının, tüm renklerin partisidir. AK Parti Gazzede'ki, Bağdattaki, Saraybosna'daki, Trablustaki Kahire'deki, Şam, Halep'teki mağdurların oradaki kardeşlerimizin umudu bir partidir."
"AK PARTİ BELLİ ZÜMRELERİN PARTİSİ DEĞİLDİR"
"AK Parti belli zümrelerin partisi değildir" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"AK Parti seçkinlerin partisi değildir. AK Parti belli çevrelerin hele hele çetelerin partisi hiç değildir. Şunu herkes bilsin ki, AK Partiyi nasıl millet kurduysa, ona istikamet çizen, rota çizen, kılavuzluk edende sadece ve sadece millettir. Milletin mahşeri vicdanıdır. Ortak akıldır. Bizim milletin huzurunda boynumuz kıldan incedir. Onun haricinde hiçkimsenin huzurunda eğilmeyiz. Hiçkimsenin önünde boynumuzu bükmeyiz. Kimseye eyvallah demeyiz. Biz üzerimizde milletin emanetini taşıyoruz. Biz her zaman diyoruz. Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye razıyız. Biz hiçbir zaman AK Parti'nin politik kazancını düşünerek basit siyasi hesaplarla hareket etmedik. Her zaman Türkiye'nin menfaatini, Türkiye'nin selametini düşünerek hareket ettik. 9 yıl boyunca milletten aldığımız güç ve yetkiyle milletin emanetine uzanan elleri elimizin tersiyle ittik. 9 yıl boyunca kirli senaryoları deşifre ettik. 9 yıl boyunca demokrasiye müdahele girişimlerini boşa çıkardık. 9 yıl boyunca çetelerle yılmadan yıkılmadan mücadele ettik. Bugün Türkiye demokratikleşiyorsa, şeffaflaşıyorsa, çetelerle karanlık odaklarla, terör örgütleriyle amansız bir mücadele veriliyorsa bu tamamen AK Parti iktidarının, kararlı iradesinin, cesaret ve azminin bir neticesidir. Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesi sadece iktidar partisinin değil tüm partilerin, sivil toplum örgütlerinin medyanın iç dünyasının tek tek tüm vatandaşların içinde yer almaları gereken bir süreçtir. AK parti değişim ve demokratikleşmenin, lokomotif hareketi olarak tarihi bir sorumluluk üstlendi."
"SEÇİLMİŞLERİ ATANMIŞLARA KUL ETMEYİZ"
Erdoğan, "AK PArti yolundan saptırmaya yönelik her türlü girişim, Türkiye'nin rotasına müdahale anlamına gelir. Demokraside, yasamanın yürütmenin yargının yetkileri ve sınırları bellidir. Sınırıları aşan her türlü girişim, yetki gaspıdır. Millet iradesinin çiğnenmesidir. Gücünü milletten almayan, milletle aynı yöne aynı istikamete bAKmayan her girişim millet nezdinde Anayasa ve yasalar nezdinde gayrimeşrudur. Biz bu ülkede gayrimeşruluğa izin vermeyiz. Hiç bir zaman seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz" diye konuştu.
"HİÇKİMSE KRİZ DUASINA ÇIKMASIN"
Erdoğan, şöyle devam etti:
"9 yıl boyunca gerek yasama, yürütme ve yargının gerek kurumların uyum ve koordinasyon içinde çalışabilmesi için tam bir hassasiyet içinde olduk. Reformlarla uyguladığımız kararlı politikalarla gerçekleştirdiğimiz sessiz devrim niteliğindeki değişim ve dönüşümle kurumların uyum ve koordinasyonunu en güçlü şekilde temin ettik. Hiç kimse ellerini ovuşturmasın. Hiçkimse fitne ve fesat tohumlarının yeşereceği umuduna kapılmasın. hiçkimse kriz duasına çıkmasın. kimse kaos, çatışma hayalleri kurmasın. Bu ülkenin tüm kurumları tarihte hiç görülmedik ölçüde uyum ve mutivasyon içinde görevlerini yapıyorlar. Yargı, emniyet, asker, istihbarat tam bir koordinasyon içide. Millet adına ve millet için özveriyle vazifelerini yerine getiriyorlar. Herhangi bir kurumu yıpratmak kurumlar arasında uyumsuzluk varmış gibi lanse etmek kaosa hizmet etmek ülkeyede millete de hayır getimez. Münferit hadiseleri, istisnai meseleleri kaşıyanlar, abartanlar farklı mecralara sevk etmek isteyenler, bilsinler ki ne ülkede ne millete hizmet etmiş olmazlar. Tam tersine bunlar Türkiye'nin hasımlarına, Türkiye'nin düşmanlarına hizmet etmiş, onların değirmenine su taşımış olurlar.
"DEVLETİN KURUMLARI ARASINDA BİR HUSUMET YOKTUR"
Açık söylüyorum. Ne devletin kurumları arasında ne de bu milletin evlatları arasında bir çatışma bir husumet bir anlaşmazlık yoktur. Ve olamaz. Bu ülkenin aydınlarını, yazarlarını, medyasını, siyasetçilerini daha sağduyulu ve daha sorumlu davranmaya davet ediyorum. Sağduyuyu telkin etmek yerine, kışkırtmayı tercih edenler millet önünde mahçup olurlar ve mahçup olacaklardır. Hükümetin TBMM'nin tasarrufunu sağduyulu girişimlerini, millet iradesini yücelten adımlarını farklı yerlere çekenler millet huzurunda büyük utanç yaşarlar. Bizler ülkemize sevgi tohumları ekmenin, kardeşlik iklimini geliştirmenin mücadelesi içindeyiz. Hiçbir provakasyona, hiçbir tezgaha hiçbir fitne girişimine fırsat vermeyiz, alet olmayız. Kimse AK Partiyi gönülden seven kesimlerin gönül dünyasını kirletemez. Kardeşlik dünyasını zehirleyemez. Bizler ihlas ve muhabbetle yolumuza devam edeceğiz."
"BEDEL ÖDEMEMEK İÇİN MODERN VE DİNDAR GENÇLİK
Erdoğan konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Bu ülkede geçmişte yapılan hatalar milletimize de, ülkemize de çok ağır bedeller ödetti. Bu bedellerin tekrar tekrar ödenmesine, millete yeniden ağır faturalar ödetilmesine biz razı olamayız. İşte onun için biz gençlik diyoruz. En önemlisi de milli manevi değerlerine sahip çıkan, onları yaşatan, geleceğini geçmişinden aldığı güç, gurur ve ilhamla şekillendiren bir gençlik tasavvur ediyoruz. Altını çiziyorum modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum." (DHA)