Kemal Kılıçdaroğlu savunma yaptı
Kemal Kılıçdaroğlu savunma yaptı
Antalyalı halk oyunu takımı Türkiye şampiyonu oldu
Antalyalı halk oyunu takımı Türkiye şampiyonu oldu
14 dizide 3 bin 13 kadına şiddet sahnesi
14 dizide 3 bin 13 kadına şiddet sahnesi
'14. Geleneksel Satış Noktaları Toplantısı' gerçekleşti
'14. Geleneksel Satış Noktaları Toplantısı' gerçekleşti
15 Şubat 2012 Çarşamba - 10:42

"Ayrı değil, aynıyız"

Son ifade kriziyle bir kez daha gündeme gelen iktidar partisi ile Gülen cemaati arasında çatışma olduğu iddalarına, Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Yasin Doğan'dan (Yalçın Akdoğan) yanıt geldi.

 Ayrı değil, aynıyız
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

AK Parti ile Fethullah Gülen cemaati arasında bir çatışma mı yaşanıyor?'
 
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, özel yetkili savcı tarafından KCK operasyonu kapsamında ifadeye çağrılması, bu soruyu bir kez daha gündeme getirdi.
 
Yeni Şafak gazetesinde Yalçın Doğan takma adıyla yazılar kaleme alan AK Parti Milletvekili ve Başbakan Erdoğan'ın Danışmanı Yalçın Akdoğan, bu iddialara bugünkü köşesinde yanıt verdi.
 
Akdoğan, 'Her türlü oyunun farkındayız..." başlığını attığı ve gazetenin manşetinden 'Bu oyun bozulur' başlığıyla duyurulan yazısında, iki yapı arasında bir çatışma yaşanmadığını ve yaşanmayacağını belirtti.
 
Akdoğan, "İki farklı kulvarda hareket eden bu yapılar arasında güç ve iktidar çekişmesi yaşanmasını murad edenler yine hayal kırıklığına uğrayacaktır. Samimiyet her türlü oyunu bozar. Menfaat deği ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse helal getiremez" dedi.
 
Akdoğan, MİT-yargı krizini değerlendirdiği yazısında, "Aynı değiliz, aynıyız", "Düşmana fırsat verilmemeli", "9 yılda çok tezgah gördük", "Yanlış yapan hesabını verir" ifadelerini kullandı.
 
İşte o yazı:
 
HERTÜRLÜ OYUNUN FARKINDAYIZ
9 yıldır içimin daraldığı, kalbimin sıkıştığı onlarca olay yaşadım. 2004 AB zirvesi öncesi Türkiye'ye dayatma yapıldığında, Davos'ta İsrail'in küstahlığı ilişkileri gerdiğinde, 27 Nisan'da yayınlanan bildiride ve öncesindeki uzun gecelerde tarifsiz gerilimler yaşadım. Ama şu son günlerde yaşananlar hepsinden fazla içimi daraltıyor. Bu olayların hepsi Başbakan Erdoğan'ın volkan gibi patlamasıyla, önüne aldığı herşeyi silip süpürmesiyle aşıldı. Bugün de durumu bir dayatma ve saldırı olarak görerek benzer patlama bekleyenlerin sayısı az değil, doğrusu haklı gerekçeleri de yok değil. Ama bazen susmak bağırmaktan fazla etki yapar, patlamaktansa sağduyuyu kuşanmak insafsızları da insafa getirir. Biz inanıyoruz ki, bir insanın gönül dünyasını yıkmaktansa veya tedirgin bakışlarla sükunet bekleyenleri kaygıya gark etmektense sıkışan kalbin patlaması evladır. İnsanın bir uzvu başka bir uzvuna adavet besleyemez, gönül koyamaz, hasmane tutum takınamaz. Bugün bazılarının anlamadığı şudur: Başbakan Erdoğan'ı gönülden seven cemaat mensupları ile Hocaefendi'ye sevgi besleyen AK Partililer arasında bir çatışma ve çekişme olamaz, bunlar birbirinden ayrılamaz, çünkü bunlar aynı insanlardır.
 
İngiltere'de katıldığım bir akademik programda şunu öğrenmiştim: Bizler ne söyleyeceksek yazının sonunda söylüyoruz, İngilizler ise başında söylüyorlar. Ben de Türk gibi yazıp, onlar gibi yazının sonunu başa taşıyorum ve şunları söylüyorum:
 
1. AK Parti ile Gülen cemaati arasında hiçbir zaman bir çatışma ve çekişme yaşanmamıştır, bundan sonra da yaşanmayacaktır. Bu sadece gönül birlikteliği değil, büyük Türkiye idealinde temerküz eden bir amaç ve hedef birlikteliğidir. İki farklı kulvarda hareket eden bu yapılar arasında güç ve iktidar çekişmesi yaşanmasını murad edenler yine hayal kırıklığına uğrayacaktır. Fitne ateşine odun atanlar, sadece parti ve cemaati 'kaybet-kaybet' sarmalına sürüklemek istememekte, aynı zamanda Türkiye'yi iddialarından ve demokratikleşme perspektifinden koparmaya çalışmaktadır.
 
2. 15 Şubattan itibaren yeni bir kalkışmaya hazırlanan terör örgütü ve bölgede Türkiye'nin etkisini kırmaya çalışan Türkiye düşmanlarına fırsat verilmemelidir. Asker, polis ve istihbarat örgütlerinin uyumunu ve motivasyonunu güçlendirerek ortak hareket etmek, terörle mücadele açısından hayati derecede önemlidir. Ne Ergenekon davası sulandırılmalıdır, ne KCK/PKK ile mücadele akamete uğratılmalıdır, ne de kirli ilişkilerle ve karanlık odaklarla hesaplaşma kesilmelidir. AK Parti iktidarı maruz kaldığı sıkıntılı duruma rağmen bu kararlılıktadır.
 
Gelelim geçen haftadan bu yana oluşan görüntüye ve ortaya atılan iddialara:
- MİT'in PKK ve KCK'yı kurarak ve büyümesini sağladığı iddiası bugüne kadar yaşanan tüm ölümlerin katili olarak devleti göstermekte, BDP'nin 'düşman devlet, ceberrut devlet' tezine güç vermektedir.
 
- Yargı ve güvenlik bürokrasisinin, seçilmiş iktidara politika dayattığı, siyasete yön vermeye çalıştığı şeklinde bir algı oluşturulmaktadır.
 
- AK Parti ile Gülen cemaati arasında çatışma üretilmek istenmektedir.
 
- 250. madde değişikliği yaptırılarak Ergenekon sürecinin boşa çıkarılması murat edilmektedir.
 
- MİT Müsteşarı ve bazı hükümet üyeleri KCK'lı gibi gösterilerek KCK operasyonları sulandırılmaktadır.
 
- MİT, polis ve asker arasındaki uyum bozularak, moralsizlik oluşturulmakta, PKK ile mücadele zafiyete düşürülmek istenmektedir.
 
- Devlet içinde çok parçalı, bölünmüş ve çatışma halinde bir yapı oluştuğu izlenimi uyandırılarak otorite zafiyeti görüntüsü verilmektedir.
 
- Kapalı devre çalışan bir ekibin Başsavcının, valinin ve hükümetin bilgisi dışında işler yaptığı algısı üretilerek güvensizlik pompalanmaktadır.
 
- Bölgesel gelişmelerde etkili olan ve İsrail'in hedefi haline getirilen MİT Müsteşarının devre dışı bırakılmasıyla Türkiye'nin bölgesel etkinliği kırılmak istenmektedir.
 
- MİT ve emniyet istihbarat arasında bir çatışma ve inisiyatif mücadelesi ateşlenmeye çalışılmaktadır.
 
- Başbakan Erdoğan'ın Meclis kürsüsünden kendisinin görevlendirdiğini söylediği Hakan Fidan hedefe konularak, Başbakan'a karşı hamle yapılmaktadır.
 
Geçen haftadan bu yana basında resmedilen fotoğraf budur. Bunların doğruluğu yanlışlığı bir yana, acaba bu görüntüyü kim üretmek istemektedir? Bir kısım savcı ve polisler mi böyle bir durumu planlamıştır yoksa onların girişiminden sonra birileri bu görüntüyü oluşturmaya mı çalışmaktadır?
 
Eğer bu girişimi başlatanlar istemeden böyle bir duruma sebep oldularsa bir adım sonrasını göremeyecek bir yetersizlik içindedirler. Eğer bunu bilerek yaptılarsa ortada daha vahim bir durum vardır ve söylediklerinin tam tersi bir tezgahın parçası olmuşlardır.
 
MİT'i temizleme ve yanlışların hesabını sorma arayışı ile bugünkü durum tamamen farklı eksene oturmuştur. Bugün daha büyük bir sorun önümüzde durmaktadır. Elbette hangi kurum olursa olsun yanlış yapan hesap vermelidir, tüm kurumların ve yapıların içindeki Ergenekoncular, çeteciler, kirli ilişkiler günyüzüne çıkmalı ve bir arınma yaşanmalıdır. Ama bunun bir yolu ve yordamı vardır. Eğer üç günde gelinen noktada Ergenekoncuların, PKK'nın, İsrail'in, MİT içindeki karanlık yapıların, hükümet muarızlarının ve Türkiye düşmanlarının bayram ettiği bir noktaysa, kimse çıkıp bunu işi abartmakla ve alınganlıkla izah edemez. Hele üstüne bir de hükümete 'tuzağa düşmeyin', 'MİT'in karanlık ilişkilerine arka çıkmayın' tavsiyesinde bulunmak ayrı bir istihzadır. Eğer bir tuzak varsa tuzağın başlangıç noktası neresidir? Şer güçlerin işine yarayacak bu iklimi kim üretmiştir? Ergenekon sadece MİT'in içine mi sızmıştır, yoksa her kurum ve yapı bu yönlendirmeden nasibini almakta mıdır? Tuzak sadece hükümete mi kurulmuştur?
 
'MİT konusunda kişileri ve niyetleri sorgulamayın, vahim sonuca bakın' deniyorsa, bugün yaşadığımız vahim sonuç kimin eseridir?
 
Yargı ve güvenlik bürokrasisi içinde kimseye güvenmeden gizli kapaklı iş çeviren bir grup, ülkeyi yönlendirmeye ve siyaset mühendisliğine kalkışıyorsa, bunun daha önceki durumdan ne farkı olur?
 
AK Parti bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşılaştığı badireleri 'ortak akıl'la atlatmasını bilecektir. Ama bu işleri üreten akıl da nasıl bir tutulmaya uğradığını veya nasıl bir kriz ürettiğini görmelidir.
 
Şunu herkesin bilmesi gerekir: Türkiye'nin zararına olan bir durum, ne AK Partinin ne herhangi bir grubun faydasına olabilir. Bugün için AK Parti iktidarına zarar vermek ise Türkiye'ye ve Türkiye içindeki herkese zarar vermek anlamına gelir.
 
9 yıllık iktidar döneminde maruz kalınan türlü türlü oyunlar, provokasyonlar, tezgahlar büyük bir tecrübe oluşturmuştur. Samimiyet, her türlü oyunu bozar. Milletin hayır duasıyla ve desteğiyle bütün badireleri atlatan AK Parti iktidarı bu oyunu da bozacaktır. Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimse halel getiremez.
 
Biz kardeşlikle, samimiyet ve ortak akılla hareket etmeyi sürdüreceğiz. Yanlış yapanlar veya istismar edilecek durumlara sebep olanlar hesabını millete ve adl-i ilahiye verirler.

 
Başka Cem'e aşık oldu
 
Memura yemek parası, mahkemelik oldu
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Emekli yaşında üzücü haber
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, yaşa takılanların emekli ...
'Bugüne kadar sustum ama...'
CHP'de muhalif kanadın başındaki isim olarak gösterilen Önder Sav, uzun ...
Kaş İlçe Başkanlığı’na Mutlu Ulutaş Seçildi
AK Parti Kaş İlçe Teşkilatı 4. Olağan Kongresi tamamlandı. 2008 yılından ...
 
AKP'li belde başkanına silahlı saldırı
ANTALYA'nın Kaş İlçesi'nde henüz kimliği belirlenemeyen kar maskeli bir ...
Kazada yaralanan AK Partili Vekiller uçakla Ankaraya götürüldü
Muş'ta geçirdikleri trafik kazasında yaralanan AK Parti Bitlis Milletvekilleri ...
Kılıçdaroğlu: Türkiye iyi yönetilmiyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Türkiye'de bir kaos düzeni var. ...
 
4 MİT'çi hakkında yaklama kararı çıktı
*MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili ise ifadesinin alınması için Ankara ...
Hakan Fidan Köşk’e çıktı!
Özel yetkili savcı, KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, ...
CHP’li İnce: Cemil Çiçek gongu çaldı, vekilleri ringe çağırdı
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, "Eşkıya Meclis'e inmiştir ve bunun ...
 
Dursun Gündoğdu
Siyasette bir tornistan hikayesi
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Mustafa Kemal'e ceza verilemez
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek…
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva