Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TUÇEV) tarafından düzenlenen sempozyum Antalya'nın turizm merkezi Belek'te başladı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bakan İdris Güllüce, çevre bilgisinin, şuurunun, aklının, idrakin toplumun damarlarında, tarihinde olduğunu belirterek, "Bu bizim yerli bir malımızdır. 'İlim haline getirilmemiş, tasnif edilmemiş, izahı yapılmamış' denilirse katılırım. Ama ana omurgasının bütün varlıkların hukukunu koruma ilkesi taşıyan bir milletin çocuğuyuz biz" dedi.
Kendisinin bütün varlıkların hukukundan sorumlu kılan vicdani değere sahip olunduğunu kaydeden Bakan Güllüce, bütün varlıkları taştan kayaya, kertenkeleden ağaca yeryüzünde, galakside olan her şey olarak açıkladı. Bütün bunların hukuki ve vicdani sorumluğunun farkına varılmasını çocukluktan gelen bir eğitimin içinde şekillendiğini kaydeden Bakan Güllüce, "Bu bilgi bizim temelimizde, ruhumuzda, kimyamızda var" dedi.
"ALINTERİMİZLE KALKINIYORUZ"
Türkiye'nin dünyanın en hızlı kalkınan birkaç ülkesinde biri olduğunu, endüstrileşme ve gelişmeyi dünyayı kirletmeden, dünyaya zarar vermeden ve kendi alnını teriyle başaran bir ülke olduğunu anlatan Güllüce, bununla şeref duyulması gerektiğini dile getirdi. Gelişmiş ülkelerin endüstrileşme tarihinde çok kötü şeyler görüleceğini belirten Güllüce, şöyle konuştu:
"İngiltere'si, Almanya'sı, Fransa'sı bunların bütün dünyayı ne kadar kirlettiğini hele hele gelişmemiş ülkelere nasıl zarar vererek yaptıklarını, yetmemiş çok tehlikeli atıkları Afrika'ya, Akdeniz'e, Karadeniz'e getirip attıklarını, 200 yıldır İngiltere'nin, Fransa'nın hiçbir kutsal tanımadan, hiçbir değer taşımadan bütün o nehirleri, doğayı perişan ettiklerini, gelişmemiş halkları, Afrika, Latin Amerika, Uzak Asya halkları gibi insanlarını üzerine bu çevre kirliliğini yıktıklarını iyi bilmemiz lazım. Bu konuda milletimiz bu ülkenin coğrafyasında hiç kimsenin, dünyada başka ülkeye zarar vermeden tabiatını bütün kurallarına riayet ederek kalkınmaya çalışmış, hiç de kimseyi sömürmeden kalkınmaya çalışmış."
Türkiye'de yapılan metronun, otelde çalışan garsonun ödediği vergilerle, otelcinin karı, kuru üzüm üreticisinin ihracattan elde ettiği parayla yapıldığını kaydeden Bakan Güllüce, "Tamamen yerli paralarla yapıyoruz. 9 bin Cezayirlinin öldüğü Fransız metrosu böyle değil" dedi. Avrupa'da gelişme ve kalkınmanın Türkiye ile mukayese edilmeyecek kadar kötü olduğunu kaydeden Bakan Güllüce, "Biz bu konuda dik dururuz. Hem çevre noktasında, çevreyi koruyarak kalkınmışızdır, hem de gelişmemiş halklara zulmederek kalkınmamışızdır, gelişmemiş ülkelerdeki coğrafyaları kirletmeden kalkınmışızdır" diye konuştu.
Fransız kalkınmasına zarar verecekler diye 1 milyon 500 bin Cezayirlinin soykırıma uğradığını, Endonezya'da Hollanda'nın yaptıklarını da malum olduğunu anlatan Bakan Güllüce, şunları söyledi:
"Çevreci arkadaşlarımız Avrupalılar'ın karşısına geçtiği zaman göğüslerini dik tutarak, 'Dünya halklarına hiç zarar vermeden çok hızlı kalkınmayı başarabilmiş, tabiata zarar vermeden, dünya halkalarını ezmeden, sömürmeden, Afrikalıyı köle danalar gibi, vahşi hayvanlar gibi tutarak Amerikalılara götürüp satmadan, onun alın terini sömürmeden kalkınmayı başarabilmiş bir ülkelinin insanıyız, bu şerefi taşıyoruz' diyebilir. Afrika'da hiç kimseyi vahşi hayvanlar gibi üzerine ağ atarak, yüz binlercesini satarak, asırlarca bedava çalıştırarak, döverek öldürerek zengin olmadık. Dünyadaki hiçbir halka zulüm etmedik, hakkını yemedik, tabiata da hiçbir zarar vermemeye çalıştık. Endüstrileşme tarihinde batının insanlığın yüzüne bakamayacağı birçok konular var. Hindistan'da parmakları kesilen tekstil işçileri yok bizde. İngiliz tekstil endüstrisi gelişsin diye Hindistan'daki tekstil ustalarını parmakları kesiliyor."
TÜRKİYE İLE İNGİLTERE BİR DEĞİL
Peru'daki İklim Değişikliği Kongresi'nde bu bağlamda bir konuşma yaptığını dile getiren Bakan Güllüce, iklim değişikliğine karşı ülkelerin vereceği katkının, dünyada yarattıkları kirlilikle doğru orantılı olması gerektiğini dile getirdi. Bakan Güllüce, "Gambiya, Tanzanya, Tayland, Türkiye, Bulgaristan herhalde İngiltere aynı olmayacak. 1810'dan beri dünyaya ne kadar atık atmış, ne kadar karbon salmış, o kömür ocaklarını 9 yaşında çocukları ve kadınları çalıştırdıklarının hesabını soracak halimiz yok ama çevreye verdikleri zararı sorma hakkımız var" dedi.
Türkiye'nin 2023 yılına kadar çevre noktasında bugünden çok daha iyi yerde olacağını kaydeden Bakan İdris Güllüce, yetişmiş insan, bilgi noktasında problemin bulunmayan Türkiye'nin kaynak sıkıntısı yaşadığını söyledi. Güllüce, şöyle devam etti;
"Bunların çözülmesi için milyarca Euro para lazım" dedi. Türkiye'nin alın teriyle para kazandığını, hal böyle olunca problemlerinin aynı hızla çözülemediğini kaydeden Bakan Güllüce, "Türkiye'ye kaç milyar euro lazım ki bütün atıkların problemini çözebilsin, derelerini ıslah edebilsin. Çok ciddi, büyük bir rakam bu. Bizim bildiğiniz gelirlerimizin ötesinde gelirimiz olmadığı içinde çözmemiz zaman alıyor" diye konuştu. Milyarca euronun hemen ortaya koyup sorunu çözebilmenin mümkün olmadığını dile getiren Bakan Güllüce, "5-10 yıl içinde birçok çevre probleminin tamamen çözüleceğine inanıyorum. Burada olan herkesi çevre gayretinden, ilgisinden, bilgisinden duyarlığından dolayı kutluyorum. Çevre bir insan hakkı diye de düşünüyorum, onu da söyleyeyim."
Türkiye'nin yüksek teknolojiyi yakalaması gerektiğini belirterek açıklamalarını sürdüren Güllüce, bunu yaparken tabiatında korunması gerektiğini belirterek burada ince bir ayara ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu durumu soğan zarına benzeten Güllüce, "Biraz bu tarafa geçtiğinizde tabiatı korumamış olursunuz biraz bu tarafa geldiğinizde de endüstrileşemezsiniz, sanayileşemezsiniz, kalkınamazsınız" dedi.
29 Ocak'a kadar sürecek 2015 Atık Yönetimi Sempozyumu'nun açılış oturumu Bakan Güllüce'nin konuşması ardından sponsorlara teşekkür plaketleri verilmesiyle sona erdi.
Emre BAYLAN/ ANTALYA, (DHA)