Öğrencilere 'Hayatının Yazarı Sensin' söyleşisi
Öğrencilere 'Hayatının Yazarı Sensin' söyleşisi
Akdeniz Üniversitesi'nden sağlık turizmini güçlendirecek adım
Akdeniz Üniversitesi'nden sağlık turizmini güçlendirecek adım
Muratpaşa’da güne sporla başlıyorlar
Muratpaşa’da güne sporla başlıyorlar
Ölü bulunan bebeğin annesi tutuklandı
Ölü bulunan bebeğin annesi tutuklandı
21 Mayıs 2013 Salı - 16:17

Arascan Dönmez manifestosunu yazdı

Bağımsız Performans Sanatçısı Arascan Dönmez performans hayatında üç yılı geride bıraktı ve bunu yazdığı bir manifesto ile kutladı.

Arascan Dönmez manifestosunu yazdı
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

MANİFESTOSUNU TAMAMLAYAN ARASCAN DÖNMEZ:“OYUNCLULUK YAŞAMA SEBEBİM.” 

18 yaşında yerel bir medya kuruluşu olan Gerçek’te köşe yazmaya başladı. Şimdi Metrosfer haber portalında yazmaya devam ediyor. Çocuk İstismarına dikkat çektiği ilk profesyonel işi "Ağustosta Karla Dans" ile büyük ses getirdi. Bahçeşehir Üniversitesi’nin sürekli yayınlarından Fuaye adlı dergiye verdiği bir röportajda "Türkiye'de anne-baba olmak yasaklansın" dedi, "Save The Children" ile işbirliği içinde olmak istediğini söyledi. Sosyal sorumluluk projelerini hep önemsedi. Farklı cinsel yönelimdeki kişilerin daha iyi şartlarda yaşaması için açılan bir derneğin kapanmaması için İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Sahnesi’nde geliri derneğe kalacak bir performans sergiledi. İkinci performansı “Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım” da sahnede canlı canlı kaka yaptı, Oleg Kulik adlı sanatçıya gönderme yaptı. Son performansı “Seks-Siz” ile soğuk ve çekilmez bir dünyanın kapılarını açıp herkesi üşüttü. “Sokağın Adı;Ben” adlı performansı ile Muammer Karaca Tiyatro Salonu’nda geliri “Umut Çocukları Derneği”ne kalacak bir performans gecesi düzenledi ve akabinde de sokak çocuklarının yüzü oldu. Daha ilkokul beşinci sınıfta iken katıldığı “Birinci İstanbul Çocuk Kurultayı” nda divan sözcüsü olarak görevlendirildi ve sokakta yaşayan çocukların haklarını savunsun istendi. Ortaikinci sınıfta çektiği “Merdiven Altı” isimli filmde sokağa atılan “Umut” isimli bir çocuğu konu almıştı. Kemer Koleji’nin açtığı yarışmada ilk 10’a girdi ve Sinan Çetin’den bir hafta sonra “geleceğin filmcisine” notuyla imzalı bir kitap adresine postalandı. Geride bıraktığımız 19 Mayıs’ta performans hayatında üçüncü yılı geride bıraktı. Bunu da yazdığı bir manifesto ile kutladı. Arascan Dönmez’in manifestosunu Gün Haber ile paylaşan asistanı Badegül Uçan’dan aldığımız randevu ile Dönmez’le tekrar bir araya geldik.

Umut etmek, umudu yitirmemk ve umudun kendisi haline gelmek. Siz deyince akla bunlar geliyor. Peki sizin anladığınız ne, önce biraz buna bakalım?

Arascan: Ummaktan doğan güven duygusu hepimizin bildiği sözlük anlamı. Ama benim umudum Nazım Hikmet'in “umut” şiirindeki umuttur.

işler atom reaktörleri işler
yapma aylar doğar güneş  doğarken
ve güneş doğarken çöp kamyonları 
ölüleri toplar kaldırımlardan
işsiz ölüleri aç ölüleri diye başlar şiir. Uzuncadır. Son kıta şu şekilde yazılmıştır.
işler atom reaktörleri işler
yapma aylar geçer güneş  doğarken
ve güneş doğarken hiç  umut yokmu
umut umut umut... umut insanda.
 

Nazım okur musunuz çok?

Arascan: Okurum. Ancak popüler kültürün öğeleriyle anlamaya çalışanlardan değilim onu. Son zamanlarda pek çoğaldı Nazımcılar. Herkeste, bir “ben de Nazımseverim” havaları. Davalık ve sevdalık olmuş adamları konuşmaya başlamadan önce iyice dinlemeli. Ben daha çok Nazımdinlerim, üzerine konuşan değil. Ve “Kelimeler” en sevdiğim şiiridir tam da bu noktada.

Bu geç vakit  
bu sonbahar gecesinde  
kelimelerinle doluyum;  
zaman gibi, madde gibi ebedî,  
göz gibi çıplak,  
el gibi ağır  
ve yıldızlar gibi pırıl pırıl  
kelimeler.  
Kelimelerin geldiler bana,  
yüreğinden, kafandan, etindendiler.  
Kelimelerin getirdiler seni,  
onlar : ana,  
onlar : kadın  
ve yoldaş olan...  
Mahzundular, acıydılar, sevinçli, umutlu, kahramandılar,  
kelimelerin insandılar...

İlk profesyonel işiniz “Ağustosta Karla Dans” çocuk istismarını konu aldı ve Umut Çocukları Derneği’nin de dikkatini bu performansla çektiniz?

Arascan: Ensesti tüm çıplaklığıyla çekinmeden ve ürkmeden sahnede kanlı-canlı sunan tek performansçıyım ve kendimle gurur duyuyorum. Daha önceden sizin de dedeiğiniz gibi meslek hayatımın sonunda yapacağım birşeyi en başında yaptım. Derneğin kendi resmi web sitesinde sürekli güncel tutulan bir spot vardı: “Çocuk istismarına hayır.” Bu performansla benim de bu spot için birşey yaptığımı gördüler ve yakınlığımız bu şekilde başladı.

Biz bir dönem sizin yerel bir medya kuruluşunda yazdığınız yazıların da yüzde altmşının  çocuklarla ilgili olduğunu gördük?

Arascan: Evet. Lisede aldığım radyo-tv gazetecilik eğitiminin bir gereğini yerine getirmek için staj başvurusunda bulunduğum o kuruluş yazdığım tüm yazıları çıkardığı gazetede kesmeden-biçmeden yayınlamıştı. Orada yazdıklarıma şimdi baktığımda hep çocuk olmak üzerine yazdıklarım var. Ailesiz bir evde çocuk olmak, Türkiye’de çocuk olmak, çocuksuz bir yerde çocuk olmak, çocuk olmadan büyüyen çocuk olmak vb...Nedenini tam olarak göstermiyorum.

Ortaikinci sınıfta çektiğiniz “MerdivenAltı” isimli filmde “Umut” isimli bir çocuğu anlatmıştınız. Sokak çocuğuydu o da değil mi?

Arascan: Evet. Almanya’dan Türkiye’ye gelen ablası tarafından Küçükyalı sokaklarında aranan Umut’un hikayesi idi. Abla bir şekilde Umut’un arkadaşlarına ulaşır ve Umut’u sorar. Filmin bu sahnesindeki replik şudur: “Hop hop abla, bizim de çok umudumuz var, sen hangi umuttan bahsediyorsun?” Tabi film denemez, arka arkaya gelişigüzel dizilmiş görüntüler.

Daha öncede sorduk size ama finali manifestonuza bağlayacağımız bu röportajda tekrar söylemenizde yarar var, kaçıranlar için. Birinci İstanbul Çocuk Kurultayı’nda da sokak çocukları için “umut” olmuştunuz?

Arascan: Evet. Çok büyük bir çocuk kurultayıydı. Önce kendi okulumda sonra ilçemde sonra da ilimde birinci seçilmiş ve kurultaya divan sözcüsü kabul edilmiştim. 2000 yılında Milliyet gazetesi’nin yaptığı haberde “içerdekiler-Dışardakiler” diye bir başlık yer alıyordu. Ben içerdekilerden biriydim ve dışarda mendi satan, tiner çeken çocukları kurtaralım diyendim.

Neredeyse 15 yaşınızdan bu yana çocuklar için birşeyler yapıyorsunuz?

Arascan: Kendi çocukluğu bitmeden çocuklar için savaşan bir çocuk. Çok daha küçükken halamın oğluyla hayalimizde yarattığımız bir tv kanalı vardı: “Mte” ve bu kanal için çizgifilm çeker, yarışma programı yapar, ana haber bülteni sunardık. Çocukların çalıştığı ve ürettiği bir kanaldı bu. Kendi odamızı tv stüdyosu haline getirir basket potasını kamera yapar ve çekildiğimizi düşünürdük. Daty&Jack adında bir çizgifilmimiz vardı tam 1000 bölüm çektik. Ben hep böyleydim.

Umut Çocukları Derneği’ndeki çocuklar kimlerdi ve siz ne yaparak umut oldunuz onlara?

Arascan: Umut Çocukları Derneği, aile ortamından kopan,  sokağı evi bellemiş, hem maddi hem de manevi anlamda desteğe ihtiyaç duyan kötü koşullarda çalıştırılan, uyuşturucu madde (tiner, esrar, eroin, alkol vb.) bağımlısı olan çocuk ve gençleri  bünyesinde barındıran bir yerdi. Ve dernekten içeri girer girmez herkes umut çocuğuydu artık, sokak değil. Ben 3 Haizran’da 2012’de Muammer Karaca Tiyatro Salonu’nda “Sokağın Adı:Ben” isimli bir performans sergilemiştim. Gelir derneğe bırakıldı. Gönül isterdi ki metni bana ait olan ve “Film İşleri” adlı yapım şirketi tarafından çekilecek olan “Bir Umut Kaç Para Eder?” adlı reklam filmini de hayata geçirseydik ama olmadı. Şu anda yüzleri olmamam meselesi de tamamen bununla ilgili.

Hedef neden Unicef ve “iyi niyet elçisi” seçilmek?

Arascan: Bu benim hedefim değil. İlk olarak “İndigo” adlı takipçi sayısı haddinden fazla yüksek bir internet dergisinden Mehmet Karaaslan’ın bunu bana sormasıyla başladı iş. “Seni iyi niyet elçisi de seçerler şimdi” dedi röportajın bir yerinde. Öyle de kaldı.Daha önce de açıkladım size, bu benim dememle olacak şey değil. Ama bana göre de hayatım saf ve duru. İdealler üzerine kurulu.Sigara içmeyen, düzenli spor yapan, eğitimine ara vermeyen, düşünmeden söylemeyen, bilmeden konuşmayan biriyim. Yaşıtlarım bilardo kafelerde gün bitirirken ve gün yetmiyor diyordum daha lisedeyken. Önemli olan bunları benim söylemem değil tabi, bir arşiv söz konusu. Unicef değerlendirdiğinde bunu uygun bulacak mı, önemli olan bu.

Çocuk olmak nedir Arascan’a göre, son olarak da bunu soralım bu bölümü kapatalım?

Arascan: İkinci kez soruluyor bu bana. Sözlük anlamında “insan yavrusu” olarak tanımlanan çocuk, büyük insanın ‘küçüğü’ değil, başka bir varlık, ayrı bir dünyadır diye bilinsin istenir. Bence dünyaya tekrar gelmek için değer göreceğim tek şeydir. O evreyi bir daha yaşamak için “evet” derim. Bir de bence Tanrı’nın insanlara sunduğu en büyük imtihandırlar onlar.

MEDYANIN ÜSTÜNDE DURMADIĞI UMUT GECESİ GÜNDEM YARATMIŞTI 

Arascan Dönmez’in İstanbul Bilgi Üniversitesi, Beyoğlu Belediyesi ve Film İşleri ile birlikte geliştirdiği Umut Gecesi Projesi’nin ilk ayağı “Sokağın Adı:Ben!” adlı performans Muammer Karaca Tiyatro Salonu’nda geçen sene bu zamanlarda hayata geçmişti. Umut Çocukları Derneği Başkanı Ferhat Şahin’in adına şirket kurulan iki sokak çocuğuyla yaptığı ses kaydı  gecenin şok edici unsuru olurken, sokaktan kurtarılıp dernek himayesinde koruma altına alınan dört sokak gencinin sabit bir kameraya bakarak sokağı ve kendilerini anlattıkları video da izleyenler tarafından sarsıcı ve yaralayıcı olarak nitelendirilmişti. 

 

ACININ DANSIYDI

Videoda konuşan dört sokak çocuğu sahnede seyirciye arkaları  dönük bir şekilde yüzleri ise barkavizyonda dönen, videodaki kendi yüzlerine dönük  otururken sahnenin ortasındaki çöp kutusundan çıkan performansçı Arascan Dönmez yere sabitlediği elleri üzerinden bedenini hareket ettirerek zıplar adımlarla çocukların yanına gidip gelmişti. Onları koklayarak, yanlarında durarak ve duyumsayarak  hissetmeye çalışan performansçı seyirciye de bunu kendi üzerinden hissettirmeye çalışmıştı.  
 

 

YUMURTA, UN VE TOZŞEKERLE DANS ETMİŞTİ 

Yazar Mavi Neşe’nin “Kırıntı Çocuklar” isimli hikayesini performe eden performansçı sahnede “un”“tozşeker”  ve “yumurta” ile ilişki içine girerek zemini una, yumurtaya ve tozşekere bulamıştı. Tam 20 dakika boyunca durmadan dans eden performansçı finalde okuduğu Kırıntı Çocuklar’da geçen “Tanrının sofrasından artakalanım” cümlesini söylerken yumurta ve un bulaşmış zemin üstündeydi artık. Salonda hiç kesilmeyen alkış Uzman Psikolog Alanur Özalp’ın sahneye çıkmasıyla katlanarak devam etmişti. 
 
 PİSİKOLOG ALANUR ÖZALP DÖNMEZ’İ İYİ NİYET ELÇİSİ  OLARAK DESTEKLEMİŞTİ

Performans bitiminde Uzman Psikolog Alanur Özalp’ın moderatör olduğu söyleşide Arascan Dönmez’e sorduğu “iyi niyet elçisi olmak” gibi bir hedefin var ben de seni destekliyorum,  hadi bize bunu anlat demesi bir başka süprizdi. 15 yaşından beri çocuk kurultaylarında ve yerel medyalarda yazdığı yazılarda çocuğa dokunduğunu ifade eden Dönmez, enesti anlattığı “Ağustosta Karla Dans” ile tanınmış olsa da çalışmalarının çok önecelere dayandığını  ifade etmiş ve eklemişti: “Bu bir hedef değildi ama şu anda oldu. Ama bu hedef gerekmiyor çocukları sevmek önemsemek için. Bunun da altını çizmek isterim.”
 

ÖZALP BAŞBAKANIN ÜÇ ÇOCUK LAFINA GÖNDERME YAPMIŞTI 

Performansçı Arascan Dönmez’in “Türkiye’de Çocuk Olmak”  sizce nasıl bir şey sorusu üzerine psikolog Alanur Özalp “üç  çocuk” söz konusu olduğu sürece asla olamamak deyince salonda alkış kopmuştu. Kendi yapamadığı ve gerçekleştirmediği hayalleri çocukları gerçekleştirsin isteyen aileler var. Bu zincirinin kırılması lazım diyen Özalp, 8 nüfuslu bir aileye 6 yaşında bir çocuğun bar kapılarında dilenerek baktığı bir yapı söz konusu iken, sokağın adı bu performansta da vurgulandığı gibi “çocuk”  olmuşken söylenecek söz kalmamıştır ifadesini kullanmıştı.

Ve performansta üçüncü yılı geride bırakan ve Türkiye’de de performans sayfasını kapatan Dönmez manifestosunu tamamladı. Hayatın neresinde durduğunu ve performansı neye yorduğunu “laraerium” adını verdiği manifesto ile açıklayan Dönmez daha şimdiden kimilerine göre bu manifestoda da performans yapmış durumda:

LARAERİUM

Gerçek “doğru” bilinmek istenen. Doğru bilinmek istenen “inanıldığı” kabul edilen. İnanıldığı kabul edilen “algılandığı” zannedilen. Algılandığı zannedilen “arayışı” içine girilen. İdrak edilen: Herşey hem var hem yok. Hem yakında hem uzakta. Hem az hem çok. Hem tek hem çift. Hem evet hem hayır. Hem içeride hem dışarıda. Hem dikey hem bükey. Hem herçek hem değil.
Yüce olanı arayarak ve o arayış içinki hakikat diye izi sürülen şeyi yorarak,yararak geçecek bir ömür. Doğmak ön ölmek arka ise aradakiler ne bilinmeyecek. Varolduğu söylenen “gelecek”in hesabı yalnızca mekanik ve kronolojik düzlemde bilinmek istenen zaman ile beklenecek “az önce”, “şimdi” ve “biraz sonra.”
Düşünce düşüneninden bağımsız bir varlık alanı edinemeyecek hiç kendine. Genç bir zihinle katedilmesi için kişinin kendinin, evrenin yasaları ile uyum gerekecek. Döngüsel mantık işlerleşecek “kabul” a ne yer vererk ne de vermeyerek.
Ve bu ne baş olacak ne de son…
Göğün altındakiler gibi ve yerin üstündekiler
Gaybın içindekiler gibi ve dışındakiler
Tekler gibi ve çiftler
Varlar gibi ve yoklar
Azlar gibi ve çoklar
Evetler gibi ve hayırlar
İçerdeler gibi ve dışardalar
Dikeyler gibi ve bükeyler
Gerçekler gibi ve değiller
Sonra karşılığını bulacak. Bastırılmayacak, aşılmaya çalışılmayacak. Kaçılmayacak. Açılmayacak. Kapanmayacak. Hatırlanmayacak. Unutulmayacak. Var edilmeyecek. Yok sayılmayacak. Hareket ne olacak ne de olmayacak. Sadece duracak. Büyük boşlukta temsil edilecek. Sese, aksiyona, biçime, içeriğe, ışığa, kurguya ve görüntüye gereksinim duymayacak. Bakacak…Gördüğü şey zuhura gelecek. Bir papatyanın kasımpatıya bir çam ağacının palmiyeye özenmediği noktada kendi kare kökünü alınca bir homosapien özün ritmi nedir, görülecek. Performans buna denecek. Karşı çıkmak için imdada bir küskü yetişecek. Eylemi gerçekleştirmek içinse bir “laraerium” bulmak yetecek.

 

 
 

 
Dolar son 1 yılın zirvesinde
 
Adnan Yıldız Devrim Kök ile buluştu
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
9 Haziran 2013 Pazar 13:06

KARDEŞİM ÇOK BAŞARILI VE İYİ NİYETLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM DAHA NİCE BAŞARILI 3YILLAR TEMENNİ Sİ İLE BAŞARILARININ DEVAMINI DİLERİM BÜTÜN GÜZELLİKLER SENİN LE VE SEVDİKLERİNLE OLSUN.

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Dolar son 1 yılın zirvesinde
Dolar ABD ekonomisinden iyileşme sinyallerinin etkisi ile yükselirken ...
Maliye Pos ile mükellefi izleyecek
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın ...
Afyon'da evrensel buluşma
AFYON Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Devlet Konservatuvarı Mezunlar Derneği, ...
 
2 balon çarpıştı; 1 ölü
KAPADOKYA'da sıcak hava balonunun düşmesi sonucu ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü.
Ankara Tandoğan'a yüzbinler aktı
Vatandaşlar yurdun dört bir yanında Mustafa Kemal Atatürk'ü anıyor. CHP'nin ...
Dağa taşa mescit
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı okullar, sinema, tiyatro, gazino, müzeler, ...
 
Tepkiler çığ oldu, hafifletmeye gidildi
Geçen hafta TBMM Başkanlığı’na sunulan AKP’nin içki yasaklarını içeren ...
Asgari ücrette devrim gibi karar
TBMM'de 'yeni anayasa' çalışmalarını sürdüren dört parti, asgari ücretten ...
Öğrencileri sevindirecek haber
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, sadece lise öğrencilerine tatil olacağı ...
 
Dursun Gündoğdu
Bu CHP, onları vekil bile yapar
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Cumhuriyeti kutluyoruz
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Katliam yasasını geri çekin
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
Kasım ayı, kişisel gelişiminiz için size güçlü fırsatlar getiriyor. Akrep burcundaki Yeni ay, arzularınızı keşfetmeniz ...
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva